Önceki akþam Twitter'da açýlan bir sohbet odasýnda Diyarbakýr annelerinden Sabire Aydýn, Rukiye Canbey, Ayþegül Biçer ve Maide Nilüfer'i dinledim. Belki baþka anneler de vardý, ben dördünü takip edebildim.
Evvela odayý açan gazeteci arkadaþlara teþekkür ederim. Çok güzel bir yayýn oldu. Baþka pek çok gazeteci arkadaþ da dinleyici olarak oradaydý.
Diyarbakýr'ýn cesur annelerinin sesini ne kadar çok kiþiye duyurabilirsek o kadar iyi. Zira tarihe geçecek önemde bir iþ baþardýlar. 900 güne yakýndýr evlatlarý için Diyarbakýr'da HDP'nin önünde oturma eylemi yapýyorlar. Çünkü her biri çocuklarýnýn HDP aracýlýðýyla kaçýrýldýðýný ve PKK'ya teslim edildiðini söylüyorlar.
Eylemi baþlatan Hacire anne, Ayþegül Biçer ve daha pek çoðu evladýna kavuþtu. Bu diðer annelere de cesaret verdi, her geçen gün evladý için HDP binasýnýn önüne gelen annelerin sayýsý arttý. Sayý arttýkça PKK-HDP iliþkisi artýk üstü örtülemez bir hal aldý. HDP PKK'nýn nesi olur sorusunun en net cevabýný Diyarbakýr anneleri verdi.
Ayþegül Biçer'in HDP'ye meydan okumasýný duymayan yoktur; "Evladýmý söke söke alacaðým sizden" diyerek HDPlileri titretmiþti. Evlatlarý için dað gibi oturan bu annelere demediklerini býrakmadýlar, Devletten para alýyorlar, MÝT'e çalýþýyorlar gibi iftiralar attýklarý yetmezmiþ gibi silahla, çocuklarýnýn canýný almakla tehdit ettiler. Oysa onlar zaten evlatlarýnýn ölüme götürüldüðünün bilincinde olarak orada oturuyordu ve sadece kendi evlatlarýný ölümden geri almak için deðil tüm Kürt anneler ve tüm Kürt gençleri için oradaydýlar. PKK için insan kaçakçýlýðý yapan, çocuklarý silah altýna alan, Suriye'de, Irak'ta ABD'nin çýkarlarý için üç kuruþa mayýn eþeðine dönüþtüren bu aþaðýlýk tezgahý açýða çýkarmak için oradaydýlar.
Orada oturmasalar bir gün zaten çocuklarýnýn ölüm haberini alacaklarýný biliyorlardý.
Maide haným Berlin'den katýlmýþtý sohbet odasýna. Evladýný ararken kansere yakalanmýþ bir kadýn; hem hastalýkla hem PKK ile mücadele ediyor.
Berlin'e yolu düþenler, Maide anneyi ziyaret etsin mutlaka. Çünkü PKK Avrupa'da legal görünümlü dernekler aracýlýðýyla örgütleniyor ve üstelik istihbarat, polis bu derneklerin PKK'ya insan ve finans kaynaðý temin ettiðini bilmesine raðmen asla bir sýnýrlandýrma getirmiyor. Evladýnýzý aramak için çalacaðýnýz hiçbir kapý yok, PKK'yý þikayet edebileceðiniz bir merci bulamýyorsunuz. Zira cami dernekleri PKK'dan daha tehlikeli bulunuyor.
Rukiye haným yüzde 70 engelli olan kardeþinin nasýl kaçýrýldýðýný anlattý. Hala aklý almýyor, "Nasýl olur, nasýl yaparlar bunu? Hangi vicdanla yüzde 70 engelli ve hasta bir çocuðu kaçýrabilirler?" diye soruyordu. Herkesin diline gelip söyleyemediði acý gerçek ise "tam da bu yüzden kaçýrdýklarý." Çünkü PKK bazý çocuklarý silah altýna alýyor, bazýlarýný da direkt silah olarak kullanýyor.
Diyarbakýr Anneleri çocuklarý için 900 gündür nöbet tutuyor, bizler de onlarýn bu kutlu nöbetinin nöbetçisi olmalýyýz.
Seslerinin bir yanký odasýnda kaybolmamasý için, evlatlarýna sað salim kavuþabilmeleri için ve baþka çocuklarýn PKK'nýn eline düþmemesi için biz de üzerimize düþeni yapmalýyýz.
Ortada bir insan kaçakçýlýðý þebekesi var; bu iþler sadece kayyum atanan belediyelerin kültür merkezleri adý altýnda faaliyet gösteren örgüt evlerinde ideolojik eðitimden geçirilip daða götürme þeklinde olmuyor. Evinden okula gitmek üzere çýkan ve bir daha kendisinden haber alýnamayan gençlerin önemli bir kýsmý ise para karþýlýðýnda PKK'ya teslim ediliyor. Üstelik çift taraflý bir mekanizma kurulmuþ vaziyette. Kürt çocuklarýný kaçýrýp PKK'ya satarak para kazanan birileri olduðu gibi çocuklarýnýzý getireceðiz diyerek aileleri kandýrarak para kazanan birileri de var.
Diyarbakýr Annelerinin eylemi bu mekanizmayý da çökertti. Devletin gücünü bölge insaný ilk kez bu kadar net þekilde görebildi. 90'larda iki silah arasýnda sýkýþmýþ olan Kürt halký devletin PKK'ya karþý sert yüzünden ve gücünden emin oldukça kendini daha güvende hissediyor ve PKK'ya karþý sesini yükseltebiliyor.
PKK'lý ile Kürt vatandaþýna ayný muameleyi yapan devletin kronikleþtirdiði sorunlarý aþmak kolay olmayacak, þüphesiz.
Ama epey yol alýndý.
Diyarbakýr annelerinin de dile getirdiði bir husus var ki, bence de en önemli meselemizdir bu; 12 Þubat günü yuvarlak bir masa etrafýnda Erdoðan karþýtlýðý ortak paydasýnda buluþan muhalefet partilerinin genel baþkanlarý öyle bir masayý neden bir kez olsun PKK'ya karþý kuramadý?
Muhalefet partilerimiz böyle hep birlikte bir kez de Diyarbakýr Annelerinin huzuruna çýksaydý...
Masadaki altýncýnýn o olduðunu bildiðimiz HDP'ye ne diyor bu anneler diye hesap sorsaydý...
"PKK'dan kop da gel, sandalyen hazýr, baþ tacýsýn" diyebilseydi.
Bu þekil bir dayanýþmayý, Türkiye'nin, güneyinde terör koridoruna geçit vermeyen politikasýný desteklemek için ABD ve AB ülkelerine karþý oluþturabilselerdi.