Hayatým boyunca "demokrat" bir çizgi izlemeye çalýþtým. Demokrasiye sözde deðil, özde baðlýyým. 40 yýldýr ayný yerdeyim, toptancý bir kamplaþtýrmayla yapýlan "yandaþ" nitelemelerine de hiç aldýrmýyorum.
Ancak bu þaþý bakýþýn, her iki mahallede de fikirlerinizi itibarsýzlaþtýrdýðýný taaccüple izliyorum! Karþý mahalledekilerin bu önyargý mahkumiyetinin boyutlarýný biliyorum. Ancak, kendi mahallemizdekilerin de; emek mahsulü fikirlerimize, hak ettiði deðeri vermediði kanaatindeyim! Daha da garibi; defalarca ifade ettiðimiz gerçekleri, karþý mahalleden bir müptezel; mecburen yazmak zorunda kalýnca o kadar deðer veriliyor, makalesi bizim mahallede o kadar çok dolaþtýrýlýyor ki; baþý dönüyor! Oysa bilmiyorlar ki; o adamýn, arýzalý saat kabilinden bir kere söylediði "doðru"ya böyle dört elle sarýlanlar, din düþmanlýðýna varan "yanlýþ"larýna da "itibar" saðlamýþ oluyor!
Öte yandan karþý mahalle, birbirlerinin yanlýþ fikirlerine bile sahip çýkýyor ve bütün gücüyle yayýyor. Sürekli yakýndýðýmýz algý oluþturma güçleri de buradan geliyor!
Gazetecilikte "samimiyet" ve "güven" zor kazanýlan ama çabuk kaybedilen önemli bir güçtür.
21 yýldýr devam eden AK Parti iktidarýndan, en azýlý Erdoðan düþmanýnýn bile istifade ettiði çok önemli "ortak kazanýmlar" dýþýnda hiç bir menfaatim olmadýðý gibi, ileriye dönük hiçbir siyasî kariyer planým da yoktur. Bütün birikimim ve samimiyetimle, inancým; vataným ve milletim için çalýþýyorum.
SÝYASETTEKÝ BAÞARI KRÝTERÝ DE SAMÝMÝYETTÝR!
Kendi samimiyet imtihanýmýzý verdikten sonra siyasîlerin samimiyetini sorgulayabiliriz diye düþünüyorum.
Demokrasilerde seçimler, bir hizmet yarýþýdýr.
Halkýn en az yarýsýnýn desteðini gerektiren seçim sistemimizde, iktidara gerçekten talip olanlarýn halkýn kutsal deðerleri ve ulusal hassasiyetleriyle hiçbir problemi olmamasý gerekir.
Bu sebeple; seçim öncesinde gündemin, terörle ve küresel güçlerle mücadeleden geri adým atýlmamasý; savunma sanayiinin zaafa uðratýlmamasý gibi konularda yoðunlaþmasý, seçime giren bütün parti ve adaylarýn bu ve benzeri "beka" konularýnda ayný kararlýlýðý taþýmadýðý gerçeðinden kaynaklanýyordu. Oysa 14 Mayýs'taki sonuçlardan mutlu olmayan emperyalist güçlerin, hemen "kur" silahýný üzerimize doðrultmasý, bu endiþelerin ne kadar haklý olduðunu göstermiþtir.
Þayet, demokrasiye ve ulusal hassasiyetlere baðlýlýkta tam mutabakat saðlanan ülkelerde olduðu gibi Türk muhalefeti de, halký endiþeye sevk eden zaaflar sergilemeseydi, ana günden "iktidarýn yanlýþlarý ve proje yarýþlarý" olabilirdi!
Nitekim muhalefetin bu zaaflarýný millet ciddiye aldýðý için milliyetçi oylar artarken, "ülkenin beka problemi" görüntüsü veren Kýlýçdaroðlu ve HDP ile milliyetçilik vasfýný kaybeden ÝYÝ Parti kan kaybetmiþtir. (Kýlýçdaroðlu, 2018'de; bütün engellemelerine raðmen 30.67 oranýnda oy alan Muharrem Ýnce'nin, 2.35 puan gerisinde kalmýþtýr.)
