Okuyucularla hasbihal: Bir bayramdan geride kalanlar...

*Ýlk okuyucu mesajý, Ýstanbul'dan Tâhir Sabancý, bayram namazlarýnda ve Ramazanlarda da teravih namazlarý sonrasýnda, yaþanan sýkýntýlar konusunda özellikle mahallî yöneticilerin duyarsýzlýklarý konusuna deðinerek diyor ki: 'Ýstanbul'da geç saatlerde yapýlan bazý futbol karþýlaþmalarý konusunda, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi yetkilileri önceden açýklama yapýyorlar ve söz konusu karþýlaþmanýn tamamlanmasýndan sonra, vatandaþlarýn evlerine rahatça dönebilmeleri için, metro hatlarýnýn normalde saatlerinde sona ermesinden sonra 2 saat kadar uzatýldýklarýný açýklýyorlar.

Tamam... Bir þey demiyoruz da... Meselâ 'Ramazan'larda, hele de yaz aylarýnda, insanlar, büyük câmilerde kýldýklarý ve uzun süren teravih namazlarýndan çýktýklarýnda, son metrolara yetiþemiyorlar ve metrolarýn o saatler göz önüne alýnarak 1-2 saat daha çalýþtýrýlmasý yönündeki taleplere kulak týkýyorlar.

Bu konu bayram namazlarýnda da problem oluþturuyor. Meselâ, Kurban Bayramý namazý için büyük câmilere gitmek isteyen vatandaþlar, yollarda periþan oluyorlar. Çünkü güneþin doðuþu ile bayram namazý kýlýnmasý arasýnda en azýndan 45 dakika kadar bir aranýn olmasý gerekiyor. Yani, saat 05.25 civarýnda doðan güneþten sonra Ýstanbul'da bayram namazýnýn en erken, 06.15 civarýnda kýlýnmasý gerekiyor. Metro, tramvay ve belediye otobüsleri saat 06.00'da harekete geçiyor, kalkýþ noktalarýndan... Bu vasýtalarýn þehrin içindeki duraklara ulaþmasý zaman alýyor ve insanlar yollarda periþan oluyorlar... Halbuki bayram sabahlarýnda umumî nakil vasýtalarý yarým saat önce harekete geçirilse, vatandaþlar Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye, Eyyûb Sultan, Büyük Çamlýca veya diðer büyük camilere rahatlýkla ulaþabileceklerdir.

Metro ve diðer umumî nakil vasýtalarýnýn hareket saatleri konusunda bir takým düzenlemeler yapýlacak olsa, Ulaþtýrma Bakanlýðý da Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi tarafýndan yapýlan düzenlemelere uygun þekilde Marmaray'ýn hareket saatlerini koordineli olarak düzenlemelidir.

Tabiatýyla, burada Diyanet'e de iþ düþmektedir. Çünkü bayram namazlarýnýn güneþin doðuþu üzerinden 45 dakika kadar geçmeden kýlýnamayacaðý bilinmektedir ama bu, mutlaka o dakikaya ulaþýlýr ulaþýlmaz hemen kýlýnmasýný gerektirmiyor. Yani, 20-25 dakika geç de kýlýnabilmektedir. Ve bu hususlara dikkat edilemeyince, insanlar namazlara bile yetiþemiyorlar. (Hattâ, bazý ülkelerde, bu Bayram namazlarý, gündüz, saat 10.00 civarýna kadar sarkýtýlabilmekte ve böylece herkesin katýlmasý hedeflenmektedir.)

- Evet, bu okuyucunun tespitlerine kulak verecek mahallî yöneticiler aranýyor... Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi'nin iþlettiði metro ve otobüslerde ise vatandaþa yapýlan iþbirliði çaðrýsýna iliþkin bir duyuru, okuyanlarý rahatsýz edecek þekilde, 'Teþekkür et!' cümlesi ile baþlýyor, sonra da, ' Önerilerinizi bildirin...' deniliyor... Vatandaþa, âdetâ nasýl davranacaklarý konusunda emirler veriyorlar.

