Neden II. Abdülhamid Han'a 'Kýzýl Sultan' diye iftira ettiler?

Abdülhamid Han, Ermeni baþkaldýrýlarýna karþý sorunlarý büyütmeden, milletçe bastýrýlmasý yönünde bir tutum izlemiþ, baþarýlý da olmuþtu. (Ýçten Dýþtan Entrikalar-Nuh Albayrak--S 306-307) Ýstanbul'da Ermenilerin ayaklanma giriþiminden sonraki günlerden birinde padiþahýn huzuruna gelen Batýlý elçiler Ermenileri "rahatsýz" ettiði gerekçesiyle sultana tepeden bakarak sorguya çekiyorlardý. Bunun üzerine padiþah elçileri sarayýn salonlarýndan birine götürmüþ, orada yýðýn halinde duran silah ve cephaneyi göstermiþ; "Bunlarýn fabrikasý ülkemizde yoktur!" demiþtir. Elçileri ikinci salona götüren padiþah, burada istif edilmiþ sopalarý göstererek:

"Saldýrýya uðrayan tebaam da bizim ormanlarýmýzdan saðlanan sopalarla kendini savunmuþtur Bir memlekette eþkýyalýk baþlasa onlarýn üzerine gönderilecek kuvvetlere kimin komuta edeceðini belirlemek o devletin iþidir." der ve net tavrýný ortaya koyar.

Ermenilerin Osmanlýyý daha fazla zorlayamayacaðýný anlayan batýlýlar 11 MAYIS 1893 nota ile Berlin 61. Maddesinin hemen yürürlüðe konulmasýný ister. Hatta iþin ciddiyetinin anlaþýlmasý için Ýngiltere donanmasýný Çanakkale önüne demirler. Ancak Abdülhamid Han 3 Haziran 1895 tarihli cevabýyla 11 Mayýs notasýný kesin olarak ret eder.

O nota kabul edilseydi Diyarbakýr, Erzurum, Sivas, Harput, Van, Bitlis Ermenilerin denetimine girecekti.

Her kaybeden gibi Avrupalýlar kin kusuyordu. Fransýz Akademisi üyesi tarihçi Albert Vandal , Abdülhamid Han için ilk kez "Le Sultan Rouge" ifadesini kullanýr. Azýlý Türk ve Müslüman düþmaný düþmaný Ýngiltere Baþbakaný Gladstone da bu iftiraya derhal sahip çýkmýþ , "büyük cani, istibdatçý, zalim, katil, diktatör" gibi iftiralar eþliðinde bütün Avrupa'ya yaymaya baþlar.

Ne yazýk ki, okuyup adam olsunlar diye Avrupa'ya gönderilen Genç Türkler Kýzýl Sultan ifadesini Türkiye'ye taþýmýþ ve yaymýþ...

Bu insafsýz suçlama devletin Milli Eðitim kitaplarýnda yýllarca "Kýzýl Sultan" olarak yer almýþ ve yeni kuþaklara böyle öðretilmiþ...