ASIL HEZÝMET DEMOKRASÝ SINAVINI KAYBETMELERÝDÝR
Kýlýçdaroðlu, dilinden düþürmediði "demokrasi" konusunda da tam bir hezimet ortaya koymuþtur. "Baykal'a kumpas" kamburunu 13 yýldýr sýrtýnda taþýyan Kýlýçdaroðlu, 3 Mart'ta zehir zemberek ifþaatla masayý terk eden Akþener hakkýnda "Merak etmeyin, taþlar yerine oturacak" demiþ ve 13 dakikalýk bir "sýr" görüþmeden sonra Akþener'i; "Kumar Masasý"na týpýþ týpýþ oturtmuþtur! Sizce Kýlýçdaroðlu; Akþener'i, bu 13 dakikada hangi demokratik argümanla ikna etmiþtir?
Öte yandan, "Kýlýçdaroðlu'na zarar veriyorsun; çekil" þeklinde yoðun baskýlara muhatap olan ve "Sonuna kadar direneceðim" diyen Muharrem Ýnce ise seçime iki gün kala; yine bir kaset kumpasýyla pes ettirilmiþtir! Kýlýçdaroðlu'nun, bu operasyondan hemen sonra sergilediði "Rusya yaptý" paniði, kumpasýn asýl kaynaðýnýn FETÖ olduðunu ortaya koyduðu gibi, bu çirkin olayda kendisinin nerede durduðunu da ele veriyordu!
Yani "demokrasi baharý" vadeden Kýlýçdaroðlu, masasýndan kalkana da; karþýsýna çýkana da, onu "CHP lideri" yapan "gizli gücünü" göstermiþ ve problemleri anýda çözmüþtü!
GELELÝM SEÇÝM SONRASINA...
Demokratlýk erdemdir ama sadece edebiyatýný yapmak, demokrasi münafýðýdýr.
Seçime giden siyasilerin, "Biz kazanacaðýz" iddialarý doðal karþýlanabilir. Ama bunu, "Yüzde 100 kazanacaðýz" noktasýna vardýrmak demokratik nezakete aykýrýdýr.
11 Mayýs'ta Külliye'deki sohbette gençler, Erdoðan'a seçimi sormuþ; 30 yýldýr girdiði bütün seçimleri kazanan bir liderin cevabý, "Onu Pazar günü göreceðiz" olmuþtu. Oysa 13 yýldýr girdiði bütün seçimleri kaybeden Kýlýçdaroðlu, "Ýlk turda yüzde 60 oyla kazanacaðým" derken, Akþener ise "Kýlýçdaroðlu kazanacak, ÝYÝ Parti yüzde 15'in üzerinde oy alacak" diye yeminler etmiþti!
14 Mayýs'ta; ilk turu kaybeden hatta 2. turu da kaybedeceðinin habercisi olan bir hezimet yaþayan Kýlýçdaroðlu, yine çýkmýþ; "28 Mayýs'ta mutlaka ama mutlaka kazanacaðýz" demiþti!
Bu, özgüven deðil, millet iradesine saygýsýzlýktýr. Sadece diktatörler, seçimden önce "Yüzde 100 kazanacaðým" diyebilir!
Bu ayrýntý, toplum barýþýnýn muhafazasý açýsýndan önemlidir. Bu tür söylemlerle dolduruþa getirilen ve mutlaka kazanacaðýný düþünen kindarlar, bize tehdit yaðdýrma yarýþýna girdi! Yalnýz haklarýný yemeyelim! Yargýsýz infaz etmeyeceklerdi! FETÖ'cü hakim ve savcýlar eski görevine iade edilecek, onlarýn adi(l) kararlarýyla infaz edeceklerdi!
