Türkiye'de kalkýnmanýn en önemli aktörlerinin baþýnda mühendisler gelir. Mühendislik formasyonu bu açýdan önemlidir. Demirel, Özal ve Erbakan önemli mühendislerdir. Muhafazakârdýrlar, Türkiye'yi kalkýndýrarak kurtarmak istiyorlar. Büyük Türkiye hayalleri vardýr. Siyaseti de böyle yaparlar. Hepsi de Ýstanbul Teknik Üniversitesinde yetiþmiþtir. Bunlar tesadüfi deðil.
Sosyolog Nilüfer Göle, Mühendisler ve Ýdeoloji çalýþmasýnda ODTÜ mühendisler üzerinden giderek Türkiye'yi anlamak istiyor. Ýncelediði kiþilerin hepsi de özel teþebbüste çalýþýyor. Türkiye genelini etkileyen güçlü aktörler deðiller. Oysa ÝTÜ, muhafazakâr ve kalkýnma motivasyonlarýyla kamucudur. Bütün Türkiye'yi etkileyen ve dönüþtüren hamlelerde bulunan aktör mühendisler yetiþtiriyor. Sadettin Öktem de Ýstanbul'da doðup büyüyen ve ÝTÜ'de okuyan bir þahsiyet. Hocalýða da burada baþlar. Ýnþaat mühendisliði ve sonra Mimar Sinan Üniversitesinde devam eden hocalýðý... Sadettin Ökten, yaptýðý faaliyetler, içinde yetiþtiði kültür ve inanç çevresi, mesleði ve ürettiði düþünceleriyle dikkat çekicidir.
Sadettin Ökten, farklý bir mühendis. Türkiye'nin kurtuluþunu sadece mühendislikte görmüyor. Büyük köprüler, barajlar, otoyollar ve fabrikalar yaparak meselelerimizi halledeceðimiz anlayýþýna sahip deðil. Onu farklý kýlan da budur. Türkiye'de muhafazakârlýðýn "güç" ve "kalkýnma" temelli mühendislik arayýþý bugün beraberin ciddi bir "kültür yoksunluðu" getirdiði de ortada. Ýþte Sadettin Öktem burada önem kazanýyor.
Çünkü Öktem mühendislik formasyonundan gelen ve bununla beraber mimari, kent, edebiyat sanat gibi kültür alanlarýyla yakýndan ilgilen bir aydýn. Bu alanlarda dersler vermiþ ve entelektüel çalýþmalarda bulunmuþ. Yahya Kemal üzerine kitaplar yazmýþ. Yine sanat, toplum, medeniyet temalarý üzerine kitap yayýnlamýþ. Çalýþmalarýnda medeniyet tasavvurunu öne çýkarýyor. Bu açýdan Türkiye ve muhafazakârlýðýn geldiði noktada önemli bir entelektüel duruþu temsil ediyor.
Bugün toplum (Türkiye'de) mühendislerin toplum için ürettiði teknolojiler, barajlar, otobanlar, kuleler içine yerleþiyor. Þehir, metropol haline geliyor. Mimari, konut, sosyal mekânlar, meydanlar, istihdam ve üretim çevresi tamamen "kalkýnmacý" mühendislikle döþeniyor. Buradan da "kültür yoksunluðu" doðuyor. Bunun sonucunda da ciddi sosyolojik, ahlaki ve psikolojik deformasyonlar ortaya çýkýyor. Kabalýk, nezaketsizlik, güç tutkunluðu, estetik sorunu ve ahlaki yozlaþma yükselmeye baþlýyor. Bunlar kalkýnmacýlýðýn getirdiði ciddi boþluklardan doðuyor. Her þeyi para, güç, demir, beton, asfalt, teknoloji ile çözme arayýþýyla meydana geliyor. Doðurganlýk sorununu çözmek için bile "aile mühendisliði" yapýyoruz.
Ökten, mühendisliðin habitusunda yetiþtiði ve bunun bilimini de yaptýðý için bu gerçekliklere yakýndan vakýf. Saf mühendisliðin ürettiði pratikleri dengeleyecek yaklaþýmlar ortaya koyuyor. Üstelik kendi tecrübesiyle beraber bu yaklaþýmlarý ortaya koymasý daha da deðerli. Ýstanbul'da metafiziðimizin varlýðýný sanat, mimari ve þehir kültürüne geçirmiþ bir sosyal mekân ve sosyal çevre içinde hayatýný sürdürmesi çok önemli. Ökten, eserlerinde sanat ve mimariyi, kent ve çevreyi yoðun bir þekilde tarihimizle, metafiziðimizle ve medeniyetimizle yorumluyor. Camiler, tekkeler, külliyeler, hamamlar, medreseler, meydanlar vs ile somutlaþan medeniyetimizi anlatýr. Medeniyetimizin akýþýný harekete geçirmek ister. Bu tutumuyla kültürel yönü kuvvetli olan bir mühendislik tarzý geliþtirmeye çalýþýr.
Geçen hafta onun üzerine yapýlan bir doktora tez çalýþmasýna katýldým. Bu açýdan oldukça önemli. Çalýþma, Ökten'in yeni bir yaklaþýmýna yoðunlaþýyor. Kentsel dönüþüm ve iç göç ile beraber ortaya çýkacak geri dönüþüm için medeniyet tasavvuru çerçevesinde yeni bir konut, mimari, kent düþünce ve þehir kültürü nasýl kurulabilir sorusunun cevabýný arýyor.
Türkiye'nin geldiði noktada, Saadettin Ökten'in bu yaklaþýmlarýna ihtiyaç var. Bu toplumun kültürel ve medeniyet derinliðine vakýf, onu çaðýmýz idraki ile gören ve bu çerçevede yol açan tutumun örneði... Ökten'in yazdýðý önemli kitaplarda bu gayret ve mücadeleyi görüyoruz.