Neo-Vietnam sendrom

"Netanyahu'yu barışa engel olduğu için görevinden derhal istifa etmeye çağırıyorum."

Nancy Pelosi, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Üyesi Çiçek Çocuklar. Tarih sayfalarını bu tabirle süsleyen akımda, 1965'te Amerika Birleşik Devletleri'nin Vietnam'a asker göndermesi önemli bir mihenk taşıdır. Tabirin kökeni hakkında rivayet muhtelif iken Scott McKenzie'nin 'San Francisco' şarkısının "San Francisco'ya gidiyorsan saçlarına çiçekler taktığına emin ol" sözlerine referans verilirken Vietnam Savaşı'na ABD'nin asker göndermesini protesto ettikleri eylemler sırasında öğrencilerin yönelen silahların namlularına çiçek sokmaları da söylenir.

Tarih tekerrürden ibarettir sözünü doğrularcasına bu tarihten yarım asır sonra bir kez daha benzer eylemler ABD'den başlayarak Batı üniversitelerinde kendini gösteriyor. Geçmişte de Amerika dışında Londra, Berlin, Paris ve Roma da protestolara sahne olurken günümüzde de New York Üniversitesi, Columbia Üniversitesi, Harvard Üniversitesi, Yale Üniversitesi, Stanford Üniversitesi, MIT, Teksas Üniversitesi, Brown Üniversitesi, Minnesota Üniversitesi, Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, Güney Kaliforniya Üniversitesi yanında Avrupa'nın siyaset biliminde önde gelen okullarından Sciences Po'da ve Berlin'de parlamento önünde protestolar birbiri peşi sıra geliyor.

Çiçek Çocuklar'ın 'efsaneleşmesi' ise '68 kuşağı' ifadesiyle vücut bulmuştur. Protestoların farklı kesimlere yayılması ile büyüyen bu dalgaya Muhammed Ali'nin katılmasıyla askere gitmeyeceğini söylemesi ünvanının alınmasına ve 3 yıl bokstan uzak kalmasına yol açarken Malcolm X öldürülmesiyle Martin Luther King 'Bit Hayalim Var' söylevi yine bu dönemdedir. Che Guevera'nın 1967'de Bolivya Dağları'nda yakalanarak öldürülmesi de bir diğer mihenk taşını oluşturur.

Günümüzde ise 25 Şubat 2024 tarihinde Amerikalı asker Aarom Bushnell "Soykırıma daha fazla suç ortağı olmayacağım." sözleriyle kendini yakmasıyla başladı denilebilir. 17 Nisan 2024'te Güney Kaliforniya Üniversitesi, Asma Tabassum'un mezuniyet konuşmasını 'substantial risk' yani kampüsteki öğrencilerin güvenliğine 'önemli risk oluşturduğu gerekçesiyle iptal etmesi bir diğer işaret fişeğini oluşturuyordu bugünkü üniversite protestolarının; öyle ki, Teksas Üniversitesi profesörleri öğrencilere destek olmak için dersleri iptal ederken New York Üniversitesi gösterileri engellemek için 'duvar' örerken profesörler öğrencilerin zarar görmesine engel olmak için 'insan duvarı oluşturdu.

Bunların birbiri ardı sıra gelmesinde geçtiğimiz günlerde "Büyük Güç Rekabeti" başlıklı yazımızda ele aldığımız ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson'ın "Yurtdışındaki çatışmalara kendi çocuklarımızı göndermek yerine kurşun göndermeyi tercih ederiz" sözleriyle duyurduğu ABD'nin İsrail'e 26 milyar dolar gönderilmesini içeren yasa tasarısının Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi tarafından geçirilmesi bir paradigma değişimini göstermesi açısından da ilginçtir. Amerikan siyasetinin 'asker' göndermekten 'kurşun' göndermeye evrildiği yarım asırda Vietnam Savaşı'na Amerika Birleşik Devletleri'nin asker göndermesinin protesto eden 'Çiçek Çocuklar' veya '68 Kuşağı'ndan ABD'nin 'kurşun' göndermesinin protesto edildiği 'Yeni Çiçek Çocuklar' günlerine gelindi. Her iki süreçte de 'özgürlük' teması siyahlar ve çatışma bölgelerindeki halklar üzerine odaklanıyor. New York'ta 'Hamursuz Bayramı', tarihi bir protestoya daha sahne oldu: 'Hepimiz özgür olana dek hiçbirimiz özgür değiliz' diyen 'savaş karşıtı Yahudiler'New York'ta Senato lideri Chuck Shumer'in önünde trafiği kesti.

Geçtiğimiz son iki Amerikan başkanlık seçiminde 2010'larda başlayan "Occupy Wall Street" hareketi ve George Floyd olaylarının yansımalarını gördüğümüz bu 'genç'ler anlaşılan o ki bu seçimde de eylemleriyle bir kez daha gün yüzüne çıkıyorlar ve daha önce Bernie Sanders ile kendilerini temsil etmelerine karşın bu kez Amerikan başkanlık yarışında kim ile temsil edilecekleri önemli olacaktır.