Söylenecek çok þey var ama bu haysiyetsizleri ademe mahkum edip geçelim.
SEÇÝMÝ DEÐÝL, GÜVENÝ KAYBETMEK HEZÝMETTÝR!
Gerçek demokratlar için seçim kaybetmek çok önemli deðildir. Çünkü siyaset, uzun bir yarýþtýr. Önemli olan, samimiyet ve güveni sarsmadan; zikzak yapmadan ilerleyebilmektir.
Bu açýdan bakýldýðýnda Kýlýçdaroðlu ve ekibi, seçim sonrasýnda da iyi bir imtihan verememiþtir.
Her seçimde olduðu gibi; günler öncesinden baþlatýlan abartýlý "sandýk güvenliði" yaygaralarý, bilinçli olarak seçim gecesine kadar devam ettirilmiþti. Konya'da, CHP ilçe baþkanýnýn aracýnda, Kýlýçdaroðlu'na "Evet" basýlmýþ yüzlerce oy pusulasý ele geçirildiði saatlerde, Ankara'da; CHP Seçim Ýþlerinden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Muharrem Erkek "Ne entrika çevirirlerse çevirsinler milletin iradesini engelleyemezler" açýklamasý yapmýþtý!
Oysa Konya'daki olay, sadece bireysel bir sahtekarlýk deðildi. Þayet Erdoðan, kritik bir farkla kazansaydý, Türkiye'nin farklý bölgelerindeki çöplerden, binlerce benzer sahte pusula çýkacaktý! Seçim gecesi yaþananlar, bu kaos planýný ifþa etmiþti.
ARAÞTIRMA ÞÝRKETLERÝ, FETÖ VE CHP ORTAK YAPIMI KAOS PLANI
CHP'ye çalýþan kamuoyu araþtýrma þirketleri, seçim öncesinde ýsrarla yüzde 53-55 gibi hayalî sonuçlar ilan etti. Bu oranlar, Kýlýçdaroðlu baþta olmak üzere CHP'nin bütün yöneticileri ve müttefiklerini büyük bir beklentiye soktu. Akþener öncülüðündeki 6'lý masa bileþenleriyle birlikte, bu sahte sonuçlarý kullanarak "Mutlaka kazanacaðýz" açýklamalarýyla milleti þartlandýrdýlar.
Bazý ana akým TV kanallarýnda AK Partililere hatta Erdoðan'a ýsrarla sorulan, "Seçimi kaybetmeye hazýr mýsýnýz? Kaybederseniz tavrýnýz ne olur" þeklindeki ýsrarlý sorular da, o geceye yönelik kaos planlarýna zemin hazýrlamýþtý!
Böyle gelinen seçimin akþamýnda ise operasyon uzmaný FETÖ devraldý nöbeti!
Valizi elinde bekleyen firarî FETÖ'cüler öncülüðündeki troller ve CHP'nin sosyal medya örgütü, o akþam saat 18.00'den itibaren yoðun bir "Kýlýçdaroðlu ezici çoðunlukla geliyor" kampanyasý baþlattý.
Buna, CHP yöneticilerinin de katýlmasý, "üst seviye bir organize iþ" çevrildiðinin habercisiydi. Sandýk sonuçlarýný deðil, planladýklarý stratejiyi izliyorlardý!
"HDP'ye mesafeli" diye bilinen ancak seçim öncesinde "Apo Bey" noktasýna gelen "Ülkücü Mansur" ve Erzurum'da baþlattýðý tahrik siyasetini "çelik yelek"le korumaya çalýþan Ekrem Ýmamoðlu, seçim gecesinde de iþ baþýndaydý! Nöbetleþe yaptýklarý "Öndeyiz" açýklamalarý, FETÖ'nün baþlattýðý kirli organizasyonun yeni aþamasýydý!
