Okuyucularla Pazar Hasbihali,
*Elaziz'den Tufan Eryiðit isimli okuyucu diyor ki: Muhalefetin kendi içinde fýrýldak içi fýrýldak oyunlarý sonunda aday ilân ettiði Kýlýçdaroðlu'nun, seçilirse ilk 'Alevi' baþkan olacaðýný ülke içindeki hemen bütün 'Alevî' kesimleri heyecanla konuþurken, sizin geçen haftaki bir yazýnýzda, 'bu konudan uzak durulmasý' ve Kemalist-laik medyada KK. Bey'in 'Alevî oluþu'nu vesile edinerek dile getirilmekte olan 'Alevî bilgeliði' gibi güzellemelere, mukabil mezhebî 'güzellemeler'le karþýlýk verilmesi gibi bir yanlýþa düþülmemesi gerektiðine dair görüþünüze , kusura bakmayýn, sýcak bakamýyorum.. Adamlar, daha þimdiden mezhebçilik bayraðý açmaya kalkýþýrken, sessiz kalýnmasý nasýl söz konusu edilir?
-- Muhterem kardeþim, biz Müslüman olarak inancýndan dolayý kimseye baský yapamayýz. Bu bizim þahsî lûtufkârlýðýmýzdan deðil, inancýmýzdan gereði olan bir tavýrdýr. Böyle olunca da kimseyle, 'Bizim inancýmýz böyle - sizin inancýnýz þöyle..' gibi yarýþtýrmalara giremeyiz. Ama, kendi doðrularýmýzý öðrenmek ve anlamak isteyenlere, Ýslâm ahlâkýnýn davet yöntem ve uslûbuyla cevap veririz Bu konuya ek olarak ekleyelim ki, Müslüman insanlarýn, hayatýn her ânýnda ve tabiatiyle siyaset içinde de, inançlarýnýn gereðince hareket etmelerini devamlý 'din istismarý' olarak deðerlendiren Kemalist-laik çevrelerin, þimdi, KK, Bey'in adaylýðý söz konusu olunca onun 'Alevî'liðini propaganda malzemesi yapmalarý ilginçtir.
Ayrýca ekleyelim: KK. Bey'in adaylýðý söz konusu olunca, onun 'Alevî' oluþuna bakarak, bu zamana kadar C.Baþkaný olarak anýlan 12 ismin hepsi de Sünni midir, ve hattâ Müslüman mýdýr? Onlar içinden hattâ açýkça, 'Ben bütün dinlerden nefret ederim..' diyenler yok mudur veya 'Sadece devlet deðil, vatandaþlar da laik olmalýdýr!' diyen Sezer misali tipleri ve benzerlerini 'Sünnî'liðin de ötesinde, hangi kategori içine koyabiliriz? Tekrar edelim, Biz, bu gibi, 'Alevî- Sünnî, vs..' gibi yaklaþýmlardan kaçýnmalýyýz..
Müslüman insanlar, Ýslam içindeki farklý yorumlara göre meydana gelen ayrýþmalarý temel alamazlar, almamalýdýrlar.
*Ýhsan Emre Niþancý yazýyor: '12 Mart tarihli yazýnýza deðinmek istiyorum.. Mühendisim, ama, tarihe de merakým da vardýr. Bu arada 'Ýstanbul' kelimesinin köklerinin hangi dilden geldiðini de merak etmiþimdir. Sizin de deðindiðiniz gibi, Ýstanbul, Müslümanlarýn eline geçmeden yüzlerce yýl önce de Grekçe'de Ýstin-Poli , Ýstabolis gibi bir çok kayýtlar vardýr.
*Mesrop Mýgýrdýçyan isimli okuyucu ilginç mesajýnda þöyle diyor: 'Bir Hristiyan ermeni olarak yazýlarýnýzý dikkatle okuyorum. Ýstanbullu bir Ermeniyim Ve Ermenistan'dan Ýstanbul'a gelip çalýþan on binlerce Ermeniyle akþamlarý oturup son 100 yýl öncelerde yaþananlarla ilgili olarak konuþuyoruz.. Azerbaycan'la ilgili olarak yaþananlarýn bedelini hem Azerbaycan halký, hem de Ermenistan halký hele de son 30-35 yýl boyunca çok aðýr bedeller ödediler. Temenni edelim ki, geçmiþte yaþananlar tekrarlanmasýn.. Ama, Ermenistan hükûmetlerinin yanlýþlarýný bütün Ermenilere yüklemek de bir diðer yanlýþ olur.
