Bu haftaki 'Okuyucu Hasbihali'nde de deðinilmeyi gerektiren önemli konular var, ama, sütunumuzun hacmi sýnýrlý olduðundan, ancak bir kýsmýna deðineceðiz; inþaallah...
*Konya'dan Ali Osman Kalaycýoðlu, 'Sizin 14 Aralýk yazýnýzda 'Gazze Faciasý'nýn devam ettiði bir zaman diliminde, Þeb-i Arûs' programlarýnýn bu sene yapýlmamasý'ný yazmýþtýnýz. Bu görüþü doðru bulanlar da var; ama 'Oteller 10 gün öncelerden beri dolu.' diyor.
--Muhterem kardeþim, benim de söylemek istediðim buydu. 100 binlerce insan çocuklar ve anneleri, Gazze'de, kuzeyden güneye sürülüp orada da yine ahlâksýzca bombalanýr ve evsiz-barksýz ve yemeksiz, hattâ battaniye bile bulamaz þekilde titrerken, on binlerce insanýn bu gibi programlarda bulunmak için normal vatandaþlarýn ceplerini zorlayacak masraflarla lüks otellerde bulunmalarýný baþkalarýndan istemeyip, 'Ben Müslümaným.' diyenlerin vicdanlarýna hitaben yazmýþtým.
*Bursa'dan Edebiyat öðretmeni olduðunu yazan M. Mostarlý diyor ki mesajýnda: 'Mahallemize bir haydut veya bir kuduz köpek musallat olsa, herkes kapýsýný sýmsýký kapayýp, 'Beni sokmayan yýlan isterse bin yýl yaþasýn!' demek mi gerekir; yoksa o hayduda haddi bildirilir veya o kuduz köpek itlâf mý edilir? diye sorduktan sonra. Edebiyatýmýzýn en ünlü sembolik þair ve yazarlarýndan olan Ahmed Hâþim'in bir yazýsýný hatýrlatarak, diyor ki: 'Ahmed Hâþim, 1928'lerde Kýrklareli taraflarýna gitmiþ ve orada köpeklerine dostça bakan bir çobanla sohbet etmiþ.
Ahmed Hâþim, 'köpeklerinizi ne ile beslersiniz?' diye sorunca, çoban demiþ ki: 'Köpeklerimiz sütten kesildikten sonra, ölünceye kadar kuru ekmekten baþka bir gýdanýn tadýný bilmezler. Ama bazan, kuzularýn yumuþak kýkýrdaklý kulaklarý köpekleri diþleri arasýnda kalýverir ve böylece artýk etin ve kanýn tadýný almýþ olur ve bir canavara dönüþüverirler. Ve amma bundan baþlangýçta haberimiz olmaz. Ancak, arada bir kuzunun kaybolduðunu ve onu bazý köpeklerin yediðini anlarýz. Artýk o köpek, et ve kandan baþka þeyle beslenmeyen bir kurda, bir canavara dönüþmüþtür; artýk kuru ekmeðe dönemez.. Onun öldürmekten baþka çaresi yoktur'.
--Evet, okuyucumuzun sembolizmin ustasýndan aktardýðý bu notlarda da, sembolik bir ifade ile 'Müslüman toplumlarýn içinde 'gariban insanlar.' diye nitelenen bazýlarýnýn, ellerine fýrsat geçince, sýrtlarýný dünyanýn hangi þeytanî güçlerine dayayarak, mazlum ve savunmasýz halklarýn baþýna nasýl bir canavara dönüþtüklerini de anlatmýþ oluyor.
*Van'dan Mehpâre Karafakihoðlu diyor ki: 'Ben ve arkadaþlarým, Siyonist Ýsrail'e karþý yapýlan boykot çaðrýlarýna gönülden katýlýyorum da, boykot yapýlan ticarî mallarýn çoðunun Ýsrail'le direkt bir ilgisi yok gibi gözüküyor. Çünkü ne dersiniz?' diyor
--Bu haným kardeþimizin ve diðer bazý haným kardeþlerimizin bu yöndeki mesajlarý, zâhiren doðru gibi. O boykot uygulanmasý istenen firmalarýn çoðunun sermayesi, yine de Yahudilere aiddir veya olabilir. Ama biz, baþka inançlarda olanlarý, bize saldýrmadýklarý müddetçe düþman ilan etmeyiz. Ama bu Yahudi firmalarý Siyonist Ýsrail'e destek veriyor mu- vermiyor mu? Bu tesbit edilmelidir. Ve ayrýca bilmeliyiz ki, Siyonist Ýsrail devleti, -çocuklar dýþýnda- dünyadaki bütün erkek ve kadýn Yahudi'yi 'Ýsrail askeri' olarak görür. Ve hepsi de, silahlýdýrlar ve silahlarýný her kullanýþlarý, sadece Yahudilerin korunmasý adýna kullanýlmýþsa sorgulama konusu bile olmazlar.
Bu cümleden. Sadece Arjantin'den; Ýsrail rejimi emrinde askerlik yapmak için koþup gelenlerin sayýsýnýn 4 binden fazla olduðu söyleniyor. TC vatandaþý bir Yahudi de orada, Türkiyeli gazetecilere karþý diðer askerleri tahrik etmiyor mu?
*Edirne'den K. A. isimli öðretmen: 'M. Eðitim Bakaný Yusuf Tekin Bey'i, dün sabah boynunda Filistin direniþinin sembolü olan atkýyla gördüm, heyecan duydum, teþekkürler.' diyor.
--Evet, gerçekten de tebrike deðer bir davranýþ.
*