Oyun içinde oyun -2

Konu hassas olduğu için kısa bir vurguyla başlamak istiyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki Hamas, kendi topraklarını işgalden kurtarmak için mücadele eden onurlu vatanseverlerin oluşturduğu bir örgütlenmedir ve yürüttüğü mücadele de son derece kutsaldır.

Neden bu vurguyu yaptım?

Çünkü ülkede yaşanan tartışmaların geldiği noktaya bakarak, düşük bir ihtimalde olsa yazıda Hamas'ı küçümsediğim ya da kötülediğim gibi bir yanlış anlama riskinin olabileceğini düşündüm.

İşte bu riske önlem olarak diyorum ki;

"Kötülemiyoruz kardeşim, burada bir tuzağı ortaya koyup oyunu bozmaya çalışıyoruz."

Bu kısa hatırlatmadan sonra şimdi dönelim bir önceki yazımızın devamına.

Oyun Başlıyor...

Hatırlanacağı gibi Hamas, 7 Ekim 2023 Cumartesi günü, dünyanın en büyük açık cezaevi Gazze'nin duvarlarını paramotorlarla aştı ve duvarın hemen yanı başındaki "kibbutz" denilen İsraillilerin yaşadığı yerleşim yerlerine saldırdı.

Saldırı anları kaydedildi ve görüntüler eşzamanlı tüm dünya kamuoyuna servis edildi.

Hollywood tarzı sahneler, kan revan sokaklar, yerde yatan siviller, parçalanmış cesetler görenlerin kanını dondurdu.

Dünyada gündem bir an da değişti ve herkes birbirine aynı soruyu sordu.

Neler Oluyor...

Evet, neler oluyordu?

Herkes bu soruyu soruyor ve olanları anlamaya çalışıyordu.

Olayı anlamaya çalışan medya kuruluşlarımız da kapımızı çaldılar ve sordular;

"Hocam neler oluyor?"

Olay ilk duyulduğu an birçok senaryo üretmek mümkündü.

Çünkü ortada çok sayıda bilinmeyen vardı.

Böylesi bir ortamda geniş çaplı bir değerlendirme yaptım ve değerlendirmemde işin iç yüzünün hiç de öyle göründüğü gibi olmadığını, burada çok sinsi bir oyun kurulduğunu ve bu oyun sonucu İsrail'in Gazze'yi işgal edeceğini ve Amerika'nın da destek veriyorum bahanesiyle Doğu Akdeniz'e ineceğini, burada esas hedefin Türkiye ve Suriye'de yapacağı operasyonlar olduğunu söyledim.

Maalesef öyle de oldu.

Saha Gerçekleri...

Amerika son zamanlarda bölgede yaşanan gelişmelerden son derece rahatsızdı.

Hatta bazı konular Amerika'nın uykularını kaçırıyordu.

Bu konuların ilki Doğu Akdeniz'deki enerji paylaşımında devre dışı kalmak, ikincisi ise Suriye ve Irak'ta Türkiye'nin düzenleyeceği harekâtlar sonrası bölgede kurduğu 100 yıllık tuzağın çökmesi.

Rahatsızlık duyduğu bir başka konu ise Netanyahu idi.

Malum Netanyahu son aylarda Amerika'nın politikalarına ters düşen kendine buyruk işler yapıyordu ve buna tepki veren Amerika'yı da İsrail'in iç işlerine karışmakla suçluyordu.

Masa Kuruldu...

Amerika bu korkuları aşmak, oluşan olumsuz tabloyu olumluya çevirmek için bir dizi karar aldı. Buna göre; Gazze enerji havzası mutlaka ele geçirilecek, Netanyahu tasfiye edilecek,

Türkiye'nin yapmayı planlandığı harekatlar mutlaka engellenecek ve bunu sağlamak, aynı zamanda bölgeye gözdağı vermek için donanma Doğu Akdeniz'e indirilecekti.

İyi güzel de tüm bunların olması için bir gerekçeye ihtiyaç vardı.

Onun da çaresi bulundu ve Amerika'nın gizli müttefiki İran rejimi üzerinden Hamas'a tuzak kuruldu.

Senaryo basitti.

İran, Hamas'ta bulunan kriptolarını harekete geçirecek ve uzun süredir saldırı hazırlığı içinde olan Hamas'ı harekete geçirerek saldırı görüntülerini dünyaya servis ettirecekti.

Böylelikle servis edilen görüntüler üzerinden İsrail, Gazze'de yapacağı katliamı ve işgali meşrulaştıracaktı.

Plan İşledi...

İsrail saldırıları bahane edip kuduz refleksi ile karadan, havadan ve denizden Gazze'ye saldırdı.

Amerika, İsrail'e destek açıklamaları eşliğinde uçak gemisini Doğu Akdeniz'e indirdi.

Yetmedi her iki ülkenin gizli hamisi İngiltere ben de geliyorum diyerek gemileri yola çıkardı.

Amerika, "Suriye'de yapacağın operasyonlar DEAŞ'la mücadeleye zarar veriyor." yalanıyla Türkiye'yi üstü kapalı tehdit etti.

Şimdi gelin ilk bölümde sorduğumuz bazı soruları birlikte cevaplayalım.

Akıllarda deli sorular...

Bu olay kime yaradı.

Amerika'ya

Bu saldırı Hamas'a ne kazandırdı.

Hiçbir şey.

Bu saldırı Hamas'a ne kaybettirdi?

Binlerce Filistinli.

İran bu işin neresinde?

Küresel çete ile el ele tam da göbeğinde.

Akıllı Ol...

Tüm bu olanlar içinde Amerika'nın göremediği bir şey var.

Savaş riski bölgeselden küresele doğru hızla ilerliyor.

Rusya, Çin ses yükseltmeye başladılar.

Diğer devletler sırada bekliyor.

Biz sorularımızı sorduk cevaplarımızı verdik.

Şimdi soru sorma sırası Amerika'da.

Biz onun adına iki soru hazırlayalım.

Böylesi bir ortamda ava giden Amerika beraberindeki avenelerle birlikte avlanır mı?

Uçak gemisiyle gelen Amerika balıkçı teknesiyle geri döner mi?

Amerika sorular üzerinde düşünedursun, biz de şimdiden devlet olarak millet olarak olacakların hazırlıklarına başlayalım.