Arakan için ‘'biraz adalet'...

‘’Biraz adalet...’’ ne kadar acıklı bir talep. Bunu dillendiren kişi kendisini Arakanlı Müslümanların soykırımdan kurtulmasına adamış bir isim. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen Arakan soruşturmasında Bangladeş’e danışmanlık yapan Uluslararası hukuk uzmanı Peyami Akhavan... Myanmar’ın Rohingya-Arakan eyaletinde yaşayan 600 bin civarındaki Müslümanın tamamen soykırıma uğramasından korktuğu için, en azından katliam sanığı olarak yakalanmış 2 askerin cezalandırılmasını istiyor. ‘’Suçlu iki askerin cezalandırılması, soykırımı bitirmez. Ama biraz adalet, kimseye adalet sağlanmamasından iyidir’’ diyor...

İfadeleri okuyunca, Srebrenica’da yaşanan mezalimin çok benzerinin yaşandığını farkediyor, tüyleri ürpererek insan... İfade veren askerlerden 33 yaşındaki Myo Win Tun, ‘’gördüğünüz ve duyduğunuz herkesi vurun’’ emriyle, girdikleri, yakıp yıktıkları köyle, vahşice katlettikten sonra, toplu mezarlara gömdükleri Arakanlıları anlatıyor... Erkekleri alınlarından vurup, tekmeleyerek çukurlara yuvarladıklarını... Kadınlara kızlara günlerce tecavüz ve işkencelerde bulunduklarını anlatıyorlar... İki insandan çok insan canavar gibiler...

Eski bir Budist rahip olan 30 yaşındaki Zaw Naing Tun ise, ‘’20 köyü haritadan sildik’’ diyor.

Arakan’daki soykırım ile ilgilenebilmek kolay değil. Sivil örgütler Myanmar’da görev yapmakta zorlanıyorlar. Katliamların yaşandığı bölgelere yardım kuruluşlarının girmesine izin verilmiyor. Ontario Uluslararası Kalkınma Ajansının Ağustos 2018'de yayımladığı rapora göre, son 3 yılda en az 24 bin Arakanlı Müslüman, Myanmar ordusu tarafından öldürüldü. Askerler 34 bin Arakanlı Müslüman'ı ateşe atarken, 114 bin Müslümanı ağır yaraladı, darp etti, hamile kadınların bebeklerini düşürmesine vesile oldu... Ordu mensupları 18 bin kadına tecavüz etti.

Sorun şu ki; soykırım failleri bilinse de hakettikleri cezaya çarptırılamıyorlar. Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti, "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyorlar. Ama bu insanlık dışı zulümleri yapan kişileri cezalandırmak da gerekli. Zalim cezasını bulmadıkça, devran dönüyor, eski zalimlerin yerine yenileri geliyor.

Yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyacımız olduğunu boşa söylemiyoruz. Zira mevcut uluslar arası kurumların, adaleti sağlamaya gücü yetmiyor...

Arakanlıların, Myanmar’ın Hint Okyanusuna bakan sahil şeridinde yaşamalarına izin verilmeyeceği aşikar. Din ve ırk ayrımını feci şekilde öldürülmekle tecrübe eden bu savunmasız halkı, mevcut ateş çemberinden acilen çıkartabilmek gerekiyor. Bangladeş tek başına bu yükü kaldırabilecek durumda değil. Türkiye’nin öncülüğünde İslam ülkeleri işbirliği ile, 600 bin civarındaki son Rohingyalılar güvenli başka bir mahalle taşınmalılar...