Kýlýçdaroðlu'nun, "(Anka'ya göre) Öndeyim" diye açýklama yaptýðý 19.44'teki Anka verisinin, "Erdoðan: 50.65, Kýlýçdaroðlu: 43.99" þeklinde olduðu ortaya çýktýðýndan, bu açýklama düpedüz "yalancýlýk"tý.
Artýk "uzatmalarý" oynayan Kýlýçdaroðlu'nun güven ve itibar gibi bir endiþesi olmayabilir. Ama uzun vadeli planlarý olan Mansur Yavaþ ve Ekrem Ýmamoðlu, seçimle birlikte; demokrasi ve samimiyet imtihanýný da kaybetmiþtir.
YALANLARINI GÝZLEMEK ÝÇÝN AA'YA "YALANCI" DEDÝLER!
Bu arada 2.500 elemaný ve profesyonel partneriyle sandýk baþýndan aktardýðý organik verilerle, FETÖ'nün "Kýlýçdaroðlu kazandý" manipülasyonunu çürüten Anadolu Ajansý, boy hedefi haline getirilmiþti. Bu çirkin linç, o kadar abartýlmýþtý ki, "tetikçi" Ýmamoðlu, "Anadolu Ajansý'nýn itibarý sýfýrýn altýnda" diyecek kadar irtifa kaybetmiþti! Zira ertesi gün YSK'nýn açýkladýðý resmî veriler, AA'yý; CHP'nin boy hedefi haline getiren verilerin aynýsýydý! Ayrýca Kýlýçdaroðlu'nun, Bilgi ve Ýletiþim Teknolojilerinden sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsýný kovmasý, her seçimde yaþadýklarý iletiþim fiyaskosunun aynen tekrarlandýðýný gösteriyordu.
Manipülasyona doymayan Ýmamoðlu, "sadece kendisinin bildiði kaynaða" dayanarak Kýlýçdaroðlu'nu "13. Cumhurbaþkaný" ilan etmiþ, doðru verileri paylaþanlara "yalancýlar" demiþti! Ama birkaç saat sonra Kýlýçdaroðlu'nun, "Milletimiz 2. tur diyorsa baþýmýz üstüne" açýklamasý, "Asýl 'yalancý' Ýmamoðlu" anlamýna geliyordu!
FETÖ DESTEKLÝ KAOS PLANI TUTMADI
Bu operasyonun çirkin bir hedefi vardý. O gece Cumhurbaþkaný Erdoðan yüzde 50.10 gibi kritik bir sonuçla kazansaydý veya Kýlýçdaroðlu yüzde 49 gibi bir oranla kaybetseydi; "Oylarýmýz çalýndý" yaygarasý yaparak, kandýrdýklarý insanlarý sokaða dökeceklerdi. Bu ise asla masum bir protesto (neyin protestosuysa) olmayacaktý! Günler öncesinden baþlatýlan bu manipülasyonlar, o gece ve ertesi günkü kalkýþmada öfke ve kini artýrmak amacýný taþýyordu. "Özerklik" denemelerine hazýrlanan, kalkýþma uzmaný HDP'nin de katkýlarýyla, 6-7 Eylül'ü aratan günler yaþanacaktý. Demirtaþ'ýn AA'ya çamur atan, "Sandýklardan ayrýlmayýn, kesinlikle öndeyiz ve ilk turda bitecek" yaygaralarýnýn amacý da buydu?
Erdoðan'ý, 1946 seçimleri öncesinde Nihat Erim'e "Yaptýðýmýz bir tecrübedir, kazanamazsak vazgeçeriz" diyen ve gerçekten kaybedeceðini anlayýnca, iktidarý dipçikle gasp eden eski genel baþkanlarý Ýnönü ile karýþtýrmýþlardý!
