Ölen 28 Şubatçılara sahip çıkamadılar

Vural Savaş...

Öldü!

Güngör Mengi...

Öldü!

Sabih Kanadoğlu...

Öldü!

Müslüman Anadolu halkının düşmanı bu 3 isim, 28 Şubat darbesinin 26. yıldönümünde art arda (Vural Savaş 15 Şubat, Güngör Mengi 16 Şubat, Sabih Kanadoğlu 28 Şubat 2022) öldüler; cilve-i rabbaniye!

Savaş ve Kanadoğlu 28 Şubat cuntasının yargı, Mengi ise medya kolunda vazifeliydiler. Cuntanın medya ayağında olan Güngör Mengi ve arkadaşları hedefteki kişiyi veya kuruluşu manşetten verirler, Savaş ve Kanadoğlu da bu manşetlerden iddianame hazırlarlardı. Cuntaya mensup hâkimler de en üst sınırdan cezaları yağdırırlardı. Böylece 28 Şubat cuntasının adalet mekanizması tıkır tıkır işlerdi!

Biliyorsunuz Eski Türkiye'nin adalet mekanizması mezhepçi bir anlayışla hareket ederdi. Adalet Bakanı olmakla birlikte aynı zamanda bir Alevi dedesi olan Seyfi Oktay ve aynı damardan gelen Mehmet Moğultay'ın bakanlıkları döneminde yargıda görev almak için bunların onayı gerekiyordu. Yargıtay Onursal Üyesi Cevdet İlhan Günay'ın sözünü bir kez daha hatırlatayım: "Hâkim arkadaşlarımız derler ki, bir yere gelebilmek için TSE damgalı olmak lâzım. TSE ama açılımı Türk Standartları Enstitüsü değil. Onun açılımı, Tunceli-Sivas-Erzincan'dır!"

"Ah nerede o Eski Türkiye" diyenler işte bu tabloyu özlüyorlar.

Bu 3 cuntacı sessiz sedasız gömüldüler. Hem de hayatları boyu mücadele ettikleri İslâm hukukuna göre. Sen ömrünü laiklik için harca ama defnedilmen İslâm'ın kurallarına göre olsun. Nerede kaldı laiklik?

Belki de bunlar için en acı, mezarlarında ters döndürecek olan şey de, Türkiye'ye laikliği getiren partinin başındaki zat bunlar için bir taziye mesajı bile yayınlayamazken, 28 Şubat'ta iktidardan indirdikleri Necmettin Erbakan'ı ölümün yıldönümünde sosyal medya hesabından anma mesajı yayımlaması.

Asker yazıldığın parti halktan gelecek tepkilerden ve kaybedilecek oy yüzünden seni sahiplenemiyor; ne hazin, ne ibretlik bir vak'a.

Bu vak'a da bir kez daha gösterdi ki, laiklik adı altında yapılmış her şey halka rağmen yapılmış. Öylesine halka rağmen yapılmış ki, seçim zamanı oy kaybedilir korkusuyla ölülerine bile sahip çıkamayacak kadar...

Hepsini de bekleyen âkıbet bu.