Öldünüz; ama siz kazandýnýz. Týpký özgürlerin serdarý Ali gibi. Minberde namaz kýlarken sýrtýndan bir hançer darbesi alan Ýmam Ali'nin sözünü düþünüyorum, günlerdir. Þehid olmasýna neden olan bu yarayý alýnca, "Kabe'nin Rabbine yemin ederim, ben kazandým" diyor. Ölürken kazanmak! Maddi kriterlerle izah edilemeyecek, anlaþýlamayacak bir durum. Görülmemiþ bir iman, bir bilinç seviyesi. Mucize gibi. Ancak olayýn yaþandýðý günden itibaren, tarihin akýþýný gözlerimizin önüne getirdiðimiz zaman, Ýmam Ali'nin temsil ettiði Ýslamî deðerlerin, erdemin, tevhidin, adaletin, özgürlüðün kazandýðýný, buna karþýlýk, onu, maddi ölçülere göre yendiklerini, bedeniyle birlikte temsil ettiði faziletleri de gömdüklerini düþünenlerin, yenildiklerini, kendilerinin ve temsil ettikleri karanlýðýn, zulmün, zorbalýðýn, köleliðin sadece kesintisiz bir lanete maruz kalmak için anýldýklarýný görürüz.
Filistinliler de ölüyorlar. Ülkeleri bir uçtan bir uca, taþ üstünde taþ býrakýlmayacak þekilde viran ediliyor. Baþlarýný sokacaklarý bir yuvalarý kalmamýþ artýk. Sekiz aydan beridir, dünyanýn en geliþmiþ silahlarýndan, üzerlerine "onlarý bitirin" diye haysiyet yoksunlarý tarafýndan notlar düþülmüþ en aðýr bombalar yaðdýrýlýyor. Parçalanmýþ bedenler, kopmuþ baþlar, kollar, bacaklar havalara savruluyor. Geride kalanlarý ise açlýktan ölüyor. Katillerin, zorbalarýn, zalimlerin, kan emici emperyalistlerin, çaðdaþ putçularýn kriterlerine göre emsali görülmemiþ bir yenilgidir bu. Ýmam Ali'nin temsil ettiði deðerler manzumesinde zaferin, fethin ta kendisidir oysa.
Kur'an, cihad eden Müslümanlarý iki güzelliðin, zafer ya da þehadetin beklediðini vadediyor. Yani her türlü onlar kazanýyorlar. Bu açýdan Müslümanýn ilahî ve insanî erdemler uðruna ölmesi de bir güzelliktir, bir fetihtir. O yüzden Filistinliler ölürken bütün bir dünyayý fethediyorlar, dünyanýn gözünü açýyorlar diyebiliriz. Fetih kelimesinin Arapçadaki anlamý, açmak ve açýða çýkarmaktýr nitekim. Öldüðün için þirki, zulmü, karanlýðý, cahiliyeyi açýða çýkarýyorsan dünyayý fethetmiþsin demektir çünkü.
Filistinliler Gazze'de ölürken, Arap ve Ýslam aleminin aslýnda var olmadýðýný açýða çýkardýlar mesela. Araplarýn bedavetten kaynaklanan mertliklerinin, izzetlerinin, asabiyetlerinin yerinde yellerin estiðini gözler önüne serdiler. Müslümanlarýn, Samirî'nin düzmece putuna ram olan Ýsrail oðullarý gibi, Batýnýn parlak hayat tarzýna tapýndýklarýný açýða çýkardýlar.
Bugün dünyaya önderlik eden, Ýslamî adalete alternatif bir dünya düzeni kurduðunu söyleyen, bu düzeni eleþtiren herkesi þeytanlaþtýrýp elden ayaktan düþüren, özgürlük, demokrasi, eþitlik, insan haklarý kavramlarýný diline pelesenk etmiþ, ama bu kavramlarýn arkasýna saklanarak dünyayý sömüren, toplumlarý bölüp yutmak için birbirine düþüren, dünyanýn geri kalanlarýnýn kemiklerinin üzerinde çaðdaþ, kalkýnmýþ, zengin, medenî bir saltanat kuran Batýnýn örgütlü bir kötülükten baþka bir þey olmadýðýný dünya aleme gösterdiler.
Bugüne kadar Ýsrail'in hiçbir þekilde gerçek bir savaþa girmediðini, bütün o þaþalý savaþlarýn, bir yerleri iþgal edip yutmasý için kurgulandýðýný, yapýlan anlaþmalarýn, imzalanan ateþkeslerin tamamen ve sadece Ýsrail'in yuttuðu lokmalarý sindirmesi için zaman kazanmasý amacýna yönelik olduðunu herkesin gözüne soktular. Arkasýndaki emperyalistlerin gücüne güvenen Ýsrail'in iniþi zor bir yüksekliðe çýktýðýný ve Araplarýn ve Müslümanlarýn onun kazasýz belasýz inmesi için, ayaklarýnýn dibine merdivenlerini uzattýðýný en açýk, en müþahhas biçimde gözlerimize soktular. Açtýlar açýða çýkardýlar.
Bu arada Arap halklarýnýn, Müslüman milletlerin, dünyanýn özgür ruhlu insanlarýnýn gönüllerini fethettiler.
Öldünüz; ama Kabe'nin Rabbine yemin ederim, siz kazandýnýz.