Hiç mübalaða etmiyorum, bu günlerde Türkiye, "Gezi" benzeri bir hýyanet yaþýyor olacak, Erdoðan'ýn kesinlikle gideceðine inan(dýrýl)an Batý da, duruma el koyma fýrsatýný kaçýrmayacaktý! Nitekim Ýçiþleri Bakaný Süleyman Soylu, bu konudaki istihbarî tespitleri paylaþtýðý açýklamasýnda, Atina'daki Lavrion Kampý'ndan, Türkiye'de bir karýþýklýk çýkmasý durumunda, derhal devreye girilerek karmaþa çýkarýlmasý için talimat verildiðini açýklamýþtý! Niye Lavrion acaba?
Ýlginçtir, "Gezi senaryosu" çökünce, Gezi sponsorunun hisseleri de çökmüþtü!
Ýþte Kýlýçdaroðlu'nun vadettiði demokrasi buydu!
HIRSLARI; AKILLARINI ESÝR ALMIÞ, VÝCDANDAN ESER KALMAMIÞ!
Çok çirkin bir samimiyetsizlik daha...
6 Þubat'ta yaþadýðýmýz korkunç felaket, 85 milyonun katký saðlamasýný gerektiren bir boyuttaydý. Sayýn Kýlýçdaroðlu da iki gün sonra bölgeye gitmiþti ama enkaz önünde çektiði videoda "Yaþananlara siyaset üstü bakmayý ve iktidarýn yanýnda hizalanmayý reddediyorum" demiþti. Sanki deprem haþa; iktidarýn eseriydi!
"Hazýr iktidarý fena durumda yakaladýk, bu fýrsatý kaçýrmayalým" ucuzluðuna sarýlan Kýlýçdaroðlu, Erdoðan'ýn; seçimden bahsetmeyi bile ayýp saydýðý bir ortamda "Sakýn seçimi ertelemeyin" telaþýna düþmüþtü. Sonrasýnda ise hiç yapmamalarý gereken þeyi ýsrarla yapmýþ ve hassas durumda olan depremzedeleri sürekli tahrik etmiþlerdi. Oysa Erdoðan'ýn; kentsel dönüþüm için yalvardýðý yýllarda, "Rantsal dönüþüme hayýr" kampanyalarý yürüten Kýlýçdaroðlu; Ýmamoðlu ve Akþener gibi samimiyetsizler korosu þimdi de, "Kentsel dönüþüm yapmadýðýnýz için bu insanlar öldü" temposu tutuyordu!
Bütün bu çirkin tahriklere raðmen, Kýlýçdaroðlu'nun "enkaz soygunu" tutmamýþ, basiret sahibi depremzedeler; samimiyet testini kazananlarý tercih etmiþti.
Ama hýrsýnýn esiri olmuþ vicdansýzlarýn inebileceði seviyesizliði tahmin etmek mümkün deðildi. "Galiba yanlýþ insanlar ölmüþ, keþke siz ölseydiniz de bu oylarý veremeseydiniz" diyecek kadar adileþmiþlerdi. CHP büyükþehir belediyesi, depremzedeleri; devletin tesislerinden atmýþtý. Kýlýçdaroðlu'nun "Ne yapýyorsunuz, daha seçim bitmedi" mealindeki samimiyetsiz uyarýsýna raðmen "Gözünüze dizinize dursun" alçaklýðý son sürat devam etmektedir. Görünüþte "Helalleþelim" muhabbeti yapan CHP zihniyetinin, fýrsat bulduðunda ne kadar habisleþebileceðini kimse tahmin edemez!
PARLAMENTER SÝSTEM BÝTTÝ, YENÝ HEDEF "TEK ADAM" OLMAK!
Bütün bu rezaletleri bir gecede unutan Kýlýçdaroðlu, "Vallahi de billahi de sonuna kadar mücadele edeceðim! Bur-da-yým..." þeklindeki amatör video ile "28 Mayýs harekâtý"ný(!) baþlattý.
Aslýnda bu video, samimiyetsizliðinin de açýkça ilanýydý!
