Önerilerinizi bekliyorum: Þiddeti nasýl önleriz?

Yeter artýk! Vicdanýmýzý sýzlatan þiddet olaylarý her yanýmýzý kuþatmýþ durumda... Bunun politik bir hesaplaþma üzerinden ele alýnmasý bizi sadece kör döðüþüne mahkum eder. Hangi politik görüþe sahip olursak olalým, bu ciddi toplumsal sorun hakkýnda baþýmýzý ellerimizin arasýna alarak düþünmek ve çözümler aramak zorundayýz...

Koruma altýndaki kýzlarýmýzýn fuhuþ sektörüne zorlanmasý ile ilgili vicdan sýzlatan haberden, henüz 18 yaþýndaki bir gencin ardýndan içli bir mektup býrakarak intihar etmesine, birbirleriyle kavga eden taksicilerin sonu ölüm ve aðýr yaralamayla biten çatýþmalarýna, evden atýlan ihtiyarlardan, annesi tarafýndan aðýr þekilde dövülen çocuklara, hastahanede maskesiz durmanýn yasak olduðunu söyleyen saðlýk görevlisinin gözünü çýkaran hasta yakýnýna kadar, köpeðine kedileri ve güçsüz diðer köpekleri parçalatan adamýn sapkýnlýðýna, kapkaç maðduru kadýnlara, evlatlarý önünde kurþun yaðmuruna tutulan annelere, yolu ýrz düþmanlarýnca kesilen genç kýzlara, trafik magandalarý tarafýndan çocuklarýnýn gözleri önünde öldürülen babalara, köþelerde kýstýrýlýp kör kütük dövülen muhacirlere kadar... Ana haber duyumlarýmýz, þiddetin çeþitli versiyonlarýna odaklý... Ve bir anne olarak bundan dolayý ciddi endiþeler içindeyim... Benim kiþisel görüþüm; ne yazýk ki þiddetin her yönüyle arttýðý þeklindedir...

Her þeyden evvel þiddet konusunda birbirimizi suçlamak yerine, ‘’objektif sorumluluk’’ ilkesine göre hareket etmek gerekiyor kanaatindeyim. Bu kötü sonuçta hepimizin payý var diyebilmeliyiz. Madem tüm bu yüz kýzartýcý, vicdan kanatýcý suçlar bizim yaþadýðýmýz toplumda vuku buluyor... Ýþlenmiþ her suç, topluma sorulmuþ bir sorudur vecizesinden yola çýkarak, seyirci kalmak yerine, çözüm konusunda adýmlar atmamýz gerekiyor... Þiddeti adli bir vaka olmaktan evvel, kültürel ve bilinçsel imkanlarýmýzla nasýl önleyebiliriz sorusunu okurlarýmýzla birlikte cevaplamaya karar verdim. Bu yazýyý okuduktan sonra getireceðiniz önerileri, bu sayfada paylaþacaðým...

- Güzel ahlak, insanlara ve doðaya zarar vermeden, saygý ile, güvenilirlik ile yaþam sürmek, hem evlerimizde hem de eðitim kurumlarýmýzda, çocuklarýmýza ve gençlerimize verilecek derslerin baþýnda gelmelidir. Ýyi insan olmak, matematikte veya Ýngilizce dersinde iyi olmaktan daha az önemli deðildir. Milli Eðitim Bakanlýðýmýz ve anneler, babalar; ‘’iyi insan olmak’’ þeklinde bir öðretiyi müfredatýmýzýn içine koyabilmelidir. Unutmayalým ki; iyilik, bir görgüdür, kuþaktan kuþaða geçen, bir yaþam tarzýdýr. Þiddet bulaþýcýdýr, þayet önlem almazsak, bu sarmal eninde sonunda bizi bulacaktýr. Topluma rol model olan kiþilerin iyilikte ve güzel ahlakta örnek davranýþlarý öne çýkartýlmalýdýr.

- Sorunlarýmýzý þiddete baþ vurmadan, konuþarak ve yasal yollardan haklarýmýzý arayarak çözümleyebileceðimize dair bir bilinç geliþtirilmeliyiz. Adaletin yerini bulacaðýna olan inanç, insanlarý kendi bildiklerince hak aramaya yöneltmeyecektir. Hakkýný þiddetle aramak yerine hukukla aramak kiþinin doðal seçeneði olmalýdýr. Bu konuda Adalet Bakanlýðýnýn ciddi bir halkla iliþkiler çalýþmasýyla, toplumun atan nabzýna uygun açýklamalar, nasihatlar, öneriler getirmesi önemli ve deðerlidir. Vatandaþýn nazarýnda sorunlarýn takip ediliyor oluþunu bilmek bile, ayný sorunlarýn çözümünden daha az önemli deðildir... Nitekim Bakanlýðýn toplumsal vicdanlarý sýzlatan olaylarla ile ilgili olarak yaptýðý basýn açýklamalarýnýn, iþin aslýný ortaya çýkartan içerikleriyle, ciddiye alýndýðýný, yüreklere su serpildiðini görüyoruz.

- Ekonomik anlamdaki yoksunluklarýn þiddet eylemlerine kaynaklýk ettiði konusunda pek çok akademik çalýþma mevcut. Gençlerimize aþýlanan, sýnýrsýz tüketim, moda ve marka tutkusu ve bu uðurda ne gerekiyorsa onu yapmak gerektiði dürtüsü ne yazýk ki fuhuþtan, baðýmlýlýða, hýrsýzlýktan, çeteciliðe kadar pek çok þiddet olayýnýn temelinde yatýyor. Televizyonlardaki magazin ve þov programlarýnda lanse edilen ünlülerin yaþadýðý kuralsýz hayat tarzý, hiç bir eleþtiri süzgecinden geçirilmeden gençliðin baþýndan aþaðý sorumsuzca boca edilmektedir. Keza televizyon dizilerinde, hiç çalýþmadan zengin hayatlarý süren ve tek dertleri þirket rekabeti veya cinsellik olan idoller aracýlýðýyla, genç bilinçler, gerçek dýþý bir sürüklenmeye itilmektedir.

- Toplumumuzda güvenilir, öðretmenlere, emeklilere, esnafa, din adamlarýna, iyi komþulara, akýl danýþýlacak kiþilerin bulunduðu mahallelere ihtiyaç vardýr. Özellikle intihar eden gencimizin ardýndan keþke bu çocuðumuzun yanýna gidip dertleþebileceði bir arkadaþý veya fikrine güvenebileceði bir kiþi olabilseydi diye düþündüm. Gençlik merkezlerimize büyük iþlevler düþüyor, hatta mahalle muhtarlýklarýnda gençlerimizin; boþ zamandan, istihdama, hobilerden, dert ortaklýðýna kadar baþvurabilecekleri gençlik masalarý olsa, ‘’sizi dinliyorum’’ diyen bir telefon hattý açýk olsa...