Yeni bir yýla girmek insanýn takvimle olan iliþkisini gösterir. Oysa eski insan zamaný tabiatla kavrardý. Her mevsimin baþlangýcý ve bitiþi vardý. Art arda gelen mevsimler bir devr-i daimi iþaret ederdi.
Modern insan kentlerde mevsimleri þaþýrmakta. Çünkü þehirlerin boðduðu hayatlar için mevsimler sarkýyor ve insanlýk bu gidiþatýn pek de hayra alamet olmadýðýný fark ediyor.
Eski çaðlarda insanlar hayatta kalabilmek için mücadele ediyordu. Büyük keþifler ve buluþlar ayakta kalabilmek ve var olmak içindi. Sonrasýnda hiç tükenmeyecek zenginliklere eriþmek, hiç harcanmayacak altýnlara sahip olabilmek insaný esir aldý.
Sanayi devrimi her þeyi kolaylaþtýrdý ve yaþam konforunu artýrdý. Herkesin eriþebileceði araçlar, makinalar, aletler üretildi ve 20. asra girerken insan konforlu bir hayata baþlayacaktý.
Yüzyýlýn henüz baþýnda savaþlar baþ gösterdi. Ýlerleyen teknik daha çok öldürücü silah üretmiþti. Birinci savaþýn yaralarý sarýlmadan Ýkinci savaþ baþladý. Üstelik bu sefer insanýn ne kadar korkunç olabileceðini kaydeden kameralar da yaygýnlaþmýþtý. Yani insanýn sorumsuzluðu artýk kayýt altýndaydý.
Milyonlarca insanýn yok olduðu savaþýn utanç verici izleri ise hafýzalardan silinmedi. Holokost ve atom bombasý, mesuliyetini kaybetmiþ modern insanýn kendisini inkar ettiði elim hadiselerden sadece birkaçý oldu. Her iki savaþýn sonunda 80 milyon insan öldü. Suç ve katliam hiç bitmedi. Vietnam, Ruanda, Srebrenitsa, Hocalý, Felluce, Myanmar...
Geçtiðimiz yüzyýl insanlýðýn tarih önünde yargýlanacaðý bir modern zaman dilimi. Sorumluluðunu kaybetmiþ insanýn bütün yüklerinden kaçýp sanal evrene sýðýnma arzusu da bu yüzden sanki. Tabiatý, suyu, topraðý kuraklaþtýran insanýn zihnî sahasý da çoraklaþmaktadýr.
Tabiatý ve mazlum sivilleri yok edenler dünyanýn geleceðini riske attýlar ve doðmamýþ bebekleri tükenmiþ ve kirli bir dünyayla baþ baþa býraktýlar. Önümüzdeki yýllar boyunca en çok konuþacaðýmýz mesele insani sorumluluktan kaçan 20. yüzyýl barbarlýðý olacak.
Hakim güçlerin çatýþma alanlarýný kýþkýrtmasýna, sivillerin katledilmesine bu yüzyýl da sessiz kalýrsak eðer insanlýðýn karnesi yine zayýf olacaktýr.
Hayat yalnýzca kendi hanemizden ve ülkemizden ibaret deðil. Dünyanýn geleceðini düþünmek ve insanlýða seslenmemiz gerekiyor.
Her þeye raðmen ümitsiz deðilim. Ýnsanlýða hakikati tüm çýplaklýðýyla söyleyecek nefes yine bu topraklardan ve bu aziz milletten çýkacaktýr.