Menderes'e ‘düþük' diyen darbeci barolar yakamýzdan düþün

Herkesin savunulma hakký olduðunu söylerler ama kadar geniþ olan(!) savunma dünyalarýna sadece Adnan Menderes sýðmadý ve Ýstanbul Barosu Yönetim Kurulu bir karar aldý:

“Düþüklerin davasý alýnmayacak”

Menderes ailesi bir darbe daha yemiþti. Zalimane tavýrlar zaten adil bir yargýlama yapmayacaklarýný gösterirken, bir de avukatlarýn Menderes’i savunmasý yasaklanmýþtý…

Berin hanýmýn; yýkýlmýþ bir vaziyette Burhan Apaydýn’ý aradý, “Derhal” cevabýný alýnca bir nebze rahatladý.

Aslýnda Burhan Apaydýn Menderes ile her konuda mutabýk biri deðildi. Demokrat Parti döneminde bile, “Ýrtica daima istemiþtir. Bu memlekette Ýslamiyet’in bütün esaslarýnýn, devlet nizamýna hâkim olduðu sýralarda bile irtica, doymak bilmez bir iþtiha ile istemiþtir…” þeklinde konuþan bir isimdi. (1)

Ama burada bir hukuksuzluk vardý. En temel insan haklarý çiðneniyordu. Avukatlýðý, dünyevî çýkarlar için bir vasýta olarak kullanmayýp, dürüstlüðe ve insanlýða hizmet vesilesi gören bir kiþinin bunlarý görmezden gelmesi mümkün deðildi.

CÝNDORUK’UN CÝNLÝÐÝ DORUKTA

Bu arada; “Menderes’in avukatý” diye bilinen Hüsamettin Cindoruk hiçbir zaman böyle bir görev üstlenmedi. Hatta bu algýyý siyasî ranta dönüþtürme çabalarýnýn artmasý üzerine, Aydýn Menderes 27 Þubat 2009 tarihinde, “Cindoruk, Adnan Menderes'in avukatý deðildir” þeklindeki çok net ve sert bir açýklama yapmýþtý. (2)

BURHAN APAYDIN’A ZÝNDAN CEZASI!

“Düþükler savunulmayacak” kararýna uymamak Burhan Apaydýn’a biraz pahalýya mal olacaktý. Her ne kadar hukuken bir suçu yoksa da, CHP diktatörlüðü; bunun kitapta yerini bulmakta çok mahirdi. “Þapka küfür alametidir” diyen Atýf Hoca’yý “Milleti isyana sevk etmekten(!)” asmýþlardý. Ayrýca Yassýada’da, ceza vermek için gerekçeye de gerek yoktu.

Duruþmalar sýrasýnda Baþsavcý Egesel’in, bir kadýn iç çamaþýrýný “Menderes’in gizli kasasýndan çýkan önemli evrak” diyerek salonda sallamasý üzerine Burhan Apaydýn, “Yere düþmekle cevher, sâkýt olmaz kadr-ü kýymetten” dediði için 3.5 ay zindanda kalmýþtý. (1962’de Millî Birlik Komitesi Üyesi Sýtký Ulay, o donu bir MBK üyesinin kasaya koyduðunu ifþa etmiþti. Üstelik de koyduðu bir erkek donuydu.)(3)

Baþka bir duruþmada ise Cemal Gürsel’in Menderes’ten “Milletin gözbebeði” diye bahsettiði mektubu mahkemede “Milletin baþýndaki diktatör” þekline dönüþünce, “avukat” da haklý olarak, mektubun aslýný istemiþti. Ama bu yüzden “Halký isyana teþvik”ten 6.5 ay daha hapiste yatmýþtý.

BARO DEÐÝÞTÝ MÝ?

Darbe ortamýndaki davranýþý bugüne taþýyarak haksýzlýk mý ediyoruz acaba?

Bakalým…

Barolar 28 Þubat’ta da maðdurlarýn deðil, darbecilerin yanýnda yer aldý. Hatta TSK’da bile o zihniyet büyük ölçüde taban kaybettiði halde bunlar, hâlâ baþörtülülerin stajýný engellemeye, adliye koridorlarýnda baþörtülü avukat kovalamaya devam ediyor. Demek ki bunlar da kökten darbeci.

31 Mart 2015 tarihinde, savcý Mehmet Selim Kiraz’ý þehit eden DHKP/C’li hainlere sahip çýktýlar. FETÖ darbecilerini savunurken 15 Temmuz gazilerini hiç hatýrlamadýlar.

Türkiye harekâtlar sebebiyle Batý’nýn haksýz saldýrýsýna uðrarken, bu “hukuk”çular bir kere çýkýp, “Türkiye uluslararasý hukuktan doðan hakkýný kullanýyor” demedi. Tam aksine, ne zaman PKK/PYD’ye karþý bir harekat baþlatýlsa bu bunlar hemen “Savaþa hayýr, barýþ anayasal haktýr” muhabbetine baþlar. Bu hukukçulara, bunun “savaþ” olmadýðýný, teröristle “barýþ” olamayacaðýný ben mi izah edeceðim. (4)

ELÇÝ’YÝ DEÐÝL, PKK’YI SAVUNDULAR

Bakýn, bunlar PKK söz konusu olduðu zaman kendi baþkanlarýný bile unuturlar.

Diyarbakýr Barosu Baþkaný Tahir Elçi 28 Kasým 2015’te Sur’da; hem de baro adýna bir açýklama yaparken öldürüldü. HDP’nin acilen yaptýðý “Elçi suikast sonucu öldürüldü” açýklamasýný Diyarbakýr Barosu da aynen tekrarlayarak PKK’yý kolladý. Otopsi raporu “Uzaktan vurulmuþ” dediði halde, yýllar sonra Londra’daki birilerinden “Yanýndaki üç polisten biri vurmuþ olabilir” diye bir rapor alarak PKK’yý temize çýkarmaya uðraþýyorlar.

Uzatmaya gerek yok. Barolar, deðiþen Türkiye’de “vesayet unsuru” olarak kalmayý baþaran kurumlardan biridir. Ama artýk bu düzen deðiþmelidir ve deðiþmektedir. Gerisi teferruattýr. Zaten þimdikinden daha kötü olmasý da mümkün deðildir.

DÝPNOTLAR

(1) 7 Nisan 1954 tarihli Vatan gazetesi

(2) 28 Þubat 2009 tarihli Yeni Þafak gazetesi

(3) Safile Usul, Vatan gazetesi, 6 Mart 2005

(4) https://www.sabah.com.tr/gundem/2019/10/12/izmir-barosundan-skandal-cagri-pkkya-boyle-destek-oldular