Post-truth çağında Türk Medya'nın yeri ve önemi

1994 yılında, henüz kuruluş aşamasında olan Kanal 7'de yapımcı-yönetmen olarak başladığım meslek hayatımda 29 seneyi doldurmaya üç ay kaldı. İnanılır gibi değil. Bir ömür sayılır.

Ama kullanılan medya araçları ile haber olgusuna bakışın zamandan daha hızlı değiştiğine emin olabilirsiniz.

Neden bahsediyorum?

O yıllarda mesela kitap büyüklüğündeki VHS kasetlere yapılan kayıtlar, saatler süren kurgu sonrasında yayına ancak hazır hale gelirdi.

Bugün ise herkeste olan akıllı telefonlar ve internet teknolojisi sayesinde olay yerinden ve o an yayın yapmak mümkün artık!

"Anında"lık ve "anonim"lik günümüz haberciliğinin ve yayıncılığının hem avantajı hem dezavantajı.

Haber değeri taşıyan, merak uyandıran her olay, her olgu, her duygu bu sayede kitlelere ulaşabiliyor.

Ve teknoloji, akıllı telefonu olan herkese "muhabir" olma imkânı sunuyor.

İyi tarafı "hız" ve "haber kaynağının demokratikleşmesi".

Kötü tarafı ise haber değeri taşımayan olaylar olgular durumlar dahil her türlü "şey"in hiçbir süzgeçten geçirilmeden, haber kriterlerine uygun hale getirilmeden öylece üstümüze boca edilmesi.

Habercilik eğitimi tecrübesi, en önemlisi ise haber ahlakı olmayan ama bir akıllı telefonu, bir de sosyal medya hesabı olan birilerinin "içerik" üretimiyle kaos iyice büyüyor.

Buna "bireysel gazetecilik" yapanların dağınıklığı ile gerçeği kasten eğip büken, olayları gerçeğe aykırı şekilde kurgulayanları da ekleyin.

BİLGİ VE HİKMETE ÖZLEMLE

Nabi Avcı'nın kavramsallaştırmasıyla "enformatik zır cehalet" çağında sadece doğru habere değil bilgiye ve hikmete de ihtiyaç duyuyoruz oysa. Olup bitenlerin anlamını, olayların sebep-sonuç bağını, illüzyondan sakınma yollarını bilmek istiyoruz.

Bu ve benzeri pek çok başka durum için güvenilir medyaya duyulan ihtiyaç ortada. Hem doğru ve temiz habere anlık/günlük ulaşmak, hem bugünden yarına kayıt düşebilmek için.

Geçmişi en az iki yüz yıl geriye giden Türk basın tarihi aynı zamanda geçmiş dönemlerin yazılı tarihidir nitekim. İnsanlar ne yaşamış, olaylardan nasıl etkilenmiş, nasıl yorumlamış, neye ilgi duymuş, hangi kelimelerle konuşmuş...

Bunu anlatır bize medya. İnsan tekini de anlatır toplumları da.

Yaşanan günün tarihini haberciler yazıyor çünkü.

TÜRKİYE'YE VE GERÇEĞE SADAKATLE

Bugün de durum aynı. Ve bu kaotik, kakafonik, dezenformatik ortamda gerçeğin kaydını ancak güvenilir kurumsal medyalar sayesinde tutuyoruz.

Kuşkusuz sayıları artık az değil.

Yakın sayılabilecek bir döneme kadar yayın yaptığı topluma yabancı, üstenci, darbecilik başta olmak üzere çeşitli hastalıklardan mustarip tek sesli bir medya düzeni vardı Türkiye'de.

Sonrasında sesler çoğaldı.

Ama zamanla -birleşik kaplar hesabı- hem Türkiye'nin içinden geçtiği süreçlerden hem küresel manada dünyanın hal ve gidişatından etkilenen bir medya yapılanması oluştu. Konvansiyonel medya da dahil buna, dijital medya ve sosyal medya da.

17 yıldır çatısı altında görev yaptığım Türk Medya tüm bu süreçlerden alnının akıyla çıkmayı başardı.

Dünyanın yaşadığı küresel çalkantılara, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara, öngörülemeyen değişkenlere, terör örgütlerinin algı operasyonlarına, psikolojik harp tekniklerinin ve hatta istihbarat elemanlarının cirit attığı medya sektörüne rağmen Türk Medya gerçeğin, temiz haberin ve Türkiye'nin savunucusu oldu.

