Her Ramazan ayý geldiðinde birilerinin din fobisi uyanýþa geçiyor.
Müslümanlar Ramazan ayýnýn geliþiyle sevgi, þefkat, merhamet, hoþgörü iklimine bürünürken birileri kin ve nefret kusmaya baþlýyor.
Mübarek bir aya kavuþmanýn mutluluðunu yaþayan insanlarýmýz yardýmlaþma ve dayanýþma ruhuyla birbirini kucaklamaya, baðrýna basmaya soyunmuþken birileri bölmeye, ayrýþtýrmaya, kutuplaþtýrmaya çalýþýyor.
28 Þubat süreci gibi dönemlerde çok iyi gördük ki, bir mekanizma Ramazan ayýnda özellikle harekete geçiyor ve fitne çýkarmaya baþlýyor. Hem dini konularda zihinleri bulandýrmaya, inançlarý sarsmaya çalýþýyorlar hem de toplumsal huzuru ve bütünlüðü zedelemeye uðraþýyorlar.
Örtmeye çalýþtýklarý din düþmanlýðý Ramazan ile su yüzüne çýkýyor.
Kur’an’ý dogma olarak küçümsüyorlar, Sünneti Arap adetleri diye hor görüyorlar, ezan sesine gürültü diye tepki gösteriyorlar, Ýslam’ýn ortaya koyduðu hükümleri çaðdýþý diye yaftalýyorlar, Müslümanlýðý geri kalmýþlýk olarak aþaðýlýyorlar.
Ramazan ayýnda dinin görünürlük kazanmasý bazýlarýný canavara çeviriyor. Kin ve nefretleri dine, dinin kutsallarýna, dinin tezahürlerine, dinin müntesiplerine bir bütün olarak yöneliyor.
Diyanet Ýþleri Baþkaný Ali Erbaþ bir din adamýdýr, bir akademisyendir, dini konularda otorite sayýlan bir kurumun Baþkanýdýr. Erbaþ konuþurken siyasi veya cinsel yaklaþýmlara göre deðil, dini hassasiyetleri merkeze alarak konuþur. CHP sözcüsü bunu ‘nefret dili, ötekileþtirmek, yaþam tarzýný kötülemek’ gibi ifadelerle eleþtirdi, Ýslam’a ve Müslümanlara yapýlan saygýsýzlýðý ise es geçti.
Kendisini ilerici, çaðdaþ, medeni, geliþmiþ sanan bazý hadsizlerin Ýslam’ý, Kur’an’ý, Hz. Muhammed’i (sav) küçümseyen yaklaþýmlar sergilemesi kesinlikle kabul edilemez. Dinde zorlama yoktur, ister inanýr ister inanmaz (hesabýný Allah’a verir). Ancak Müslüman memleketinde Müslümanlarý aþaðýlamaya kalkmak nasýl bir densizliktir?
Ýnançsýzlýðýn da, sapýklýðýnda, zulmün de, kötülüðün de en ileri safhalarý tarih boyunca görülmüþtür. Bugün birilerinin ilericilik gibi lanse etmeye çalýþtýðý alýþkanlýk-huy veya davranýþlar en ilkel toplumlarda bile daha ziyadesiyle görülmüþtür.
Lut, Ad, Semud kavimleri gibi birçok topluluk Allah’ýn helâkine maruz kalmýþtýr.
Kavmi, Hz. Lut’un nasihatlarine tahammül edemiyor, onun iyi niyetli uyarýlarýna karþý çok bilmiþ, küçümseyen, hor gören tavýrlar sergiliyordu.
Bugün Lut kavminin trolleri gibi mesajlar atan, açýklamalar yapan insanlar Müslüman halkýmýzý rencide ediyorlar.
Birlik ve kardeþlik ayý olan Ramazan’da Ýslam’ýn kutsallarýna dil uzatmak cahillik, terbiyesizlik, ilkellik, yobazlýk ve baðnazlýktýr.
Müslümanlar Kâbe’ye gidip umre yapamýyorlar, camiye gidip teravih kýlamýyorlar, dostlarýný toplayýp iftar veremiyorlar, fakirleri gezip yardýmlaþamýyorlar, mahzun bir þekilde evlerinde dinlerini yaþamaya çalýþýyorlar.
Buna bile tahammül edemeyen bu cahil yobazlar savunduklarý þeylerin muhtevasý bir tarafa bu saldýrgan tavýrlarýyla milletimize haksýzlýk yapýyorlar.
Ýslam’a, Kur’an’a, Hz. Peygamber’e (sav) yönelik düþmanlýklarýný Diyanet Ýþleri Baþkaný üzerinden boca etmeye çalýþmalarý, kelime oyunlarýyla milletin kutsallarýna hakaret etmeleri hem ayýptýr, hem suçtur.