Orta Vadeli Program'a dair şahsi notlarım

Orta Vadeli Program'ın (OVP) açıklanacağı toplantıyı takip etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne vardığımda dikkatimi çeken ilk şey "sakinlik" oldu. Ortam sakindi. Daha önce pek çok kez katıldığım, coşkunun hâkim olduğu programlardan farklı olarak bu kez duygudan eser yoktu. Kalabalık da yoktu. Beştepe'ye çıkan yollar, kavşaklar kilitlenmemiş, caddede uzun araç kuyrukları oluşmamıştı.

Salona girince vaziyet anlaşıldı. Katılımcıların tamamı -medya mensupları hariç- birazdan orada açıklanacak programın doğrudan paydaşlarıydı.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ekonomi yönetimi, ilgili bakanlar, bakanlık bürokratları, kamu kurum temsilcileri, iş dünyasından isimler, işçi ve memur sendikaları, oda temsilcileri, Sermaye Piyasası temsilcileri ve İhtisas Komisyonlarının üyeleri gibi.

EKONOMİ YÖNETİMİNDE DAHA FAZLA KADIN OLMALI

Salonun büyük çoğunluğu erkeklerden oluşuyordu. Kadın gazeteciler ve az sayıdaki iş kadını ile birkaç kadın milletvekili dışındaki herkes kravatlıydı. Programın inşa ve icra sorumluları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aile fotoğrafı vermek üzere sahneye çıktığında (lacivert takım elbise tercih eden) Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın sahnedeki oransal varlığı ne ise salondaki kadınların salona oranı da öyleydi.

Kadının hayatın her alanındaki varlığını ve temsilini bir demokrasi meselesi olarak gören AK Parti 21 yıllık iktidarında kadının daha fazla temsili ve kız çocuklarının okullaşması için devrim niteliğinde işler yaptı. Bugün eğitim-istihdam gibi alanlarda pek çok kalemde kadınlar erkeklerle eşit konuma -neredeyse- ulaştı. Hatta okullaşma oranlarında erkekleri geçmiş vaziyette.

Lakin kadının karar mekanizmalarındaki varlığı hala yetersiz. Bilhassa iş dünyasında kadın yöneticilerin azlığı cam tavan sendromunun halen sürdüğünü gösteriyor.

SADE, KARARLI, TUTARLI: ORTAK AKILLI

Orta Vadeli Program'ın açıklanma biçimi de son derece sadeydi. Fazlalıklardan arındırılmıştı. Politikalar, hedefler, öncelikler açıklandı ama konuşmalar uzun tutulmadı. Hedeflerin tutturulması için hangi yöntemlerin, tedbirlerin alınacağına dair detaylı açıklama ise sonraya ertelendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 Yıllık Kalkınma Programıyla beraber ekim ayında TBMM'yi işaret etti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sunumunun başında istişareye önem verdiklerini, Orta Vadeli Program'ın tüm paydaşların görüşleri alınarak, ortak akıl işletilerek hazırlandığını söyledi.

Bu sayede OVP'nin daha tutarlı, gerçekçi ve tamamlayıcı olmasının, sürece dahil edilen paydaşların da açıklanan politikaları sahiplenmesinin beklendiği anlaşılıyor.

Keza Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasının teşekkür kısmında ortak aklın nasıl işletildiğine dair önemli bir vurgu yaptı. "Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan..." derken politika belirleme sürecinin eleştiriler ve öneriler marifetiyle sağlıklı şekilde işlediğini de haber vermiş oldu Cumhurbaşkanı.

Muhalefetin iktidarı eleştirirken içine düştüğü hataların en büyüğü belki de bu. AK Parti hükümetlerinin politikalarını güzellemelerle, karşılıklı pohpohlamalarla oluşturduğuna öyle inanıyorlar ki bu sayede muhalefette kalma pozisyonları hiç değişmiyor.

İLK SIRADA DEPREM VAR

Açıklanan programın, verilen mesajların neredeyse her noktasında deprem gerçeği var. 6 şubatta yaşanan büyük deprem, kaybedilen canların acısı kadar geride kalanlar için hayatı normalleştirme zaruretini de en sert gerçek olarak önümüze koyuyor.

Geçen 6 ayda 11 ilin yıkıldığı bölgeye bütçeden 762 milyar liranın ayrıldığı, 2024'te 1 trilyon liralık kaynak gönderileceği toplamda 3 trilyon liranın yıkılan şehirlerin yeniden inşa ve ihyası için kullanılacağı açıklandı.

Üstelik beklenen büyük İstanbul depremi ve vakit kaybetmeden kentsel dönüşüme girmesi gereken milyonlarca bina var. İstanbul'daki 6,5 milyon binanın 1,5 milyonu riskli. Trilyonlarca liralık kaynağın bu işe ayrılması demek bu.

Haliyle yatırım, üretim, istihdam, ihracat, işsizlik, büyüme ve kişi başına düşen milli gelir oranları dahil tüm kalemlerin etkilenmesine neden olan en büyük ve öncelikli başlık da bu.

MUHALEFET DEPREM GERÇEĞİNİ ATLIYOR

Hal böyleyken Orta Vadeli Program'ı ya da genel manada ülkenin ekonomik durumunu eleştirenlerin en kolay atladığı yer de burası. Oysa burada İNSAN var. İnsanımız vatandaşlarımız anne babalarımız kardeşlerimiz evlatlarımız var. Görmezden gelinemez, üstünden atlanamaz, yok sayılamaz. Tüm ihtiyaçlarının en kısa sürede eksiksiz tamamlanması gerekiyor.

Bu nedenle bütçe açık verse, hedefler tutturulamasa bile dert değil. Yeter ki insanımız yaşasın.

Buna rağmen üç yıllık programın en beğendiğim noktası bu oldu. Canı yanan, risk altında olan insanımızı önceleyerek ama yine de bütçeyi denkleştirmek, enflasyonu düşürmek, büyümeyi artırmak için gerçekçi ve kararlı bir program hazırlanmış.

DÖNÜŞÜM POLİTİKASI MÜHİM

Planlanan politikalar içinde en beğendiğim diğer husus dünyanın dolayısıyla Türkiye'nin içinde bulunduğu büyük dönüşüne hazırlanılmasıydı.

İklim değişikliğiyle mücadele konusunda mevzuat değişikliğinden bahsedildi. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, yeni yenilenebilir enerji kaynaklarının teminine özel önem verildiği söylendi.

OVP hedeflerinin yakalanmasını, enflasyonun dönem sonunda tek haneye inmesini diliyorum ben de. Türkiye'ye hayırlı olsun.