Siyasi parti baþkanlýðý ile liderlik ayný þey deðildir.. Kongrede yeter sayýdaki delegenin oyunu almak bir politikacýyý en fazla o partinin genel baþkaný yapar.. 'Liderlik' dediðimiz þey ancak liderlik edebilmekle olur.. Bir hükümetin; saðlýk, ekonomi, bayýndýrlýk, eðitim, kültür vs.. konulardaki yanlýþlarýný tespit edip "ben gelirsem bütün bunlarý daha doðru yapacaðým" diyen herkesin kitleleri peþinden sürükleyemediðini görüyoruz. Ýþte haber televizyonlarýnda bas bas baðýran ekran figürlerine bakýn. Pek çoðu, bir siyasi parti baþkanýndan bile daha spesifik tespitler yapýyor, daha sarsýcý tezler öne sürüyor.. Ama kendilerini izleyenler açýsýndan, uzaktan kumanda cihazýndaki bir tuþa basma süresi kadar ömürleri.. Lider olabilmek için liderlik etmek lazým..
**
Tayyip Erdoðan'ý lider yapan onun mevcut iktidara dönük politik eleþtirileri deðildi.. O bu ülkenin ezilen insanlarýna sahiden liderlik etti.. Kendini bu ülkenin sahibi zanneden bir kesimin aþaðýladýðý, hor gördüðü, küçümsediði yok saydýðý insanlarýn sesi oldu.. Sadece içeride bir kesimin deðil, bir milletin lideri olarak, Türk insanýnýn dünyada baþýný yerden kaldýrdý. Pasaportumuzu kýymetli hale getirdi.. Öyle bir coðrafyadayýz ki, dört bir yanýmýz cehennem gibi alevler içindeyken bu ülkeyi dünyanýn sayýlý büyük ekonomilerinden biri haline getirmeyi baþardý, sanayide, teknolojide, Türkiye'ye adeta sýnýf atlattý.. Yeri geldi restini çekti/postasýný koydu, yeri geldi; 'biz bakkal dükkaný iþletmiyoruz burada' diyerek büyük riskler aldý lider.. Onu lider yapan buydu.. 15 Temmuz'da her türlü riski göze alýp iþgal güçlerinin arasýndan uçaðýný Ýstanbul'a indirdi, milyonlara liderlik ederek ülkesini emperyalist iþgalden kurtardý.. Bu hamlesiyle dünyaya liderin kim olduðunu da gösterdi..
**
Bugün ise bazý siyasi parti baþkanlarýnýn ayaðýna altýn gollük pas geliyor fakat yine de 'lider' olmayý baþaramýyorlar. Misal TÜSÝAD, yine 'laiklik' çaðrýsý yapmýþ.. CHP'yi yöneten genel baþkan, açýkça bu çaðrýya destek verdi.. "Merak etmeyin bizim iktidarýmýzda laiklik konusundaki kaygýlarýnýz ortadan kalkacak" dedi.. Ya hu bir siyasetçi bu küstah tavra böyle mi yanýt verir?!.. Çýkýp desen ki; ".. ey iþadamlarý, herkes yerini ve haddini bilsin. Siyasete çok hevesliyseniz gelin siyaset yapýn. Yoksa sizi ilgilendirmeyen konularda parmak sallamayýn.." desen, ertesi gün lidersin.. Ya da 10 ülkenin büyükelçisi devam eden bir davada tutuklu sanýklardan biri için, "derhal serbest býrakýn" demiþ.. Çýkýp da "biz içeride her konuda iktidarla didiþiriz, daha iyisi için kavgamýzý veririz. En sert eleþtirileri de yaparýz. Ama sen kimsin ki bize istikamet çizmeye çalýþýyorsun.. Haddini bil, ülkeler arasýndaki iliþkileri zora sokacak davranýþlar içinde olma..." dese... Bu iþ tamam.. Ama öyle demiyor; "tarafý olduðumuz uluslararasý sözleþmelere aykýrý davrandýðýmýz için bizi uyarýyorlar, ne var bunda?" diyor.. Arkadaþ, ayný uluslararasý mahkeme Doðu Perinçek ile ilgili davada da, parlamentolarýn ve hükümetlerin soykýrým konusunda hüküm vermeye yetkili olmadýðýna hükmetti. Ama o sözleþmeye taraf pek çok ülke hâlâ 1915 için bizi suçluyor ve 'soykýrým' ifadesini kullanmaya devam ediyor.. Dönüp batýlý büyükelçileri haklý görüp içeriye ayar vermek yerine, 'siz kendinize bakýn, önce siz yerine getirin uluslararasý sözleþmelerin gereðini' desen, bu iþ tamam ya hu.. "Biz parlamenter sisteme dönüþ için istiþarelerdeyiz" þeklinde çalýþan bir parti baþkanýnýn peþinden sürükleyebileceði kitle de bellidir.. Kimse kusura bakmasýn..