Kazandýðýmýzý düþündüðümüz anlarda aslýnda bir þeyler kaybediyor kaybetmiþ gibi görünürken, gerçekte önemli kazanýmlar elde ediyor olabiliriz.
Pirus zaferi, tarihin en çarpýcý savaþ paradokslarýndan birini temsil eder. Bir zaferin, ona ulaþmak için ödenen aðýr bedelin gölgesinde kalmasý durumunu ifade eder.
Epirus Kralý Pyrrhus'un Roma Krallýðýna karþý yaptýðý savaþlar sonrasý bu yeni durumla tanýþýrýz. M.Ö. 280 ve 279 yýllarýnda Yunanistan'ýn Epirus Bölgesi Kralý Pyrrhus, Roma'ya karþý baþlattýðý Heraklea ve Ausculum savaþlarýnda Roma ordusunu maðlup eder. Ancak bu iki savaþýn sonunda en deneyimli askerlerini ve önemli komutanlarýný kaybeder. Ordusu zayýflar, halký tarafýndan da eleþtirilir.
Pirus zaferi, kazanýlan zaferin ardýnda gizlenen kayýplarý ve bedelleri simgeler. Pyrrhus, savaþlarý kazanmýþ olmasýna raðmen, ordusunun aðýr kayýplarý yüzünden daha fazla savaþamayacak duruma gelir ve kaybeder.
Bu, "kazandým ama aslýnda kaybettim" paradoksunu temsil eder.
Bir hedefe ulaþmak için ödenen aðýr bedelin, elde edilen baþarýnýn deðerinin üzerinde kalmasý durumlarýnda standart iþ hayatýmýzda da bu ifade sýklýkla kullanýlan bir metafor haline gelmiþtir.
Terör devleti Ýsrail'in ve terörist Netanyahu'nun tek baþarýsý (!) çocuklarý ve masumlarý katlederek ilerliyormuþ gibi görünmesidir.
Ancak terör devleti Ýsrail'in, kazandýklarý (!) ile kýyaslanamayacak kayýplarý söz konusu.
Her ne kadar Batý devletlerini yönetenlerin desteðini alýyor olsa da, halklar nezdindeki itibarýný yerle bir etti. Ýsrail þu anda dünya halklarý nezdinde bebek katili, hastanelere, ibadethanelere saldýran bir terör devleti ve toplumu konumunda.
Yahudilerin, halklar arasýndaki itibarýný kaybetmesinin tezahürlerini görüyoruz. Yahudiler her yerde büyük tepki görüyorlar, ürünleri, markalarý boykot ediliyor.
Sanýrým tarihin hiçbir döneminde bir devlet yapmýþ olduðu zulüm sonucu dünya halklarý tarafýndan bu denli protesto edilmemiþ ve kýnanmamýþtýr. Halklar meydanlara inerek Filistin'e destek veriyor ve terör devleti Ýsrail'i lanetliyorlar. Futbol takýmlarý milyonlarca taraftarlarýyla insanlýk dýþý katliamlara dur demek adýna insanca eylemler yapýyorlar.
Ýtibar, zor kazanýlan ama kolay kaybedilen bir þeydir. Siyonizm'in yaptýðý da aynen bu. Kendilerince büyük bedeller ödeyerek kazandýklarý itibarlarý þu anda yerle bir.
Ýkinci Dünya Savaþýyla mazlum (!) bir halka dönüþtürülenler, zalim toplum sýfatýna hýzlý bir geçiþ yaptýlar.
Bunun farkýna vardýklarý için de çeþitli yollarla itibar düzeltme operasyonlarý yapýyorlar. Ülkemizde ve birçok ülkede sosyal bilimler alanýnda otorite, bilim insaný olarak okutulan bir filozof olan Habermas'a açýklama yaptýrýyorlar. Ancak daha fazla alay konusu oluyorlar.
Gazze savaþý dünyaya Ýsrail'in yenilemez bir güç olmadýðýný, Siyonistlerin insan dýþý varlýklar olduðunu, katliamýn din, dil, ýrk deðil insanlýk meselesi olduðunu, dünya halklarýnýn zulüm istemediðini bu yüzden kendi yöneticilerine bile tepkilerini organize þekilde gösterdiklerini öðretti.
Ne hazindir ki sadece Arap ülkelerinde ve ülkemizde birtakým insancýklar tam tersi davranýþlar sergiliyorlar. Meseleye tamamen din, dil, ýrk zaviyesinden bir düþmanlýkla yaklaþan Kemalistler, laikler, Atatürkçüler, sekülerler; gazetecisinden sanatçýsýna, siyasetçisinden akademisyenine varana dek terör devleti Ýsrail'i destekliyor!
Dünya halklarý insanlýðý sertaç ederken, hamakat hapsinde kalanlar katliamý serlevha ediyorlar!
Terör devletinin içinde de bir diðer maðlubiyet yaþanýyor.
Terör devleti Ýsrail'de yaþayan herkes çift pasaportlu. Zira Ýsrailli diye bir millet bir ýrk yok. Batý ve Afrika ülkelerinden getirilen Yahudi vatandaþlarla dolu bir ülke.
Bin bir zorlukla Ýsrail'e getirilen Yahudiler anavataný olan ülkelerine geri dönme hazýrlýklarý içinde.
Sýnýrlarý olmayan terör devleti Ýsrail bebek katili Netanyahu'nun terörizmi yüzünden, kendi halký tarafýndan terk ediliyor. Bu bir kýrýlmadýr ve onlar adýna bir Pirus zaferidir.
Üst düzey bir akademisyen YouTube kanalýndan yayýn yaparak, "Netanyahu'nun yönettiði zalim bir devlette yaþamak istemiyorum" diyerek Ýsrail'den ayrýldýðýný söyledi.
Baþta Türkiye olmak üzere birçok dünya devleti, Netanyahu hakkýnda savaþ suçu iþledikleri gerekçesiyle Uluslararasý Adalet Divaný'na suç duyurusunda bulundu.
Netanyahu'nun kalmasý durumunda Ýsrail'de kimsenin kalmayacaðýný gören Batý, Netanyahu'nun görevi býrakmasýný istiyor. Bunun için zemin hazýrlamaya baþladýlar bile. Batý ülkeleri Siyonistlerin, vatandaþý olduklarý kendi ülkelerine geri dönmelerini istemiyor.
Lanetli ve uyumsuz bir toplumu kim ister ki!
Siyonizm ve Yahudi milleti bir an durup etrafýna bakabilse kaybettiklerinin kazandýklarýndan daha fazla olduðunu görecekler aslýnda...