PKK neden ve nasıl hala ayakta durabiliyor?

PKK ya da Partiye Karkeren Kürdistane (Kürdistan İşçi Partisi) 1978 yılında Lice'nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve 21 yandaşı tarafından 1978 yılında kuruldu. PKK 2005 yılına kadar Marksist-Leninist inancı benimsemişken o yıldan sonra Demokratik Konfederaalizmi benimsedi.

PKK'nın ilk eylemleri Maoculuğa sarılmış , Türkiye İşçi Köylü Partisi TİKP'ye karşı gerçekleşmişti. PKK 1978-80 yılları arasında TİKP'nin önde gelenlerine karşı saldırılar düzenlemiş, bir çok TİKP'liyi öldürmüştü. Derken 1980 yılında Bucak Aşiretine karşı saldırmış, yaşlı genç, kadın çocuk demeden önüne geleni kurşun yağmuruna tutmuştur. Ve 1984'de Eruh ve Şemdinli baskınlarını düzenlemiş, o gün bu gündür sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik savaşını sürdürüyor.

Ne var ki, son yıllarda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın MİT'le birlikte gerçekleştirdiği operasyonlar sonucu ciddi anlamda kan kaybetmeye başlamıştır.

Peki bir köy yerinde 22 kişiyle kurulan bu örgüt nasıl olmuş da kırk küsur yıldır savaşımını sürdürebilmektedir?

Uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı doğrudur. Ama bunca yıl böylesi bir savaşımı sürdürebilmek için salt uyuşturucudan gelen para yetmez. Bu gün ABD, İngiltere ve zamanında Sovyetlerden tutun bir çok NATO Üyesi de olan Avrupa ülkesinin PKK'yı desteklediğini biliyoruz.

Peki neden?

Çünkü Türkiye, doğru bir liderlikle ve kendi işiyle gücüyle ilgilenmeye başladığında neler yapabileceğini tahmin edebiliyorlardı. Nitekim de Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Türkiye, özellikle de savunma sanayiinde dev adımlar atmaya başladı. İHA'lar SİHA'lar derken deniz ve kara kuvvetlerinde sahaya sürülen silahlar sonucu PKK'ya ve onun kuyruğu olan KCK'ya darbe üstüne darbe indirilmiş. PKK eski, gücünü yitirmiş, yok olmaya başlamıştır artık...

PKK yok olmadıysa ve tarihin utanç dolu sayfalarına gömülmediyse bunu ABD'ye borçludur. Amerika Orta doğu ve Kuzey Afrika'da olduğu kadar Doğu Akdeniz'de de Türkiye'nin en güçlü ülkeye dönüştüğünün bilinciyle bu gidişe bir dur diyebilmek için uğraşıyor. Ama bizde bir deyim vardır hani: Geçti Bor'un pazarı Sür Eşeğini Niğde'ye..