Çünkü, 14 Mayýs seçimlerine, "Tek adam sistemini deðiþtireceðim" iddiasýyla giden bir liderin, TBMM'ye yansýyan "Biz bu sistemden memnunuz, deðiþtiremezsin" iradesinden sonra "Baþkanlýk yarýþý benim için anlamsýz hale geldi" dürüstlüðünü gösterip çekilmesi gerekirdi. Ama Kýlýçdaroðlu, Türkiye'yi 5 yýl boyunca; parlamentonun bile desteklemediði tam bir "Tek adam" olarak yönetmeye talip olmuþtu!
Hatta "tek adamlýk" dediði makama oturabilmek uðruna samimiyetsizliði yeni bir boyuta taþýyan Kýlýçdaroðlu, HDP/PKK zaafýný, 15 günlüðüne derin dondurucuya koymuþ ve "CHP teröre kökten karþýdýr" kampanyasý baþlatmýþtý. Þaþýracaksýnýz ama Kýlýçdaroðlu "Beka Meselesi"nden bile bahsetmeye baþladý! Þýrnak þehitlerimize herkesten önce "rahmet" diledi! "Ben asla terör örgütüyle masaya oturmam" dedi. Ama terör örgütünün "Ankara Þubesi"nde ne sözler verdiðini hâlâ açýklayamadý!
O artýk "yeni" bir Kýlýçdaroðlu idi! Hatta PKK ile mücadele için siyasî hayatýný riske atmaktan çekinmeyen ve Kandil'e can çekiþtiren Erdoðan için "PKK ile görüþtü" bile diyebilirdi! Çünkü o, FETÖ tipi Ýngiliz siyaseti uyguladýðýndan 360 derece dönebilir, "dürüstlük" hariç her þey olabilirdi!
40 yýllýk milliyetçileri þaþýrtan bu milliyetçi(!) duruþ, 28 Mayýs'a kadar devam edecektir. Bu danýþýklý dövüþe HDPKK da sabredecektir!
Ýhtiyaç duyduklarý kabýn þeklini alan bu ilkesizler, seçmeni de; nabzýna göre verdikleri þerbetle kandýracaklarýný zannediyor! Bu yüzden "2. tur 'sýfýr'dan baþlayacak" diyorlar ki, milletin hafýzasýný da sýfýrlamak istiyorlar!
28 Mayýs için yeniden baþlattýklarý zikzaklar, ucuz pazarlýklar ve halký kandýrmaya yönelik þeytanlýklar, hâlâ ders almadýklarýný; entrikacýlýkta ýsrarlý olduklarýný göstermektedir.
LÜTFEN ÖÐRENÝN ARTIK, "HALKA RAÐMEN" YAPAMAZSINIZ...
Ey muhalifler, bu çarpýcý tespitleri "yandaþ saçmalýðý" görüyor; hiç önemsemiyor olabilirsiniz! Ama defalarca gördüðünüz gibi halk önemsiyor. Çok istediðiniz iktidar deðiþikliðini de ancak halk yapabiliyor. Öte yandan, yüz yýldýr uðraþtýðýnýz halde bu halký deðiþtiremediðinize göre sizin deðiþmeniz gerekiyor!
"Kem alat"la "kemalât" olmaz! Samimiyetsiz takýyecilerle hedefe ulaþýlamaz.
Bu sebeple, samimiyette; güvenirlikte; yerli ve millîlikte ve en önemlisi de demokratlýkta, Erdoðan'ý geride býrakacak bir lider bulamadýðýnýz sürece patinaja devam edersiniz.
Her þeye yeniden baþlamalýsýnýz. Vesayetçi kafayý deðiþtirip, kendi ülkeniz ve milletiniz için düþünmeyi öðrenmelisiniz.
Ya da... Sizi, "tuvalet terliðine bile oy vermeye" sürükleyen kin ve nefretten vazgeçip, halkýn sesine kulak vermelisiniz...