*Ýzmit'ten Tahsin Güreþçi isimli okuyucu da þöyle diyor: 'Sizin Bayram sabahý yayýnladýðýnýz yazýyý, Ayasofya'da içeride ve dýþarýda, Müslüman coðrafyalarýndan veya dünyanýn baþka yerlerinden gelmiþ olan ve Ýslam Milleti'nin çeþitli ýrk ve renklerinden oluþan on binler halindeki Müslümanlarla namaz kýldýktan sonra okudum ve orada deðindiðiniz Fâtih Câmii avlusuna da gittim ve orada gerçekten de Balkan'lardan, Kafkas'lara, Orta Asya, Afganistan, Mýsýr, Filistin ve Afrika'ya, farklý renkleri taþýyan binlerce insanýn bayram sevincine ortak oldum... Evet, sizin de yazýnýzda belirttiðiniz gibi, 'Ýslamî Bayram'lar, Ýslâm Milleti'nin halklar planýndaki kalbî birlik ve bütünlüðünü yansýtýyor... Ýnþallah Müslüman halklar arasýndaki bu kalbî kaynaþma, onlarýn baþýnda bulunan rejimlerin, hükûmetlerin de sorumluluklarýyla gerçek mânâsýna kavuþur...

- Evet, bu okuyucumuz bayram heyecanýný böyle yansýtmýþ... Biz de bayram günlerinde ferdî bayramlaþmalardan ayrý olarak, birçok vakýflarýn, derneklerin toplantýlarýnda bir araya gelen Müslümanlarýn bayram sevincine iþtirak etmeye çalýþtýk...

Özellikle, üçüncü ve dördüncü günlerdeki bayramlaþmalarda da... Bu arada, Birlik Vakfý'nýn Çemberlitaþ'taki merkezinde yüzlerce Müslümanýn katýldýðý bayramlaþmada, her ikisi de felsefeci olan Prof. Münir Dedeoðlu ve Prof. Bülend Sönmez dostlarýmýzla birlikte bulunduk. Önceki Milli Savunma Bakaný, AK Parti Kayseri Milletvekili Hulûsî Akar ve önceki Gençlik ve Spor Bakaný Kasapoðlu ve Meclis Ýdare âmirlerinden AK Parti Ýstanbul Milletvekili Hasan Turan konuþmalar yaptýlar.

Kalabalýðýn büyük kýsmý ayrýldýktan sonra devam eden sohbetlerde de, Ýstanbul Ýlâhiyat'tan Hüsnü Hoca ile Mustafa Can'lar konuþmalarýnda, gerek ülkenin ve gerekse bütün Müslüman toplumlarýnýn ve coðrafyalarýnýn özellikle de kültürel ve ahlâkî saldýrýlar konusuna dikkat çekildi. Bu konuþmalarýn üzerine bu gibi toplantýlarda konuþulan konularýn en çarpýcý özeti mahiyetindeki þiirler okumasýyla temayüz eden Muzaffer Doðan Bey'in, merhûm Necîp Fâzýl'dan okuduðu 'Evim' isimli þiirden, kor parçasý gibi ve oldukça düþündürücü birkaç mýsrayý burada tekrar okuyabiliriz:

'EVÝM

Ahþap ev; camlarýndan kýzýl biberler sarkan!

Arsýz gökdelenlerle çevrilmiþ önün, arkan!

(...) Eskiden ne güzeldin; evdin, köþktün, yalýydýn!

Madden kaç para eder, sen bir remz olmalýydýn!

Bir köþende anneannem, dalgýn Kur'an okurdu;

Ve karþýsýnda annem, sessiz gergef dokurdu.

(...)

Seni yiyip bitiren, kýrk katlý ejder oldu;

Komþuluk, mânâ ve ruh, ne varsa heder oldu;

Bir yeni nesil geldi, üstüste binenlerden;

Göðe çýkayým derken boþluða inenlerden...

Seninle sarmaþ dolaþ, kökten bozuldu denge;

Vuran kimse kalmadý bu dâvâyý, mihenge...

