TÜÝK mayýs ortasýnda 2023 yýlý nüfus istatistiklerini yayýnlayýnca son 10-15 yýldýr korktuðumuz þeyin olduðunu "resmen" anladýk.
"Doðum oranlarý hýzlý düþüyor, giderek kendi kendini yenileyemeyen bir toplum olacaðýz" uyarýlarý konunun uzmanlarý ve Cumhurbaþkaný Erdoðan tarafýndan feryat edercesine dile getiriliyordu ama ne fayda. Olanlar olmuþ.
Bir toplumun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan doðum oraný 2.1. Ýki insandan en az iki insan doðmalý ki nüfus kendini koruyabilsin. Türkiye'de bu oran 2023 itibariyle 1,5 seviyesinde!
Bu bilimsel veri her daim beþerî sermayesiyle övünen, genç nüfusu sayesinde geleceðe güvenle atýlan Türkiye için kritik eþiðin aþýlmasý demek. Uçurumun ucundayýz demek.
Tam da bu yüzden AK Parti Kadýn Kollarý çok önemli bir çalýþtaya imza attý dün. Bu çok boyutlu, çok katmanlý ve çok paydaþlý mesele "Nüfus Dinamikleri Riskler, Uluslararasý Uygulamalar, Politika Önerileri" baþlýðýyla masaya yatýrýldý.
Baþarýlý bir çalýþtaydý doðrusu. Masada meselenin tüm taraflarý vardý. Bakanlýklar, kurumlar, genel müdürlükler, Meclis komisyon baþkanlarý, uzmanlar, akademisyenler, STK'lar, medya... Herkes kendi uzmanlýðý içinden sorunu tanýmlayarak çözüm önerilerinde bulundu.
AK Parti Kadýn Kollarý Baþkaný Ayþe Keþir durumun aciliyetine atýfla "seferberlik lazým" diyor. Çalýþtayýn üretilecek yeni politikalara altlýk olmasýný, ilham vermesini umuyor.
Keþir'in "Bu konu tam anlamýyla beka meselesi. Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn üç çocuk uyarýsý siyasi deðil verilerle ortaya konulan tehlikenin bertarafýna yönelik" hatýrlatmasýný önemsedim.
Çalýþtay notlarým þöyle.
- 1970'lerde 7.00 olan doðurganlýk hýzý 2023'te 1.51 olmuþ.
- Doðurganlýk hýzý 2019'dan sonra çok hýzlý düþüyor. OECD ortalamasý bile 1.58.
- Ýki kritik eþik var burada. 1) 2.1 eþiðinden sonra nüfus yenilenmiyor. 2) 1.9'dan sonra düþüþü geriye çevirmek çok zor. Biz iki eþiði de aþtýk!
- 6 çocuktan 3 çocuða düþüþ Ýngiltere'de 97, Türkiye'de 27 yýlda yaþanýyor.
- Ýngiltere 3 çocuktan 1.5 çocuða 112 yýlda geriliyor, Türkiye 32 yýlda!
- Batý illerinde doðum hýzý 1.5 gibi seyrederken güneydoðu illerinde 3.27 civarý.
- Kadýnlar eðitim, istihdam ve kariyer istediði için evlilik ve doðum geç yaþlara erteleniyor.
- 2001'de ilk doðumlar en fazla 20-24 yaþ aralýðýnda iken 2023'te 24-28 yaþ.
- Oysa en yüksek doðurganlýk yaþý 23-24. Sonrasýnda düþüþ baþlýyor. 35 sonrasýnda çok dramatik. Tüp bebek teknolojileri ise yanýlsama yaratýyor.
- Kýsýrlýk iki cins için de artmakta.
- Boþanma hýzý da öyle. 2001'de 1,41 iken 2023'te 2.01 olmuþ.
- Hane halký profili de deðiþiyor. 2015'te tek ebeveyn ve çocuklardan oluþan hane halký oraný 7.8 iken 2023'te 10.6 olmuþ.
- Doðurganlýðý artýrmayý baþaran ülkeler "aile-iþ uyumlaþtýrma düzenlemeleri, kamu destekli çocuk bakým uygulamalarý" yapmýþ.
- Bizde de iþ ve aile uyumlaþtýrma düzenlemeleri ile Aile ve Gençlik Fonu gibi politikalar doðum oranlarýnýn düþüþünü önlemek için yapýldý.
- OECD ülkelerinde eðitim ve istihdam arttýkça doðurganlýk artýyor.
- Konunun ekonomik, psikolojik, sosyolojik, eðitim, çalýþan, iþveren ve medya boyutu var. Konu multidisipliner þekilde ele alýnmalý.
- Geçmiþte insanlar daha özverili, aile ve toplum deðerlerine baðlýyken artýk bireyselleþme ve bireyci deðerler önde.
- Çocuðun evin ve ailenin tüm yükünün kadýnlara yüklenmesi, erkeklerin ev içi iþ daðýlýmýna katýlmamasý kadýnlarý yoruyor. En fazla görülen boþanma nedeni evde sorumluluk daðýlýmýndaki eþitsizlik.
- Aile içinin desteklenmesi gerek. Doðum izninin artmasý, kreþ, esnek mesai, ev-çocuktan kadýn sorumludur algýsýnýn eðitim/medya yoluyla deðiþtirilmesi gibi.
- Üreme açýsýndan en saðlýklý yaþlarda gençler sýnavlarla meþgul. Akademik hedefi olmayan gençler için ara eleman, teknik eleman olma yollarý açýlarak evlilikler öne çekilebilir. Ayný þekilde zorunlu eðitim yaþý düþürülebilir.
- Bence en ürkücü veri sezaryenle doðum oranýnýn çýlgýnlýk boyutuna varmasý. Þu anda toplam doðumlar içinde sezaryen yüzde 60. Dünya Saðlýk Örgütü yüzde 10-15 normal, 30 üzeri alarm diyor! Bizdeki farka bakar mýsýnýz?
- Sezaryenle doðumun çocuk sayýsýný 2-3 ile sýnýrladýðý hatýrlanýrsa beþerî sermayemize nasýl býçak vurulduðu çok açýk deðil mi?