Ohh ne güzel; oynatmaya az kaldı, doktorum ner'de?

Parklarda el ele diz dize bize ne... kime ne!! Plajlarda kucak kucağa! Halay çekenler mi istersiniz, çiftetelli oynayanlar mı? İkide bir sarılıp öpüşenler mi?! Korona benden korksun diye nara atanlara ne buyrulur?!

Bu nasıl bir adam sendecilik, nasıl bir vurdumduymazlıktır! Resmen akıllara ziyan! Hadi kendinizi düşünmüyorsunuz, ailenizi, yakınlarınızı, dostlarınızı düşünün bari! Bu ne mene bir bencilliktir yahu? Ya da ne mene bir geri zekalılık?

Haberiniz olsun:

Normalleşmeden anormalliğe yatay geçiş yaptık milletçe!

Galiba ABD ya da Brezilya gibi yapacaktık bu işi ve on binlerce insanımızı yitirecektik değil mi?! Fahrettin Koca gibi adamlar bize üç beş boy büyük geliyor. Tayyip Bey yerine Brezilya Cumhurbaşkanı gibi çeyrek devlet adamı dörtte üç soytarı gerek bize de! O olmazsa Trump da olabilir. Abuk subuk konuşup, "valla 100-150 bin kişi ölürse, öpüp de başımıza koyalım," diyecek biri gerekiyor herhalde;

O zaman sokaklarda oynama şıkıdım şıkıdım diye diye göbek atardık!

Sağlık Bakanı sokağa çıkma yasağı olmayacağını söyler, Bilim Kurulu yasak koyar... söver, sayarsınız adamlara. Ardından Cumhurbaşkanı yetişir, yasağın kalktığını söyler. Gene kimileriniz sövüp, sayarsınız. Bi karar verin be! Yasaklar kalsın mı kalksın mı? Kalksın : "Yuuuuuhhhh!" Devam etsin: Yuuuuuhhhhh! Kaldırıldı: Yuuuuhhhhh!

Siz hep birlikte, el ele verin ve ruh doktorunun yolunu tutun! Beyninizdeki devreler yanmış çünkü! Gerçi yanmaması da mümkün değil. Hababam de babam eve tıkıla tıkıla bi' hal olduk! Bu günümüze ve bu halimize bile şükretmemiz gerek.

Çok büyük bir salgının göbeğinden geçiyoruz. İyi ki bu salgın sürecinde ülkeyi yöneten dirayetli, aklı başında insanlarımız var. Olmasaydı nice olurdu halimiz?! Ben size söyleyeyim nice olurdu halimiz:

Hep birlikte sokaktaydık ve bir ağızdan haykırıyorduk:

Oynatmaya aa kzldı;

Doktorum Ne'rdeeeeee!!