Özgür Özel özel Özgür'e karşı

Evet yanlış okumadınız, başlık aynen böyle.

"Özgür Özel, özel Özgüre karşı."

Ne demek bu?

Eğer Özgür Özel siyasi kutuplaşmayı bırakır, kendisini ve partisini kısır siyasi kavgaların dışına atmayı başarırsa tarihe Özgür Özel olarak geçecek.

Eğer direnemez, birtakım güçlerin etkisinde kalır ve şu an oluşmaya başlayan olumlu havayı yıkmaya kalkarsa da tarihe özel Özgür olarak geçecek.

Katil Amerika...

Dünyada hangi ülkeye sorarsanız sorun, hangi insana danışırsanız danışın Amerika deyince akla ilk gelen işgal, sömürü, kan, gözyaşı ve silah olur.

Bunlar Amerika'nın ana gelir kaynaklarıdır.

Özellikle de silah satışı.

Amerika'yı Amerika yapan sömürdüğü topraklar, gasp ettiği paralar ve savunma sanayinde sattığı silah ve mühimmatlardır.

Bunları yapabilmek için Amerika'nın, onun yönetimindeki küresel çetenin ihtiyacı olan tek şey; savaşın, gerilimin, kargaşanın, kavga ve çatışmaların yaşandığı coğrafyalar yaratmaktır.

Onlarda öyle yapıyorlar ve kendi coğrafyaları hariç dünyanın her yerinde Filistin, Ukrayna, Suriye, Irak, İran gibi ülkelerde yarattıkları çatışma ortamlarıyla inanılmaz paralar kazanıyorlar.

Bu kirli ve kanlı oyunu bozmanın tek yolu tam tersi yerde pozisyon almak, yani çatışmaları, gerilimi yok edecek adımlar atmak.

Cumhur İttifakı Tezgâhı Çözdü...

Bunun için keskin bir strateji değişikliğine gitti ve işe çözüm süreci ile başladı.

Bu çok önemli bir adımdı ve kırk yıllık bir ezberin yıkılması, coğrafyada birçok dengenin değişmesi demekti.

Yedirir mi küresel çete...

Hemen harekete geçtiler, içerdeki kriptolarını harekete geçirdiler ve FETÖ üzerinden yapılanı sulandırarak işi bambaşka yerlere getirdiler.

Sonuçta kazanan onlar oldu ve kırk yıllık oyunu yıkacak hamleler doğmadan öldü.

Teslim Olmak Yok...

Bu olana moral bozmayan ittifak doğru adımlar atarak bu kez yönünü dış politikaya çevirdi ve "komşularımızla sıfır sorun" parolasıyla düştü yollara.

Neden komşular?

Çünkü tezgâhın büyüğü burada kuruluydu...

Dünyada en çok komşusu olan ülkelerden biri Türkiye ve o ülke bütün komşuları ile sorun yaşıyor.

Böyle bir mantık olabilir mi?

Üstelik bu komşuların bir kısmı düne kadar aynı devletin mensupları olduğumuz devletler.

Ortak kültürlerimizin olduğu, aynı dine mensup olduğumuz, içlerinde aynı ırka, aynı dile sahip olduğumuz insanların yaşadığı ülkeler.

Bu gerçeklere rağmen hepsiyle kavgalıyız, hepsiyle sorun yaşıyoruz ve bir şekilde bir araya gelemiyoruz.

Böyle bir şey olabilir mi...

Olamaz diyen Türkiye harekete geçti ve Irak, Ermenistan, Yunanistan ile yıllardır kurgulanmış kronik sorunları yok eden sürecin önünü açtı.

Sürecin sonunda Ermenistan Meclis Başkanı ve Paşinyan 24 Nisan'da Ermeni soykırımı demediler.

Kim inanırdı...

Değişim Şart...

Bu yaşananlardan mı etkilendi bilinmez, Özgür Özel doğruyu gördü ve ezberleri yıkarcasına Erdoğan ile görüşeceğini açıkladı.

Kıyamette burada koptu.

Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bir güruh anında saldırıya geçti.

Kılıçdaroğlu "müzakere edilmez, mücadele edilir" diyecek kadar gözü döndü ve iyi ki gitti dedirtti.

Özgür Özel tüm bu olanlara kulaklarını tıkadı ve görüşmeleri gerçekleştirdi.

İyi de oldu.

Çünkü kavgadan bıkan millet birlikte verilen fotoğraflardan umutlandı, hoşlandı.

Bir güruh hariç.

O güruh şu an çetenin talimatıyla Özgür Özel'i yerden yere vurmanın, görüşmelere elli yerden kulp takmanın derdinde.

Çünkü küresel çetenin en büyük korkusu siyasette kavganın, gerilimin sona ermesi.

Uykuları kaçan çeteye ve güttüklerine bir kötü haberde Erdoğan'dan geldi;

"İlk fırsatta CHP'ye ziyareti gerçekleştirerek Türkiye'de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum."