Küresel güçlerle eli güçlü pazarlık!

Başkan Erdoğan dün Belçika’daydı. AB Konsey ve Komisyon başkanlarıyla görüşecekti.

Davet onlardan geldi. Çünkü AB’nin etekleri tutuştu.

Sebep oldukları krizin neticelerini görmezden geldiler.

Takip ettikleri emperyalist politikalarla İslam dünyasına kan banyosu yaptırdılar/yaptırıyorlar.

Göçmen sorunu da batı emperyalizminin bir sonucudur.

Özellikle Suriye halkının yarıdan fazlasının göçmen veya kaçkın konumuna düşmesinden öncelikle batı sorumludur ama sonuçlarına göz yummuştur.

Ta ki Türkiye batı kapılarına yığılan göçmenlere engel olmama kararı alıp uygulamaya başlayıncaya kadar.

Türkiye tek şey istiyor batıdan. Dürüst olması ve göçmen yükünü paylaşması.

Dürüst olmasını istiyor, çünkü batı verdiği hiçbir sözü tutmadı.

2016’da yapılan anlaşma gereği geri kabul karşılığında, 6 milyar avro destek verecekti vermedi. 2.7 de kaldı. Vize muafiyeti uygulayacaktı, uygulamadı. Yeni fasıllar açacaktı açmadı.

Türkiye de geri kabul anlaşmasını askıya aldı. Aldı, çünkü AB düzensiz göçmen Suriyeli ise, Afgan ise geri gönderdi ama düzensiz göçmen olarak kaçan binlerce FETÖ militanını geri vermedi!

AB açıkça başkan Erdoğan’a suikast düzenleyenleri darbe girişiminde bulunanları destekledi hâlâ da destekliyor.

Evet, Türkiye AB’den öncelikle dürüst davranmasını istiyor!

Türkiye’nin AB’den ikinci isteği ise göçmen sorununun külfetine ortak olmasıdır.

Bunun iki yolu var.

Biri kapıları açıp göçmenlere uluslararası hukukun gereğini yerine getirmesidir. Göçmenlere karşı şiddet kullanmayı terk etmesidir.

AB’nin Yunanistan eliyle uyguladığı şiddet ve engelleme yöntemleri kendi hukukuna da aykırıdır.

AB önce göçmenlere insan muamelesi yapmayı hatırlamalıdır.

Diğeri ise göçmenlerin kendi ülkelerinde iskân edilmesine AB’nin destek vermesidir.

Türkiye Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurup buraya yeni köyler kasabalar inşa ederek Suriyelileri Suriye’de tutma politikasına destek istemektedir.

AB Suriyeli göçmen istemiyorsa Suriyelilerin ülkelerinde kalmasına yardımcı olmalıdır.

Suriyelilerin ülkelerinde kalmaları hem batı hem Türkiye hem de Suriyelilerin hayrınadır.

AB güvenli bölge inşasını finanse ederek göçmen akınından kurtulabilir. Türkiye de misafir ettiği Suriyelileri ülkelerine göndererek yükü hafifler.

Suriyeliler de ülkelerine dönerek Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine sahip çıkmış olurlar.

Çünkü Rusya ve ABD’nin Suriye’yi üçe bölme hususunda anlaştıkları bunun için de rejim eliyle ve yönlendirdikleri terör örgütleri eliyle Suriyelileri göçe zorluyorlar ki istedikleri haritayı rahatça çizebilsinler.

Bu oyunu Türkiye nisbeten bozdu. Batı kulağının üstüne yattı. Göçmenler kapıya dayanınca şimdi sorunu hissetmeye başladılar. Başkan Erdoğan’ı Brüksel’e davet ettiler.

Evet, AB göçmen sorununu çözmek istiyorsa Türkiye’nin güvenli bölge projesine hem mali hem siyasi destek vermek zorundadır.

Almanya’nın yaptığı gibi asimile edeceklerini düşünerek sadece reşit olmayanları kabul etmek gibi insanlık dışı bir teklifle gelirlerse milyonların AB’ye akın etmesinin önüne geçemezler.

ABD’yi Ankara’da masaya oturtan, Moskova’yı ateşkese zorlayan, AB ile Brüksel’de pazarlık yapabilen bir başka İslam ülkesi var mı?

Küresel güçlerle eli güçlü pazarlık!!