Millet İttifakı'nda evet her şey yolunda!

Zahirde şartlar Millet İttifakı'nın lehine gözüküyor olsa bile panik halindeler. Çünkü halkta istedikleri karşılığı bulamıyorlar. Halk bunlara nasıl güvensin ki? Daha kendi aralarında güveni, birliği kuramamışlar. Görünüşte ittifak var lakin kalpler ayrı telden çalıyor.

Seçime kalmış şurada 9 ay ama daha Cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyorlar. Dikkatinizi çekerim, adayı taktik icabı açıklamıyorlar değil aday çıkaramıyorlar! Seçmenlerini diri tutmak için söyledikleri "Aslında adayımız belli ama yıpranmasın diye seçime yakın açıklayacağız" sözü tumturaklı bir yalan. Aslında mezkûr yalan onlar için büyük bir rezillik lakin aday çıkaramamak daha büyük bir rezillik olduğundan rezaletten rezalet seçmek zorundalar. Ne demek "Adayımız yıpranır"? Adayınız kartondan bir hüviyete mi sahip ki birkaç ayda yıpranacak? Üstelik rakibiniz 20 yıldır ülkeyi yöneten birisi. Yıpranmaktan bahsedilecekse onun bahsetmesi gerekmiyor mu? Bu bahaneyi dile getirmek en çok onun hakkı değil mi? Evet onun hakkı ama o hiçbir bahane arkasına sığınmadan, sadece ülkesi için değil dünya için çalışmaya tam gaz devam ediyor. 20 yıllık lider yıpranmıyor ama bunların 'tazecik' adayı birkaç ayda yıpranacak kalitesizlikte! Halk sormaz mı, daha siz adayınıza güvenemiyorsunuz biz nasıl güvenelim?

Seçim vakti yaklaştıkça Millet İttifakı içinde ayak oyunları, çelme takmalar görünür olmaya başladı. Meselâ, ittifakın ikinci büyük partisi İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'in bir esnaf ziyaretindeki tavrı ittifakın içindeki kavganın büyüklüğünü gösterir nitelikte. Mâlûmunuz Akşener yurt çapında fitne gezilerini sürdürüyor. Nereye gitse kavga gürültü çıkartıyor. Bu sefer fitneyi içinde bulunduğu ittifaka saldı.

İstanbul Silivri'de girdiği dükkanda esnaf, "Kılıçdaroğlu'nu aday gösterirseniz oy vermem" diyor. Akşener yarım ağızla "Böyle yapmayın" diyor ama esnafın konuşmasını kesmiyor. Hâlbuki orada söylemesi gereken, takınması gereken tavır şu olmalıydı: "Biz bir ittifak yaptık, Kemal Bey'le bir yola çıktık. İttifakımıza zarar verecek söylemlerden lütfen kaçınalım."

Bu sözü söyleyip oradan ayrılması gerekirken Akşener kameralara esnafı parmağıyla gösterip bu sefer CHP'nin içine fitneyi salıyor: "Kesin bu CHP'li"!

Yani Kemal Kılıçdaroğlu'na şunu diyor: "Partinin mensupları seni istemiyor. Öyle çaresizler ki benim üzerimden sana mesaj gönderecek vaziyetteler".

Esnaf, "Hayır ben CHP'li değilim. Çekirdekten MHP'liydim. Son seçimlerde de size oy verdim." diyerek Akşener'e Kılıçdaroğlu'na karşı koz vermiş oldu. Akşener artık rahatlıkla, "Seçmenim sizin aday olmanızı istemiyor Sayın Kılıçdaroğlu" diyebilir.

"Parça bütünün habercisidir". Eylül-Kasım arası Millet İttifakı içinde bu tür görüntüler seyretmemiz kuvvetle muhtemel. "Şunu istemiyoruz, bunu istiyoruz" video servisleri artacaktır. Eh Millet İttifakı'nın birleşenleri video üretmekte pek mahir olduklarını dünya alem biliyor!

Burada Sayın Temel Karamollaoğlu da geçtiğimiz gün, "Abdullah Gül aday olabilir" diyerek Millet İttifakı seçmenini çıldırttı.

Kemal Kılıçdaroğlu'na "Aday olma" diye yalvaranlarıyla, Abdullah Gül'ü aday gösterirler diye panik atakla geçirenleriyle Millet İttifakı'nın tavanı da tabanı da birbirine girmiş durumda!..

Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yurtdışından beslenen medyaya sorarsınız, Millet İttifakı'nda her şey yolunda! Bu durumda bize düşen, "Allah içinde bulundukları ahvali bozmasın" diye dua etmek...