İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliği gündeme gelince Erdoğan -13 Mayıs'ta- "...olumlu düşünceye sahip değiliz. İskandinav ülkeleri terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi" demişti.
Muhtıranın imzalandığı 28 Haziran'a kadar geçen sürede Türkiye öyle bir süreç yönetti ki her iki ülkeye de taleplerinin tamamını kabul ettirdi.
Her iki ülke de öyle bir kıvama geldi ki İsveç Başbakanı Andersson, Erdoğan'ın ilk açıklamasına atıfla "İsveç teröristler için güvenli bir sığınak olmayacak" diyor artık. Andersson, "Anlaşmaya ve iadelerle ilgili sözleşmeye uyacağız." diye açıklama yaptı daha dün.
TÜRKİYE KAZANDI, MUHALEFET KAYBETTİ
Erdoğansız seçime giremeyen, siyasi kampanya yapamayan ve Türkiye olmadan gelecek tasavvuru kuramayan Avrupalı devletler için de yeni bir durum bu.
Batı basını hemen kabullendi Madrid gerçeğini. Erdoğan'dan hazzetmediği apaçık olan The Economist bile "Erdoğan evine zaferle döndü" başlığını atmak zorunda kaldı.
Ama bizim muhalefet basını "Türkiye kazandı" diyemiyor.
Bunun yerine "Erdoğan iç siyaset için dış politika yapıyor" diyorlar.
"Erdoğan siyasi başarı için NATO'yu kullandı, terörle mücadele hedeflerine ulaşmak için İsveç ve Finlandiya'yı alet etti." diyorlar yani.
Ne hoş, değil mi?
Lakin yuvarlak masa bu kadarını bile diyemiyor.
Kilitlenip kaldılar.
Seçimlere bir yıl kala beşinci kez toplanmayı başarı olarak gören muhalefet partileri konuyu hafifletmeyi seçti ama epey zorlandı.
MASA ALTINDA BÜYÜK HAYALKIRIKLIĞI
Akşener "Bu mutabakat ülke çıkarlarıyla uyuşmayan bir tavizdir." derken Kılıçdaroğlu "İçeride vatandaşa hitap eder gibi konuşuyor. Yurt dışına gidince yelkenleri indiriyor. Onlar ne derse altına imzayı basıyor." deyiverdi.
Böylece CHP de İP de hem kendilerine güldürdü hem Türkiye adına sevinemeyen siyasi partiler olarak konumlarını perçinledi.
Kılıçdaroğlu'nun dış politika danışmanı Ünal Çeviköz de şaşırtmadı. Türkiye'nin, NATO üyeliği karşılığında İsveç ve Finlandiya'yı PKK-YPG desteğini kesmeye zorlamasını 'taktiksel bir hata' olarak niteledi.
Masanın altındaki ortak da aynı hezimet yaşıyor.
HDP'li Saruhan Oluç PKK-YPG sanki Kürtlerin temsilcisiymiş manipülasyonuna sığınırken Hişyar Özsoy gerçeği dile getirdi: "Finlandiya ve İsveç hükümetlerinin bu aşırı taleplere boyun eğmesi bizim için büyük bir hayal kırıklığıdır."
ÇAVUŞOĞLU HAKLI, MUHALEFET İKİ YÜZLÜ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün "İsveç ve Finlandiya belgeye uymak zorunda. Uymazlarsa bunları NATO'ya almayacağız." diyerek "yuvarlak masa ittifakının" tutunduğu tek dalı kopardı:
"Bu mutabakattan YPG/PYD rahatsız, FETÖ rahatsız. Yunanistan rahatsız. İsveç ve Finlandiya muhalefetleri rahatsız. Bizim muhalefetimiz neden rahatsız anlamıyorum. Bu mücadeleyi biz milletçe veriyoruz. Bu iki ülkenin sözlerini getirmesi için muhalefet hiç baskı yapmadı. HDP ile siyasi ortaklık yapmak isteyen partiler iki yüzlülüklerini gösteriyor. 'Türkiye kazanamadı' demeleri yanlış".
Zor bir dönemde başarılı bir Dışişleri Bakanlığı yapan Mevlüt Çavuşoğlu çok haklı.
Gizlenen ortağın aidiyeti belli, neden seçim yapamadığı da açık ama 6'lı masa ortaklarının yaşadığı ikilik anlaşılır gibi değil.
Oysa seçimler yaklaşıyor.
Türkiye muhalefeti mi, Türkiye'ye muhalif mi olduklarını netleştirmeleri gerek.
Siyaset üstü meselelerdeki ikircikli tutum onları HDP'nin yanına sabitliyor. 40 yıldır 40 binden fazla can almış olan terör örgütünün sivil giyimli sempatizanlarına da profesyonel savunucularına da müsamaha gösterilemez.
İsveç ve Finlandiya bile PKK-YPG'yi desteklememe sözü verdi.
6'lı masa ittifakı da terörle mücadelede tarafını seçmeli.
ERDOĞAN TERÖR DESTEKÇİLERİNİN YÜZLERİNE VURDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO zirvesinde Türkiye'nin talebiyle düzenlenen "terörizm" oturumda üye ülkelerin liderlerine bir video izletmiş ve Türkiye'nin maruz kaldığı terör saldırılarını, verilen mücadeleyi anlatırken destekçi ülkelere de kaçacak delik bırakmamıştı.
O videoda PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ terör örgütlerinin gerçekleştirdiği saldırılardan görüntüler eşliğinde Türkiye'nin haklı, meşru ve güçlü mücadelesi anlatılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madrid'de uluslararası basına ve Türk gazetecilere konuşurken "liderlerin izledikleri videodan etkilendiklerini, bir kaçının videoya atıf yaparak konuştuğunu." dile getirdi.
Hakikati PKK-YPG destekçisi devletlerin liderline izlettiren Erdoğan, bir anlamda onlara suçüstü yaptı.
İkiyüzlülüklerini yüzlerine vurdu.
NATO tarihinde örneği olmayan fiili bir durum bu.
Hakkını teslim edelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin haklı ve meşru mücadelesini bu kadar gür bir sesle dile getirdiği ve sözünü dinlettiği için büyük lider.
NATO üyeleri üzerinde kurduğu söylem üstünlüğünü ayrıca not edelim.
TERÖRE KARŞI EN ÜST DÜZEY LOBİ
Madrid'de devlet ve hükümet başkanlarına ayrıca PYD'nin PKK olduğunu belgeleriyle ispatlayan 110 sayfalık bir kitap daha dağıtılıyor. Kitaptan ve videodan dolayı İletişim Başkanlığını tebrik etmek istiyorum. Başarılı çalışmalar bunlar.
Muhatap ülkelerin bilmediği işler değil elbette ama teröre verilen desteği gün ışığında sergilediği ve muhataplarını inkara yer bırakmayacak şekilde yüzleşmeye zorladığı için güçlü ve değerli.
Teröre karşı en üst düzey lobi faaliyetleri.
Şimdi sıra terörle mücadelede iç cephede.
Aynı video HDP ile girdikleri çıkar ilişkisi yüzünden Türkiye'nin terörle mücadelesinde elini zayıflatan 6'lı masa ortaklarına da izletilmeli.
40 binden fazla insanımızı öldüren terör örgütünün siyasi uzantısıyla yan yana gelmeyi bir daha düşünürler belki.