Bundan böyle de gerçeğe ve Türkiye'ye sadakati sürecektir.

TÜRK MEDYA'DA İSTİKRARLI DEĞİŞİM

Türk Medya'daki yeni görevlendirmeler işte bunun habercisi.

Haber kısmına geçmeden önce dikkatinizi çekmek istediğim hususu not edeyim.

Türk Medya'daki atamaların hepsi kurum içinden. Bu, Türk Medya'nın iyi habercilere sahip olduğunun, "taşımalı sistem" yerine "ekip-kadro çalışması" yaptığının, istikrarın ve elbette kıymet bildiğinin göstergesi sayılmalı.

Görevlendirmelere gelince.

Öncelikle Türk Medya İcra Kurulu Başkanlığını ve CEO'luğunu yapan Ahmet Bayraktutar'ı anmalıyım. Zorlu geçen 12 yılın kaptanı oydu. Gemiyi sahili selamete çıkarmayı başardı, bundan böyle artık Türk Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili.

Onun yerine Murat Çiçek geldi. 24 TV'ye kuruluşundan itibaren emek veren ve Genel Yayın Yönetmeni olarak 24'ün markalaşmasını sağlayan Çiçek yeni görevlendirmeyle artık Türk Medya İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su. Eminim yeni vazifesinde de çok başarılı olacak.

Murat Çiçek'ten boşalan 24 TV Genel Yayın Yönetmenliğine ise 24'ün diğer bir emekçisi, ekranların tok sesli habercisi, derin analizcisi Ömer Özkök geldi. İşgal girişimin yaşandığı 15 Temmuz gecesi verdiği destansı çabaya şahitlik ettiğim Ömer, yıllardır kanalın haber koordinatörü idi. Artık genel yayın yönetmenliğinin yanı sıra Günün Manşeti'ni de yapacak.

Bu arada Türk basın tarihinin en eski ve en önemli gazete markalarından olan Akşam Gazetesi gibi Tercüman Gazetesi de Türk Medya bünyesinde bulunuyor. Ve artık Tercüman, Genel Yönetmenliğine atanan Emine Melek Cevahiroğlu ile yeniden ses verecek.

Velhasıl Türk Medya Türkiye Yüzyılı'nın yüz akı olmayı sürdürecek.

Hele de muhalefet medyası her gün biraz daha çürürken ve ortalığa saçılanlar onları bile bu denli utandırırken temiz ve doğru yayıncılığın sürekliliği büyük önem taşıyor.

ANKARA'NIN SESİ STAR'DA

29 yıllık meslek hayatımın 17 yılı Star Gazetesinde geçti. Köşe yazarlığının yanı sıra 13 yıl boyunca Star Gazetesinin pazartesi röportajlarını yaptım. Tatlı bir rekabet içeren ama gündemi belirleme / etkileme gücü de olan emek yoğun bir iştir röportajcılık.

Yakın döneme kadar pek çok gazetenin haftalık röportajlarını yapan röportajcıları vardı, bilenler bilir.

Her hafta siyasetin gündeminde olan her konunun ve ismin peşine düşer, muhatabımızı konuşturur, sonra da konuşmanın akışını ve namusunu bozmadan o uzun konuşmadan anlamlı bir bütünü damıtmaya çalışırdık.

Şimdi nadiren başvurulan bir habercilik türü oldu derinlemesine röportajlar.

Ben hala "söz uçar, yazı kalır" diyenlerdenim. Kaldı ki 7/24 dijitalde yayınlanan Star Gazetesi de tartışmasız biçimde "yazının tabletidir" aslında. Çünkü çalışkan editörleri, güçlü yazarları ve kurucu editörlüğünü yapmaktan onur duyduğum Açık Görüş ekiyle sözün gücünden beslenir.

Gelelim vereceğim son habere.

Türk Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Bayraktutar'ın tensipleriyle Star Gazetesi Ankara Temsilciliğine atandım. İtimatlarından dolayı kendilerine teşekkür ederim.

Bundan böyle -başkente yerleştikten sonra elbette- siyasetin membaından damıtılmış röportajları, özel haberleri ve fısıltılı kulisleri daha çok okuyacaksınız Star'da. Allah mahcup etmesin.