(...)Evim, evim, vah evim, gönül bucaðý evim!

Tadým, rengim, ýþýðým, anne kucaðý evim'

Bundan ayrý olarak, Fatih'teki Araþtýrma ve Kültür Merkezi'ndeki ve Haksöz'deki bayramlaþmalarý da belirtmeliyim. Ama bayramýn dördüncü gününde, Prof. Bülend Sönmez'le 'Dâr'ül-Aceze Kurumu'na gittik. Sultan 2. Abdülhamîd'in kurdurduðu bu kurumun baþkaný ve ayný zamanda Cumhurbaþkaný Danýþmaný da olan Hamza Cebeci Bey ile yaptýðýmýz sohbette, hem mevcut kurum ve hem de yeni Ýstanbul Havalimaný yakýnlarýnda yapýlmakta olan ve birkaç ay sonra açýlýþý yapýlacak ek Dâr'ül-Aceze Kurumu üzerine Hamza Bey'in heyecanýný duyarak verdiði bilgilerden sonra bizim, Fatih'teki Akýncýlar Derneði Merkezi'ne yetiþmemiz gerekiyordu. Hamza Bey'e, oraya birlikte gitmeyi teklif edince, kabul etti ve orada da, iki saate yakýn sohbetler oldu. Bu arada Viyana'dan gelen dostumuz Mustafa da bize eklendi ve oradan da Üsküdar'da, yurt dýþýndan, Kýrgýzistan'dan, Filistin, Yemen ve Bosna, Filistin, Arakan, Hind ve Pakistan ve Afrika'dan Somali ve Burkina-Faso ve diðer ülkelere kadar, 70 kadar öðrenciyi bünyesinde yoðuran Emir Edib Hoca'nýn Fütûvvet Vakfý'na geçtik... Orada da bizleri Batman'lý dostlar bekliyordu.

Onlarla da sýcak ve uzun sohbetler...

*Ýstanbul'dan Kinyas Yiðitoðlu; -uzuuun mesajýnda özet olarak- 'Sizi, Çeçenistan'da yaþanan felaket günlerinden beri takip ediyorum. Ben Çeçenistanlýyým. Yazdýklarýnýz rasyonel deðil... '1,5 milyon' kadar olduklarýný kabul ettiðiniz Müslüman Çeçen halký adýna, ayaklanma bayraklarýný açan Gevher Dodayev, Aslan Meþhedov, Selimhan Yandarbiyef gibi isimlere karþý, 'baba-oðul' Kadirov'larýn Müslüman halký korumak için, Rusya ile uzlaþmaya taraftar olmasý ve Grozni'de Ýstanbul câmilerini hatýrlatan dev bir câmi yaptýrmasý ve Moskova'da milyonlarca Müslümanýn Cuma ve bayram namazlarýna katýlmalarýnda Putin'in de müzaheretini saðlayan Ramazan Kadirov'a niye hep dudak bükerek bakýyor, niye eleþtiriyorsunuz?' diyor...

- Evet, geçenlerde, Rusya'yý ve dünyayý titreten, korkutan Wagner isimli ve de açýktýr ki, dolaylý olarak Rusya'nýn güdümündeki 'Özel Güvenlik Güçleri' denilen ve çoðu çevrelerce de 'kiralýk katil' olarak deðerlendirilen örgüt hakkýnda yazarken, Putin'in yakýn destek güçlerinden olmakla öðünen ve 'Allah ve Peygamber'den sonra Putin'in emrini dinlerim' diyen ve ayrýca, daha 1 ay öncelerde kendilerini ikinci bir Wagner örgütü olarak niteleyen ve Ukrayna'da kendi ülkelerini savunmaya çalýþanlarý sivil- asker demeden nice insanlarý yok etmekte emsalsiz baþarýlar göstermekle övünen ve Rusya televizyonlarýnda da övgülere boðulan Ramazan Kadirov hakkýnda, bu satýrlarýn yazarý nasýl baþka bir þey yazabilirdi, bilmiyorum...

*