Masanýn aðýrlýk dengesi, mönüsü, oturma düzeni vs... Pek çok yönüyle konuþuldu 28 Þubat'a yeniden randevulaþan muhalefet bloku.
Masaya gelecek adisyonun kimin önüne konulacaðý da ayrý bir mevzu! Galiba adisyonu hesaba katmadan devam ediyorlar yahut herkes kendi namýna da bir hesap tutuyor.
Masanýn bilinen amacý herkesin malumu; Cumhurbaþkaný Erdoðan'ý devirmek.
Muhalefet için meþru bir çaba, buna kimsenin bir diyeceði olmaz. Mesele bunun nasýl yapmaya çalýþtýðýnýz.
2014'teki halk oylamasýyla yapýlan ilk Cumhurbaþkanlýðý seçiminde de 2018'de yeni sistemle yapýlan ilk seçimde de manzara aynýydý, yani bir ittifak vardý. Sadece masa pozu verilmemiþti. Sadece bazý siyasi partiler deðil Kandil'den Pensilvanya'ya kadar geniþ bir blok, Erdoðan karþýsýndaki oluþumu demokratik güçlerin ittifaký olarak alkýþlamýþ ve tesir ettikleri kesimleri CHP'nin baþýný çektiði ittifaka destek vermeye çaðýrmýþtý.
Demem o ki "milat", "siyasette yeni dönem" diyerek PR'ýný yaptýklarý masa yeni kurulmuþ deðil. Kapalý kapýlar ardýnda ve hatta baþkalarýnýn aklýyla kurulmuþ bir masa -siz buna tezgâh da diyebilirsiniz- zaten vardý.
Haklarýný yemeyelim o masa sayesinde siyasi bir baþarý da elde ettiler. Ýstanbul ve Ankara seçimleri bu tezgâh sayesinde alýndý.
Gelecek ve Deva Partileri'nin intikam hýrsý da masaya ayrý bir motivasyon kattý.
Masanýn ardýndaki tezgâhý hafife almamak gerektiðini düþünüyorum. Bir iþin hayýrhah olup olmamasý her zaman neticeyi belirlemiyor. Bir yanlýþý, hatayý, hatta bir yalaný bile çok kere ve uzun süre tekrarladýðýnýz takdirde kanýksatabiliyorsunuz.
Her türlü iletiþim faaliyetinde süreklilik en önemli faktör. Muhalefet blokunun, 2014'ten bu yana "ittifak stratejisi" üzerinde çalýþtýðýný, "çatý aday" kavramýný yine bu blokun oluþturduðunu, "hayýr ittifaký" ile biraz daha güçlendiklerini, Ýstanbul ve Ankara seçimlerinin ise bu stratejinin baþarýsý olarak kaydedildiðini hatýrlayalým. Bu süreç, muhalefet blokunda 2023 için ciddi anlamda motive edici oldu.
Gelelim mevcut masa ve arkasýndaki tezgâhýn hesap edemediklerine...
Bir kere bu masanýn öne sürdüðü parlamenter sisteme dönüþ, Türkiye için bir gelecek vizyonu deðil. Bilakis kaos, belirsizlik, eskiye dönüþ, çok baþlýlýk ve kriz...
Yani, adý "millet ittifaký" olan o masada esasýnda millete iyi bir gelecek bir irade, basiret ve feraset maalesef yok. Ne müreffeh ve güçlü Türkiye vizyonu ne kurtlar sofrasýnda hakkýný koruyabilecek bir irade ne de fýrtýnalý denizlerde seyrederken kontrolü kaybetmeden gemiyi güvenli þekilde selamete çýkartabilecek bir beceri var ve akýl var.
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn BAE ziyaretini, "15 Temmuz'dan BAE'yi sorumlu tutuyordunuz, ne oldu þimdi?" diyerek eleþtirecek kadar devlet aklýndan uzak, BAE Veliahtý Bin Zayed ile Erdoðan'ýn resmi temasýný Kemal Kýlýçdaroðlu ve eþinin Sevgililer Günü þirinliði ile yan yana koyacak kadar laylaylom bir akýl...
Böyle bir ciddiyetsizliðin Türkiye'ye ne katabileceðini millet en iyi þekilde takdir edecektir...
Yani 2023 seçimleri, Ankara ve Ýstanbul'u CHP'nin ittifak adaylarýna kazandýran aklýn çok üstünde kabiliyetler, yetkinlikler, vizyon, irade ve siyasi liderlik gerektiriyor.
Dünya siyasetinin aks deðiþtirdiði, sýcak ve soðuk savaþlarýn içinden geçtiðimiz, pandemi illetinin tüm ekonomik dengeleri alt üst ettiði bir dönemeçte, her kafadan bir sesin çýktýðý, Türkiye için çivi çakýlamayan, dýþ politikada elimizin kolumuzun baðlý olduðu 90'lý yýllarý hatýrlatan bir vaatle masa kurmak ortak aklýn deðil akýlsýzlýðýn yansýmasý olabilir ancak.
Ve milletin buna cevabý en iyi ihtimalle "Siz bizimle dalga mý geçiyorsunuz?" olur.
Aday belirleyememe sorununa hiç gelmiyorum bile. Onu daha çok konuþacaðýz.