Başkan Erdoğan'ın dünkü hastane açılışında yaptığı konuşma son derece önemli.. Dedi ki Erdoğan; "..Türkiye kendisine dayatılan ahlâksız haritaları yırtıp atacaktır.." Bu çok basit ve anlaşılır biçimde dile getirilen sözden anlıyoruz ki;
1) Bölgeye ilişkin bir takım haritalar hazırlanıyor
2) Bu haritaları Türkiye'ye dayatmaya çalışan kadrolar var
3) Havalarını alırlar..
Erdoğan konuşmasında bir şey daha söyledi.. Dedi ki; "... Türkiye ve Türk milleti olarak biz her ihtimale ve her sonuca hazırlıklıyız..."
Yine çok net bir ifade daha..
Türkiye olarak biz her türlü sonuca hazırlıklıyız..
"..Her sonuca hazırlıklıyız.." diyor bu ülkenin lideri.. Ne bu; "her sonuç"?..
Bakın sevgili dostlar, sıklıkla hatırlamamız lazım ki, öfkemiz de diri kalsın.. Biz dış merkezli; 7 Şubat 2012'deki Mit Başkanımızın tutuklanmaya çalışıldığı o kepazelikten, Faşist Gezi kalkışmasına.. 17/25 Aralık yargısal darbe girişiminden Mit Tırları ihanetine.. Çukur teröründen, İstanbul, Ankara, Kayseri, İzmir, Suruç ve bilumum terör saldırılarına.. Ve 15 Temmuz'daki Anadolu'yu işgal girişimine kadar kaç saldırıyı bertaraf ettik? Hatırlayın.. Ve sonrasında ardı arkası kesilmeyen finansal saldırılar.. Yargı darbesiyle, askeri darbeyle, finansal saldırılarla denediler denediler fakat başaramadılar.. PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'siyle saldırdılar.. Asker kılığına girmiş teröristleriyle darbeye kalkıştılar.. Polis kılığına girmiş teröristleriyle suikastler yaptılar.. Adliye basıp savcı şehit ettiler.. Sanıyor musunuz ki bunlar yerli akılla çalışan örgütler!..
Ne diyor Lider?.. Her türlü sonuca hazırlıklıyız.. Buna eski bir sözünü de ben ekleyeyim; ".. topunuz gelin.." de demişti vaktiyle Erdoğan..
Dünkü konuşmasında işte tam bu noktada; "..Türkiye'nin kendisine dayatılan ahlâksız haritaları ve belgeleri yırtıp atacak siyasi, ekonomik ve askeri güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin ve demokrasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle anlayacaklar..." ifadesini kullandı.. Bahsettiği kuşkusuz skandal Sevilla Haritası..
Sevilla Üniversitesi'nde denizcilik coğrafyası alanında uzman Prof. Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlandığı için bu isimle anılıyor.. Erdoğan'ın; "..yırtıp atarız..." dediği harita, Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de kıta sahanlığı olarak hak iddia ettiği alan ile Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2004 yılında ilan ettiği ‘münhasır ekonomik bölge’nin sınırlarını AB’nin resmi sınırları olarak kabul ediyor.. Dolayısıyla da Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı güneye doğru Akdeniz’in ortasına kadar iniyor.. Türkiye bu haritayla tıpkı Gazze'de balıkçı teknelerinin açılamaması gibi, Antalya körfezini aşamaz hale getiriliyor..
Şimdi açıktan sorduğunuz zaman ne AB böyle bir haritanın varlığını kabul ediyor ne de Türkiye'nin önüne herhangi masada getirebilecek cesaretleri var. Oysa aynı zamanda AB'nin bütün kurumlarına danışmanlık da yapan Prof.Dr. Vivero'nun bu skandal haritası ortada duruyor.. De facto olarak bu haritayı tartışmaya açmak Türkiye ile Yunanistan arasına AB'yi doğrudan sokmak anlamına geliyor.. Oysa adını doğru koyalım. Ege'de yaşanan sorun doğrudan Türkiye ile Yunanistan'ın sorunudur.. AB eğer bu işe müdahil olmaya kalkarsa orantısız bir güç dengesi çıkıyor ortaya.. Misal Türkiye ile Yunanistan arasında taraf tutmaya çalışan Avrupa Birliği, İtalya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanları müzakeresine neden taraf olmadı o zaman? İkisi de AB üyesi diye mi?.. Çünkü orada destek vereceği kimse yoktu değil mi?.. Hayır.. O halde Türkiye ile söz konusu olduğu zaman da dışarıda duracak. Yoksa Başkan Erdoğan'ın da dediği gibi; ".. o haritaları yırtar atarız...".. Yapmadığımız şey değil..