Meğer kimleri baştacı etmişiz! Yazıklar olsun

Diyanet İşleri Başkanımız değerli ilim adamı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın zina ve eşcinsellikle ilgili sözleri, kendi yaklaşımı değil, bizzat kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ifadeleridir.

Zina ve eşcinsellikle ilgili bu inanış aynı zamanda Hristiyanlık ve Yahudilikte de aynen benimsenen bir inanıştır.

Evet zina haramdır ve eşcinsellik lanetlenmiştir.

Bunun söylenmesi nefret suçu değil bir inancın açıklanmasıdır.

İçki içmek de haramdır, kumar oynamak da,kan dökmek de...

Bütün bunların haram olduğunu bilerek günah işleyenler Müslümanlıktan çıkmış olmazlar.

Harama helal diyenler küfre girerler.

Değerli Diyanet İşleri Başkanımız bu lanetli haram fiilleri haram bilerek işleyenlere karşı değil asıl bu lanetlenmiş haram fiillerin kendisine karşı inancımızın öngördüğü bir tepkiyi ortaya koymuştur.

Hem bu haramları işleyenleri uyarmak da en başta Diyanet İşleri Başkanının görevidir.

Ali Erbaş hocamız hem Kur’an’ın bu ahlaki öğretisini hatırlatmış hem de bu haramlar konusunda Müslümanları uyarma yoluna giderek Rabbi tarafından kendisine tevdi edilen görevi yerine getirmiştir.

Burada ne bir düşmanlık ne de nefret suçu söz konusudur.

Bu ayrımları bilmeden Ali Erbaş’ın şahsında inançlarımıza “Çağlar öncesinden gelen ses!” nitelemesiyle alçakça ve hayasızca saldırıda bulunanlar asıl düşmanlık ve nefret suçu işlemektedirler.

Bunu vesile kılarak ayrıca topyekun sergilenen Diyanet düşmanlığının temelinde yatan asıl saik ortadadır.

Hem kutsala düşmanlık hem serdedilen bir dini inanışa yönelik bu derin hoşgörüsüzlük İlletiyle malul Ankara ve İzmir Barolarının gerçekte din-diyanet düşmanı faşizan anlayışların üssü gibi çalıştıklarını göstermektedir.

CHP’nin bu barolara verdiği destek, aynı ideolojik genlere aidiyetten gelmiyorsa tam bir gaflet ve dalalet halidir.

Cumhur ittifakını oluşturan partiler acilen milletimiz ve demokrasimiz açısından kangrene dönüşen bu barolar ve odalar sistemini değiştirmelidirler.

Beni asıl üzen, bu baroların ve CHP’nin tavrına Gül’ün, Davutoğlu’nun ve Karamollaoğlu’nun partilerinin tepkisiz kalmalarıdır.

Meğer yıllar yılı kimleri kendimizden bilerek baştacı etmişiz biz!

Yazıklar olsun!