CHP'de yaþanan son danýþman krizi üzerine mahalle deðiþtirenler yeniden tartýþýlmaya baþladý.
Kendi mahallesindeyken önemli konumlarý iþgal ettikten sonra, karþý tarafa geçip mahallesine saldýranlarla, kendi partilerinde siyaset yaparken karþý tarafa geçip eski partilerine söyledik söz býrakmayanlarý kastediyorum.
Ancak, uðradýklarýný düþündükleri/iddia ettikleri haksýzlýk karþýsýnda mahallesini terk edenlerle, gerçek manada düþüncesi deðiþerek terk edenleri ayrý deðerlendirmek gerekir.
Fikri ayrýlýk sebebiyle mahallelerini deðiþtirenler ve yeni fikirlerini savunanlar katýldýklarý mahalleyi güçlendirirken, intikam hýrsýyla mahallesini terk edip eski mahallesine saldýranlarýn, katýldýklarý mahalleye bir fayda saðlamayacaklarý gibi aksine zarar verecekleri/verdikleri tecrübeyle sabittir.
Siyaset dünyasýnda bu gerçeðin tezahürleri sayýlamayacak kadar çoktur.
Kendisinin de konuk olarak bulunduðu bir canlý yayýnda AK Parti'den milletvekili seçilip bakanlýk ta yapmýþ olan Ertuðrul Günay beyin 'hiçbir zaman AK Partili olmadýðýný' söylemiþtim.
Çünkü 2007 yýlýnda AK Parti'ye katýlýrken, fikirlerinin deðiþmediðini ama Türkiye'nin her tarafýnda varlýk gösteren tek partinin AK Parti olduðunu onun için AK Parti'de siyaset yapmaya karar verdiðini mertçe açýklamýþtý. Fikirleriyle geldi fikirleriyle ayrýldý.
Belki o dönemde AK Parti vitrinine bir zenginlik katmýþ ve parti lehine olumlu bir izlenim býrakmýþ olabilir. Ama Günay, AK Parti'den aday oldu diye CHP'liler AK Partiye oy vermemiþtir!
Tam tersini Abdullatif Þener beyde gördük. CHP'ye geçtiðinde AK Parti tabaný CHP'ye oy vermemiþtir! Ayrýlýnca da CHP'ye zarar vermemiþtir!
Çünkü bu zevatýn fikirleri deðiþmemiþtir. Konjoktürel olarak parti deðiþtirmiþlerdir.
Fikirleri deðiþmediði içinde eski tabanlarýnýn sevgisini ve güvenini kaybetmiþler, yeni mahalle de kendilerini kabullenmemiþtir!
Yani kaybeden sadece kendileri olmuþtur!
Geçmiþte AK Parti'de siyaset yapmýþ bir baþörtülü hanýmýn seçimlere iki gün kala CHP'ye katýlmasý/danýþman atanmasý, ne eski partisine kaybettirir ne de yenisine kazandýrýr. Kaybeden yine kendisi olur!
Bu tür katýlýmlarda kabul eden partinin ilkeli davranmasý ve ilkelerine aykýrý eylemlerde bulunmuþ ve farklý düþünen kimseleri kabul etmemesi gerekir.
Bununla birlikte kabul eden taraf kabul edilenden daha masumdur.
Asýl sorun katýlandadýr. Geçmiþte aleyhinde konuþtuðu yazdýðý bir partiye katýlmayý içine sindirebilendedir!
Geçmiþte AK Parti aleyhine onca laf etmiþ birinin AK Partiye katýlmasý ya da CHP'ye söylenmedik söz býrakmayanýn CHP'ye katýlmasý bir kiþilik sorunudur!
Ben iki partiden misal verdim bu durum bütün partiler için geçerlidir.
Þu anda muhalefet cenahýnda özellikle altýlý masanýn ortaklarý arasýnda yaþanan tartýþmalar ve özellikle CHP içinde yaþanan gerginlikler siyasetçilerin kalitesi ve kalibresiyle yakýndan alakalýdýr.
Son günlerde gündemden düþmeyen CHP ise çirkin siyasete ayna tutmaktadýr.
"Kitleler Erdoðan'a oy veriyorsa önce o kitlenin sorgulanmasý gerek" diyen bir genel baþkana sahip olan ana muhalefet partisinin iflah olmasý mümkün müdür?
Kendisini sorgulamasý gerekirken ülkenin yarýdan fazlasýnýn verdiði oyu meþru görmeyen ve seçmeni sorgulamak isteyen kiþi asla bir siyasetçi deðildir, demokrat da deðildir, cumhuriyetçi de!
Zaten CHP de ülke sorunlarýný çözmek için kurulmuþ bir parti deðildir, olmamýþtýr, olmayacaðýný da genel baþkan seçmeni sorgulamaktan bahsederek teyit etmektedir.
Çünkü CHP bir ideolojiyi millete dayatmak için kurulmuþ bir örgüttür!
Genel baþkanýn 'seçmenin sorgulanmasý gerekir' ifadesi de kuruluþ felsefesine uygundur!
Bu anlayýþ devam ettiði sürece, bundan sonrasý hiç önemli deðildir. CHP'nin baþýna Özel mi gelmiþ Ýmamoðlu mu gelmiþ yoksa Kýlýçdaroðlu mu hiç önemli deðildir!
Kafa ayný kafa.