Ýkisi gizli, altýsý aþikâr(açýk) sekiz ortaklý masanýn, dokuz saat süren son toplantýsý dört sayfalýk bir bildirge ile sonuçlandý.
Kamuoyunun en çok merak ettiði cumhurbaþkaný adayý konusunda "Genel Baþkanlar arasýnda ortak cumhurbaþkaný adayýnýn tespiti ile ilgili istiþarelerin baþlatýlmasýna, karar verdik." dediler.
Ýstiþarelere yeni baþlayacaklar yani, netice meçhul!
Ortaklardan birinin söyledikleri ise cumhurbaþkaný üzerinde tam bir vesayet sisteminin kurulacaðýnýn habercisiydi.
Diyor ki: "Cumhurbaþkaný içeriden veya dýþarýdan olsun, genel baþkanlar doðrudan karar süreçlerinin içinde imza yetkisine sahip olarak bulunacaklar. Genel baþkanlar, cumhurbaþkaný kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak."
Yani es kaza muhalefet seçimi kazanýrsa seçilen cumhurbaþkaný altý liderin kuklasý gibi hareket edecek.
Bi defa sistem deðiþmedikçe yasal olarak genel baþkanlar böyle bir yetki kullanamazlar. Tamam, danýþma kurulu gibi davranabilirler ama imza yetkisinin hukuki mesnedi(dayanaðý) yoktur.
Yüzde 50 artý bir oyla seçilen cumhurbaþkanýnýn tepesinde toplam oylarý yüzde 5 civarýndaki milletin yetkilendirmediði kiþilerin yetkili gibi davranmasý Hamza Dað beyin tespitiyle 'sivil darbedir.'
Yürürlükte olan sistemde siyasi sorumluluk da yetki de imza da tamamýyla cumhurbaþkanýna aittir. Altý lider böyle bir yetkiyi kullanamaz. Hani hep hukuktan bahsediyorlar ya bu hukuka aykýrý illegal bir yetki gaspýdýr.
Diyorlar ki 'Biz bir karar alýrken CHP'nin hassasiyetlerini gözeteceðiz, Kýlýçdaroðlu karar alýrken muhafazakâr kesimin hassasiyetlerini gözetecek. Bir süre sonra bir kültür oluþacak.'
Sosyal iliþkilerde ötekine saygý baðlamýnda bu tespit doðru olabilir. Ancak yürütme erkinde bu tespit kaosa davetiye çýkarmaktýr.
Bu kafayla iktidar olurlarsa ilk gün birbirine girer bu liderler.
Mesela CHP diyor ki 'Ýktidar olduðunuzda 24 saat içinde Ýstanbul Sözleþmesi'ni yeniden yürürlüðe koyacaðýz.'
Altý liderin imzasýyla olacaksa, SP buna ne diyecek? Onaylayacak mý?
Onaylamayacak. Peki, nasýl bir orta yol bulacaklar?
Mesela, MÝT baþkaný atanacak, bir kiþi üzerinde anlaþamazlarsa ne olacak?
Yahut vali atamasý, emniyet müdürlerinin atamasý, büyükelçilerin atamasýnda nasýl bir orta yol bulacaklar?
Bu soruyu sorduðumuzda altýlý masayý savunanlar 'cumhurbaþkaný yetkisini kullanýr sorunu çözer' diyorlar.
Þu anda yürürlükte olan da bu sistem deðil mi?
10 aydýr cumhurbaþkaný adayýný belirleyemeyen bu masa es kaza iktidar gelse devlet kilitlenir, týkanýr!
Biz sadece altý lideri konuþuyoruz ama bir de oyunu alamadan seçimi kazanmalarý muhal(imkansýz) olan gizli ortak HDP var. Ayrýca kazanmalarý halinde beklentileri olan ve altýlý masaya destek veren FETÖ var.
FETÖ de HDP'nin siyasi temsilciliðini yaptýðý PKK da batýnýn ve okyanus ötesinin doðrudan desteklediði terör örgütleridir.
Þu anda ÝBB baþkaný o terör örgütlerine ödediði bedelin sýkýntýsýný çekmiyor mu?
Altýlý masanýn iki büyük ortaðýnýn dýþ politikada ABD güdümüne gireceklerini hiç gizlemiyor olmalarýný da bir kenara not edin!
Ayrýca esip gürlüyorlar ama altýlý masanýn hayal ettiði gibi seçimi kazanmasý da çantada keklik deðil!
Dahasý ortak aday çýkarmalarý bile muhtemel(olasý) deðil!
