Lafontaine: Almanya egemen bir ülke deðil

Oskar Lafontaine, entelektüel bir siyasetçi...

1966 yýlýndan beri de siyasetin içinde.

SPD yani Sosyal Demokrat Parti'nin genel baþkanlýðýna kadar yükselmiþ, Maliye Bakanlýðý yapmýþ, Alman siyasetinin güçlü bir figürü...

Lafontaine, iki binli yýllarda Sol-Yeþil koalisyon döneminde neoliberalizme kayan eðilime karþýt tavrý temsil ediyordu.

Nitekim 2005 yýlýnda SPD'den istifa etti ve Adalet Seçim Alternatifine girdi.

2022 yýlýnda siyasetten tamamen çekildi.

Dile kolay...

Yaklaþýk altmýþ yýldýr Alman siyasetinin önemli figürlerinden biri.

Dolayýsýyla onun söylediklerini dikkate almak lazým.

Diyor ki Oskar Lafontaine...

"Almanya, baðýmsýz ve egemen bir ülke deðil."

Lafontaine haklý...

Hiçbir Avrupa ülkesi son zamanlarda ABD politikalarýný birebir uygulayan Almanya kadar bir vassal görüntüsü vermemiþtir.

Cumhurbaþkanlýðýný Rotschildlerin bankacýsý olmaya borçlu olan Emmanuel Macron'un Fransa'sý bile Amerika'nýn kaos stratejisinden sað salim çýkabilmek için bir direnç hattý oluþturmaya çalýþýrken...

Almanya'nýn böylesine teslimiyetçi bir tutum içinde olmasý gerçekten þaþýrtýcý.

Daha bundan on on beþ yýl önce Almanya denilince Avrupa Birliði'ne ilham veren anayasal sistem akla gelirdi.

Ama bugün?

Hatýrlar mýsýnýz bilmem...

Macron, cumhurbaþkaný olduðu ilk seçim sürecinde rakibi Marine Le Pen'in "Fransa bir kadýn tarafýndan idare edilecek. O kadýn ya ben olacaðým ya da Merkel" cümleleri ile silikleþtirilen bir figürdü.

Ýþte bugün, Avrupa fikrine o, Le Pen'in küçümsediði Macron sahip çýkýyor...

Hatta bu fikri desteklemek için de...

"ABD'ye baðýmlý olmayan, baðýmsýz bir Avrupa Birliði Ordusu kurulmalý" diyor.

Yani, Avrupa'nýn baðýmsýzlýðýný eski küreselci Rotschild'in finans iþçisi(!) savunurken...

Sistemlerin uzun erimli döngülerinden bahsediyoruz ya...

Fransa ile Almanya arasýndaki tarihi çeliþkileri de göz önünde bulundurarak, bugünkü tavýr alýþlardaki farklýlýðýnýn altýný çizelim...

Macron elbette biliyor bir ortak Avrupa kimliði olmadýðýný.

Onun derdi Fransa...

Yeni dalga, Fransa'yý tarihin dýþýna itiyor.

Macron Fransa'sý da vuruþarak geri çekiliyor...

Almanya ise tam bir vassal gibi davranýyor.

Angela Merkel ilk baþlarda Macron'un Avrupa vizyonuna destek verdi.

Ne var ki, Ukrayna krizi ile birlikte durumlar deðiþmeye baþladý...

Rusya'ya konulan ambargodan en fazla zararý kendisinin göreceðini bile bile Almanya, ABD'nin politikalarýný koþulsuz destekledi.

Oskar Lafontaine'e göre:

"Alman hükümeti kendi çýkarlarýný gözetmeden ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptýrým politikasýna itaatkâr þekilde uydu. Özellikle Rus ordusu Ukrayna'yý iþgal ettikten sonra, yaptýrýmlar art arda gelmeye baþladý."

Bunun sonucunda da Almanya...

Rus gazýný Belçika üzerinden, yine Rus petrolünü de Hindistan üzerinden temin eder oldu.

Ambargo kararý Hýristiyan Demokrat Angela Merkel baþbakanlýðýnda alýndý.

Sonra Sosyal Demokrat Olaf Scholz baþbakan oldu.

Almanya'nýn "itaatkâr" politikalarýnda bir deðiþim olmadý elbette...

Almanya ve ABD pek çok açýdan çatýþan çýkarlara sahipken, Alman siyasetinin bunu görmezden gelircesine hareket etmesini akýlsýzlýk olarak deðerlendiren Lafontaine...

"On yýllardýr propaganda ve yalanlarla zehirlenmiþ Alman kamuoyuna(...) ABD'nin jeostratejik nedenlerle ekonomik olarak güçlenmemizi engellemek istediðini anlatmak çok zor." diyor.

Oysa...

Kamu hukukunun en derinlikli eser ve uygulamalarýnýn verildiði...

Sistem kavramýyla neredeyse eþ anlamlý hale gelmiþ bir ülkeydi Almanya...

Ýnsan faktörünü dýþarýda býrakýp gayriþahsileþebilmiþ müesseseler, kurumlar oluþturabilme yeteneðine sahip bir devlet geleneðinden...

Siyasetçilerin kapasitesi kadar politika üretebilen bir Almanya ile karþý karþýyayýz bugün artýk...

Oskar Lafontaine'ye göre bu siyasetçilerin de kapasitesi sorunlu.

Doðal olarak da, Almanya'nýn sorunu AB'nin krizine dönüþüyor.

Bu gerçekliðin adýný da tam olarak koymak gerekiyor.

Almanya ve AB bir tükenmiþlik sendromuyla günden güne krizini büyütüyor.