Sizin ise Ermenilerle, Ermenicileri, Ermeni nasyonalistlerini ayýrmanýzý da memnuniyetle görüyorum. Evet, dediðiniz gibi, Hristiyan Ermenilerle Müslümanlar arasýnda Selçuklular zamanýndan beri, 1060'lardan 1860'lara kadar , -her toplumda olabilecek ufak-tefek gerilimler olsa bile- 800 yýl boyunca ciddî bir sürtüþme ve düþmanlýk olmadýðý ve hattâ Müslümanlarla Hristiyan Ermenilerin mahalle ve evlerinin yan yana olmasý ve Ermenilerin, -Müslümanlara karþý hýyanet ve isyan etmeyi akýllarýndan geçirmediði asýrlara dayanan tecrübelerden bilindiði için,- 'millet-i sâdýqa' veya 'kavm-i necîb' diye nitelenmiþken.. Maalesef, Osmanlý'nýn son döneminde ve aðýr hasta yataðýnda olduðu bir sýrada, bir kýsým ermeni gençlerinin, emperial güçlerin teþvikiyle, hasta yataðýndaki Osmanlý'yý bir an önce öldürmek için, Ermenilere asla yakýþmayan bir hýyanetle ve amma bütün Ermeniler adýna imiþcesine girdikleri silahlý mücadeleler yüzünden hepimiz suçlandýk.. Keþke olmasaydý, diyor ve hayýflanýyorum..
Bu arada belirteyim ki, Ermenileri, asýrlarca dost olarak yaþadýklarý Müslümanlarla düþman olmaya teþvik ve tahrik eden 'diaspora Ermenileri' denilen dýþarýdaki Ermeniler boþ durmuyorlar. Bunlardan son bir isim de, Rusya Meclisi'nde parlamenter olarak bulunan ermeni siyasetçi Semyon Bagdasanov'dur. Bu kiþi, son yaptýðý konuþmada, 'Türkiye güç durumdayken, -herhalde deprem zorluðunu kasd ediyor- Ýstanbul'u alalým, Türkiye'yi Güney Kafkasya'dan kovalým..' diyebiliyor. Bu kiþi, ayrýca, 'Erdoðan'a karþý muhalefetin adayýný destekleyelim' demeyi de ihmal etmiyor. Bu gibi kiþilerin, biz Ermenilerin sözcüsü olmadýðýnýn bilinmesi lâzým..
--Mesrop bey'e, temiz bir uslûbla yazdýðý ve tarihî geçmiþi de, son 150 yýllarýn içinde keþke yaþanmasaydý diyerek deðerlendirdiði mesajý için 'Þnorogalmi.. /Ermenice, teþekkür ederim)'
*
NOT: Bir kýsa not olarak belirteyim ki, 5 gün boyunca, Deprem Bölgesi'nde dolaþtým, Ýzmit'ten Av. Mehmed Ali Karaaslan ve Hasan Zer kardeþlerimle.. Ve geceleri kalabilmek açýsýndan bir müþkülle karþýlaþmamak için, Anteb'i merkez seçmemizi teklif edip bize evini açan ve zahmetimize katlanan Av. Yaþar Atýlgan beye ve gidiþ geliþ esnasýnda bizi Kayseri'de aðýrlayan Ecz. Osman Deniz Ünver beye þükran duygularýmla..
Ýskenderun, Kýrýkhan, Antakya, Islahiye, Nurdaðý, Anteb, Gölbaþý, Pazarcýk, Adýyaman, Maraþ, Malatya, Elbistan ve diðer yerleþim bölgelerinde þu an itibariyle 50 binden fazla insanýn hayatýna mal olan büyük faciadan geride kalan yürek parçalayýcý sahneleri, yapýlan çalýþmalarý, yardým ve kurtarma ekiplerinin fedakârca ve gece-gündüz yorulmak bilmez çabalarýný, kezâ mahallî yöneticilerin inisiyatifleriyle giderilmesi mümkün bir takým noksanlýklarý da müþahede etmeye çalýþtým..
Ancak, þunu hemen eklemeliyim ki, bu kadar geniþ ve ülkenin 7'de 1'inden büyük ve birbirinden uzaktaki ve 14-15 milyonun hayatýný derinden etkileyen bir bölgede ilk günlerdeki ve yöredeki bütün kara, demir yollarýnýn ve havaalanlarýnýn bozulmasý yüzünden meydana gelen olumsuzluklar görülmüþse de, hükûmet kontrolünde genel bir zaaf olmadýðýný, o facianýn maðdurlarýnýn dilinden dinledim. Esasen bu kýsa geziyi, rahat köþelerinden, deprem bölgelerinde her þeyin tam bir karmaþa ve kaosa dönüþtüðüne dair yalan-yanlýþ haber ve yorum yazanlarýn durumuna düþmemek için de yaptým. Bu konulara yarýnki yazýmda etraflýca deðinmeyi ümid ediyorum; inþaallah..