Sosyal belediyecilik adı altında yaz aylarında yapılan meydan etkinlikleri dışında, İstanbullu, CHP'nin yeni kazandığı belediyelerden bir hizmet görmedi.
Hoş zaten seçmenin tercih değiştirmesi ya da AK Parti'den yüz dönmesinin sebebi hizmetlerden şikayeti değildi. Bu da AK Parti'nin muhasebe etmesi gereken en önemli konu.
Gündemin ağırlığı içinde belediye hizmetlerinden ağlayacak değiliz, o da ayrı mevzu.
Gazze'den gelen çocuk çığlıklarından, her hafta bir yenisini yaşadığımız kadın ve çocuk cinayetlerinden baş kaldıramıyoruz. Bu ahval içinde trafik sorunundan, yağmur yağınca şehri sel almasından, yaşadığımız mahallelerin giderek daha pis olmasından dert yanacak değiliz ya. Belediyelerimiz de fırsattan istifade halka harcamaları gereken paraları gelecek seçime sermaye yapabilir; Roma'da, Paris'te gazeteci ağırlayabilir; ya da kendi iç kavgalarında adam devşirmek için kullanabilir. Bizi ilgilendirmez sonuçta!
Bunlar değil de CHP'li belediyelerde mescit kapatma alışkanlığı peyda oldu. Dikkat çekmek istediğim konu bu. Kütüphane mescitlerinden sonra şimdi de metro duraklarındaki mescitleri bir bahane üretip kapatıyor. Önce tamirat ver, bakım yapılıyor vs. gibi bahanelerle geçici süre hizmet dışı bırakılıyor sonra da zaten soran eden olmadı deyip iş, "Bakın ihtiyaç yokmuş"a bağlanıyor. Yanan otobüslere, yürümeyen merdivenlere, metrobüslerdeki izdiham çilesine katlanırız lakin laikçi reflekslerinizi de hemen tanırız.
CHP'nin takiyyeden de olsa mescitlere dokunmayacağını sanıyorduk, meğer yanılmışız.
Bunun hesabını bizden başka soran yok. CHP'nin himayesinde Meclis'e giren sağ-muhafazakar partilerin İslami hassasiyetleri sadece AK Parti'yi terbiye etmek gerektiğinde nüksediyor. AK Partili siyasetçiler de hangi birine yetişelim diyor çok muhtemel.
O yüzden siyasetten, siyasetçiden beklememek gerek. Toplumsal tepki önemli. Bugün mescit kapatan, eline daha büyük iktidar alanı geçtiğinde camii de kapatır. Yapmadıkları şey değil! Ayasofya'nın yeniden müze haline getirilmeyeceğini kim garanti edebilir?
İBB Yönetimi, Yenikapı, Cevizlibağ, Mecidiyeköy ve Uzunçayır metro-metrobüs duraklarındaki mescit alanlarını kapatmış. Neden?
Eminim çok kişi kullanmıyordu diyecekler. Zaten evine gidiyor, evde kılsın, diyen olacak. Namazın gizli olanı makbuldür gibi cahil cahil konuşanı da vardır.
Özellikle kış aylarında namaz vakitleri çok hızlı geçiyor. İstanbul trafiğinde bir insanın işten eve gidişi akşam trafiğinde 2 saati buluyor. O yüzden metro ve metrobüs duraklarında namaz için ayrılmış küçük bir odayı insanlara çok görmek yanlış. Günahından sevabından söz edecek değilim, lakin oturduğunuz makamlar kamu hizmeti ile vazifeli kılıyor sizleri. O da umurunuzda değilse bu çağ dışı laikçiliğiniz inşa etmeye çalıştığınız yeni imajınıza feci halde zarar veriyor, bilesiniz.
Bu milletin hafızasındaki CHP, malum camileri ahıra çeviren CHP'dir. Ezanı yasaklayan, başörtülüleri eğitim ve çalışma hayatından men eden CHP...
Mescit kapatmanın arkeolojisini yaparken çok derine inmeye gerek yok, daha üzerinden bir arkeolojik dönem bile geçmedi. Ekrem İmamoğlu Yasin okudu diye milletin hafızası silinmedi.