OHAL, önce Demirtaş ile Can Ataklı'yı rahatsız etti

Depremden etkilenen 10 ilde alınan 3 aylık olağan üstü hal (OHAL) kararı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. CHP, İyi Parti ve HDP'nin karşı çıkmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı tezkeresi AK Parti, MHP ve BBP oylarıyla kabul edildi.

Yürürlükte olan OHAL uygulamasında amaç; yaraları en hızlı şekilde sarmak, fitne ve fesat gayretlerine, etki ajanlarının kirli/karanlık algı operasyonlarına daha hızlı ve etkin şekilde müdahale etmek...

Bundan böyle, toplumu telaş ve güvensizliğe, huzuru baltalamaya çalışanlara, yıkıcılık ve bölücülük yapanlara karşı devlet daha hızlı hareket edecek. Maksatlı haber yapanlara, ajan provokatörlere, sosyal medyada yalanlarla güvenlik güçlerini, silahlı kuvvetlerimizi zan altında bırakmaya, yıpratmaya çalışanlara hadleri çok hızlı bildirilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL konusunu deprem bölgesine gittiğinde şu sözlerle gündeme getirdi:

"Süreci ne yazık ki siyasi istismara dönüştürenler var. Bu istismara benim vatandaşım asla prim vermeyecektir.

"Bu ne getirecek? Bu, Türkiye'de bu süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına, fesat gruplarına karşı olağanüstü hal ile müdahale etme imkânını devlete vermiş olacaktır. Devlet ve millet el ele vermiş, bu tarihi felaketin üstesinden gelmeye çalışırken yalan haberler ve çarpıtmalarla insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri yakından takip ediyoruz. Günü geldiğinde şu anda tuttuğumuz defteri de açacağız."

15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminin ilk saatlerinde, bekledikleri fırsatın doğduğuna inanan şer şebekesi azgınlaşmıştı.

Ona benzer bir hal var. Depremin şu ilk günlerinde aynı şebeke yine umutlandı.

En acı günümüzde, "devlet nerede" diye bağıranlar, aslında devletin başarısız olmasını, Türkiye'nin yönetilemez hale gelmesini arzuluyor.

Erdoğan'ı devirmek için, Can Ataklı'nın bahsettiği günün geldiğine inanıyorlar.

Şimdi Flash TV'de ana haber sunan Can Ataklı, daha önce şunları söylemişti:

"Erdoğan seçimle gider mi? Hayır. Darbe ihtimalini en az görenlerdenim. Hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor. Peki neler olabilir? Tayyip Erdoğan'ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük bir başka bir doğal felâket... "Büyük yangınlar, çok büyük can kaybına yol açacak sel felâketi, depremler gibi..."

Düşününüz, Erdoğan'ın gitmesi için demokrasi, seçimler değil. Çok büyük can kayıpları... Can verenlerin insan olması, masumlar olması bu tıynetteki fitne elebaşları için hiç önemli değil. Çünkü bunlar, insanlıktan çıkmış karakterler.

Bunlar yılların gazetecileri, darbe dönemlerinin hınk deyicileri... Ve inanınız şu anda Can Ataklı gibi düşünen, "Erdoğan'ın gitmesi için bu deprem felâketi, tam da aradığımız fırsatı veriyor, elimizden ne geliyorsa yapalım" diye düşünen siyasetçi, gazeteci, yazar, profesör, sanatçı... O kadar çok insan kılıklı bozguncu var ki.

İşte inşallah OHAL; onlara bekledikleri, arzuladıkları fırsatı vermeyecek.

OHAL ilanından en çok rahatsız olan şimdi Can Ataklı'dır.

ABD'ye, Avrupa'nın ağalarına da fırsat verilmeyecek.

6'lı masadakiler de aradıklarını bulamayacak.

FETÖ'nün, PKK'nın, PKK'nın siyasi kolu HDP'nin de beli kırılacaktır.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, OHAL kabul edilir edilmez isyan çağrısı yaptı:

"Başka bir plan olduğu kesin, muhalefet, süreci dikkatle takip etmeli. Amaç dışı tek bir yetki kullanılırsa kıyametin kopması lazım."

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan da ilk rahatsız olanlardan.

Hani, "Bu seçimde oyum PKK'yı desteklese de HDP'ye vereceğim, FETÖ'ye sahip çıkmak gerekir" diyen Emin Çölaşan...