Laðým farelerine…

Taha Ulukaya isimli bir yönetmen-tiyatrocu bozuntusu, 7 Ekim'de baþlayan Ýsrail soykýrýmýnýn seneyi devriyesinde Gazze'ye destek için düzenlenen yürüyüþe katýlanlara dair þöyle bir tweet atmýþ:

"Ne Filistin'miþ be. Söylemeyim diyorum ama gerçekten artýk mide bulandýrýyorsunuz. Memleketinde neler oluyor. Ama sen çöl fareleri için yürüyorsun. Güzel. Devam."

Kim olduðunun ne önemi var? Ýnsan olma evresine henüz gelememiþlerden. Baþkasý için dertlenme evresidir insan olmanýn baþladýðý yer. Üstüne koyarak öðrenmek ve 'baþkasý' için dertlenebilmek...

Öteki diye bir kompartýman açýlmýþsa zaten insanlýk imtihaný orada baþlamýþ demektir. Ve öteki için dertlenemiyorsak imtihaný çoktan kaybetmiþizdir. Baþkasýnýn hayatýnýn da kendi hayatýmýz gibi deðerli olduðunu bilebiliyorsak þayet, iþte insanlýk orada baþlýyor.

Modern Batý felsefesinin açmazý da buradadýr; insaný tabiattan, hayvanattan ve tanrýdan üstün tutarak baþkasýyla arasýna öyle bir mesafe koymuþtur ki her türlü yýkýmý, mahvý, sömürüyü meþrulaþtýracak bir bakýþ açýsý çýkmýþtýr ortaya. Amerika'dan Afrika'ya oradan Hindistan'a kadar baþkasýna ait olan her türlü zenginliði sömürmeyi ve bunu da insan yerine koymadýðý yerli halklarý çalýþtýrarak yapmayý kendinde hak gören bir bakýþ açýsý.

Kendini üstün, müstaðni, efendi gören þeytana mahsus bir kibirle elbette...

Avrupa'nýn ABD'yi istilasý, Afrika kýtasýndan siyahlarýn köle olarak Avrupa ve Amerika'ya taþýnmasý, Portekiz ve Ýspanyollarýn Güney Amerika'yý kolonileþtirmesi, Ýngiltere, Fransa ve Hollanda'nýn Afrika'yý batýsýndan doðusuna, güneyinden kuzeyine sömürgeleþtirmesi ve geride kabilelerin birbirini kýrdýðý bir düzen býrakmasý...

Osmanlý çekilmek zorunda kaldýktan sonra, Gazze'den Þam'a, Mekke'den Yemen'e, Irak'tan Cezayir'e kadar geniþ Ýslam coðrafyasýndan onurlu bir düzen tutturulamamasý...

Batý merkezci aklýn, tanrýyý öldürdükten sonra yerine "Batýlý insaný" koymasý...

Barbarlar ve insanlar ayrýmý...

Tanrý'ya amade insanlýk, artýk Batýlý insana amade.

Bu doðu toplumlarýnda öyle içselleþtirildi ki, kendi dininden, kültüründen, renginden, töresinden nefret eden bir zümre türedi. "Batýyla mücadele etmek için batý gibi güçlü olmalýyýz" ile baþlayan hikaye tam modernleþebilmek için her þeyimizle Batýlýlaþmalýyýz noktasýna geldi.

Ve bunun son aþamasý; bize 'biz'liðimizi hatýrlatan en temel özellik olan Ýslam'a karþý büyük bir düþmanlýk...

Her þeyi deðiþtirebiliyorsun, yanýk teninle bile kabul görüyorsun da Müslümanlýðýnla olmuyor iþte.

Bu kendinden nefret etme hali öyle bir zavallýlýk ki, zalimle empati kurduruyor da soykýrýma uðramýþ 15 bin çocukla ilgili parmaðýný kýpýrdatma gereði hissettirmiyor sana.

Bu öyle bir zillet ki, bir yýldýr devam eden soykýrýma karþý yürüyüþ yapýlmasýndan bile rahatsýz oluyorsun.

Bu öyle bir aþaðýlýk hal ki, topraklarý iþgal edilmiþ, evi barký çalýnmýþ, evlatlarý þehit edilmiþ insanlara "çöl faresi" diyebiliyorsun da kendinin nasýl bir laðýmda ve fare mesabesinde yaþadýðýný fark etmiyorsun. Çukurun en dibinde leþ gibi bir hayatý hayat sanýyorsun.

Bu öyle bir pespayelik içinde, öyle bir esfeli safilindesin ki insan olanýn o kadar aþaðýlara eðilmesi mümkün olmadýðýndan yüzüne tutulan aynayý bile göremiyorsun.

Ýnsan olmak lazým, baþkasýnýn derdiyle derlenebilmek, zulme uðrayana kimliðini sormadan sahip çýkabilmek.

Ýnsanlýk için Ýsrail bir turnusoldur bugün.

Ýnsan kalanlar ve aþaðýlara yuvarlananlar.

Ýsrail'i lanetleyemeyen kim varsa; Lübnan'da, Filistin'de Ýsrail tarafýndan katledilenlere, aç susuz býrakýlanlara üzülmeyen ve Ýsrail'e lanet etmeyen kim varsa, insanlýk ailesinin dýþýndadýr. Nokta.