Ölünce camiye gelme merakı

Yılmaz Özdil’i tanıyorsunuz; İslâm’la ve Müslümanlarla uğraşmaktan vakit bulursa, “Leblebiyi havaya atarak yerdi” gibi ‘muazzam bilgilerin’ yer aldığı M. Kemal kitapları yazıp fahiş fiyattan satarak Atatürkçüler’i sömürüyor.

Sömürülen ve sömüren memnun olduğuna göre bana bir şey demek düşmez. Aynı köşe yazılarını ters yüz edip ‘yeni’ diye defalarca yayımlaması da gazetesinin yönetiminin sorunu, bu da beni ilgilendirmez. Atatürk pazarlamacısı Yılmaz Özdil’le alâkalı bana söz düşen hâdise 10 gün önce yaşandı.


Ülkemizdeki kuraklık sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı 2 hafta önce Cuma namazı sonrası her camide yağmur duası yaptırdı. Mâlûm gürûh her zaman olduğu gibi duayla ve dua eden Müslümanlarla alay etti. Alay edenler arasında Yılmaz Özdil de vardı.

TELE 1 TV’de katıldığı programda Yılmaz Özdil Cüneyt Akman’la birlikte yağmur duası ve duayı yaptıran Diyanet’le alay ettiler. Müstehzî tavırla ve kahkahalar eşliğinde, duanın ardından başlayan ve günlerce süren yağmuru kastederek “Diyanet duayı fazla mı kaçırdı” dediler ve bunu altyazı olarak da ekranda yazdılar.

Yılmaz Özdil İslam’ın şiarlarıyla ve Müslümanlarla alay etmeyi çok sever. Bu hususta hiçbir ahlâkî ölçüsü yoktur. 28 Şubat cuntasının Metris Cezaevi’ni basıp Salih Mirzabeyoğlu’nu ağır işkenceden geçirdikten sonra servis ettiği fotoğrafı gazetenin birinci sayfasına tam boy basıp işkence izlerinin üzerine, “Jandarmaya hasretle sıkı sıkı sarılınca boynuna kan oturdu; Mahkeme öncesi traş oldu, jilet keskindi yüzünü doğradı” gibi alaycı ifadeler yazma soysuzluğunu yapanlardan biridir Özdil.

Yağmur duasıyla ve dua eden Müslümanlarla dalga geçmesi de Özdil zaviyesinden tıynetinin gereğidir, yadırganacak bir durum yoktur.

Özdil ve Akman’ın, Peygamber Efendimiz’in bir sünneti olan duayla alay etmelerine Ebubekir Sifil hoca haklı bir tepki gösterdi. Ebubekir hoca Twitter hesabından Diyanet İşleri Başkanlığı’na bir teklifte bulundu: “Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dinî sembol ve değerlerle, duayla, namazla… alay edenler, kim olursa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazı kılınmasın.”

Ebubekir hoca teklifi aslında şer-i şerîfin bir hükmüdür. İslâm’ın şiarlarıyla alay etmenin hükmüyle alâkalı bahiste akaid kitaplarımız, alay eden kişi Müslümansa İslâm dairesinden çıkacağını yazar.

Kur’anı- Kerîm’de Peygamberimiz’in ve Sahabe Efendilerimiz’in yaptıkları ibadetlerle alay edenler hakkında hüküm içeren ve âkıbetlerinin nasıl olacağını belirten âyet-i kerîmeleri okursanız bu mevzunun gülüp geçilecek, “Aman ne var ki bunda, boşver” denilecek bir taraf olmadığını göreceksiniz.

Ebubekir hoca mezkûr tweeti attıktan sonra mâlûm güruh saldırdı. Özdil ile Akman Ebubekir hocayı mahkemeye vereceklermiş! Tam bir yüzsüzlük. Hoca İslâm’ın bir hükmünü söylemiş. Aslında size iyilik yapmış. Hoca size, İslâm’ın şiarları ile alay ederseniz cenaze namazı kılınmayacaklar arasında olacağınız ihtiranı yapıyor. Mâdem ölünce camiye getirilmeyecek ve cenaze namazınızın kılınmayacak olması ağırınıza gidiyor, bunun dile getirilmesinden rahatsız oluyorsunuz bunun çok basit bir çözümü var: İslâm şiarlarıyla alay etmeyeceksiniz!

Sizi ikâz ettiği için teşekkürü Ebubekir hocaya edeceğinize ona boşu boşuna kızıyorsunuz, onun da yapacağı bir şey yok, Allah’ın hükmü bu!..

Şunu da hatırlatayım: Allah bizlerden diri iken camiye gelmemizi istiyor, öldükten sonra değil.

Bir de, yağmur duası eden Müslümanlarla alay edip sonra da onlardan cenaze namazınızı kılmalarını beklemeniz de tutarsızlık değil mi?