Görünen o ki CHP'nin adayý kesinlikle Kemal Kýlýçdaroðlu'dur. Ve Kemal beyin bu saatten sonra adaylýktan çekilme riskini göze almasý imkânsýza yakýn bir ihtimaldir!
ÝYÝ Parti bugüne kadar Kemal beye hiç yeþil ýþýk yakmadý. Kazanacak/seçilecek aday diyerek hep Kemal beye 'Sen aday olma' mesajý verdi! Öte yandan birinci parti olacaðý iddiasýyla CHP'yi tehdit etmekten de geri durmuyor.
Altýlý masanýn bir baþka üyesi 'birden fazla aday olabilir' dedi.
Hatta son çýkýþýyla DEVA Partisi genel baþkaný Babacan 'en iyi ben yaparým!' diyerek aday olabileceðini ilan etti.
Daha da ileri giderek kendisinden beklenmeyecek bir çýkýþ yaparak Türk vatandaþlýðý, ana dilde eðitim ve devrim yasalarýnýn gündeme taþýyarak hem HDP seçmenine hem dini cemaatlere kendince göz kýrptý!
Gündeme getirdiði konularýn zamanlamasý çok manidar!
Aslýnda Türkiye'nin darbe anayasasýnýn ruhunu taþýyan bu anayasadan kurtulup yeni bir anayasaya olan ihtiyacý Baþkan Erdoðan tarafýndan sýk sýk gündeme getiriliyor.
Evet, yeni bir anayasaya ihtiyaç var.
Bunu söylemeyip sadece anadilde eðitim Türklük ve cemaatlere tarikatlara resmiyet konularýný gündeme getirmesinin tek amacý anayasa meselesini çözmek deðil, deðiþik kesimlere 'sizin sorununuz ben çözerim' mesajý vermekten ibaret. Liderler arasýndan biri aday olacaksa en uygun olaný benim demektir ki bunu zaten gizlemiyor kabul ederlerse 'en iyi ben yaparým' diyor.
Altýlý masanýn hâli pürmelâli (sýkýntýlý hali) böyle.
Adaylýk devlet tecrübesi, siyasi birikim gibi þartlara baðlansa farklý sonuçlar çýkar. Devlet tecrübesi aransa baþbakanlýk yapmýþ Davutoðlu'nun, siyasi birikim aranacaksa Karamollaoðlu'nun aday olmasý gerekir.
Ama siyasi gerçek onu söylemiyor. Eðer ortak aday olacaksa onun en büyük partiden çýkmasý gerektiðini söylüyor. En büyük partinin genel baþkaný da doðal adaydýr.
Ancak siyasette iki kere iki her zaman dört etmiyor. Bazen 5 ediyor, bazen da 3 ediyor!
Altýlý masa her ne kadar birlik fotoðrafý veriyor olsa da ortak aday çýkarma ihtimalinin çok zor olduðu her halinden belli!
Sol tandanslý aday çýkarsalar muhafazakâr seçmenin, muhafazakâr aday çýkarsalar sol seçmenin oylarýndaki kaymayý engelleyemezler.
Tabii bir de HDP faktörü var. HDP bir yandan kendi adayýný çýkaracaðýný söylüyor öte yandan da altýlý masaya kapýyý aralýyor!
Hülasa, ortak aday da çýkarsalar çoklu adayla da seçime gitseler karþýlarýnda girdiði her seçimi kazanmýþ ve seçim startýný Haziran ayýnda vermiþ bir Erdoðan var.
Bir taraftan AK Parti ve MHP mitingleri, diðer taraftan iktidar eliyle iþçiye emekliye çiftçiye öðrenciye her gün yeni müjdeler vererek pahalýlýkla mücadele eden ve moral üstünlüðü eline geçirmiþ bir Cumhur Ýttifaký var!
Altýlý masa ne yapsa nâfile.
CHP seçim kaybetme konusunda þerbetli.
Asýl kendi sosyolojik mahallesini býrakýp CHP gölgesinde ve listesinde seçime girecek olan partiler milletin huzuruna nasýl çýkacaklar?
Kendi amblemiyle ve listesiyle seçime girmeyecek olan partilere parti denir mi sizce?
Yüksek Ýslam Enstitüsü müdürlerinden Þumnu göçmeni Sahih-i Müslim'i terceme ve þerh eden merhum Ahmed Davudoðlu hoca bu tür davranýþlara gereksiz çaba ve karavana atýþ anlamýna gelen, "Nâhak yere zastýralba!" derdi!
Altýlý masanýn hâli da bana bu vecizeyi hatýrlatýyor.
"Nâhak yere zastýralba!"
