Papa “Büyük İsrail”in son rötuşları için geldi

Güneyimizdeki Haçlı-Siyonist kuşatma, emperyalist ortaklıktan çok daha derin; Yahudilerin kontrolünde bir ittifaktır.

Yahudiler kendilerini "seçilmiş; özel insanlar" olarak görür ve herkesin onlara hizmet etmesi gerektiğine inanır; buna çalışırlar. Museviliği de bu yüzden; Yahudiliğe dönüştürmüşlerdir. Hatta bu tahrifattan sonra gönderilen İseviliği, "üç tanrılı" Hristiyanlık haline dönüştüren de Pavlos isimli bir Yahudi'dir.

Bitmedi...

Tevrat'ta övülen "son peygamber"in (sallallahü aleyhi vesellem), kendi kavimlerinden gelmeyince, İslamiyet'i de hedef almışlardır. Hazret-i Osman Efendimizin (radıyallahü anh) şehit edilmesinde başrol oynayan Abdullah bin Sebe; Yemenli bir Yahudi'dir. Bununla da kalmamış, Şiiliği kurarak İslam'da ilk fitneyi başlatmıştır.

İsrail, Hristiyanları ve Yahudileri birleştiren ortak paydanın ürünüdür. İngiliz general Allenby, 11 Aralık 1917 günü Yafa Kapısı'ndan Kudüs'e girerken "Haçlı Seferleri şimdi bitti" demişti.

Sonra ne oldu? İngilizler, 30 yıl boyunca Siyonistleri getirip Arapları kovdu ve devlet kurma kıvamına gelince Filistin'i Yahudilere hediye etti.

İngiliz general 1917'de "Bitti" demişti ama Başkan Bush'un, hâlâ aydınlatılamayan 11 Eylül saldırıları sonrasında Afganistan'ın işgaliyle başlattığı "Haçlı Seferi" bütün şiddetiyle devam etmektedir. Irak ve Suriye'ye bomba yağdırırken, sosyal medya isimli son model silahla da Mısır, Yemen, Libya ve diğerlerini teslim almış; Türkiye'yi ise son anda elden kaçırmışlardır.

Şimdi Irak'ta hümanist sahneler oynayan Papa Francis'e soralım...

I. Dünya Savaşı'nda Müslümanları katleden, sonrasında Sykes-Pickot zehirli hançeriyle aileleri paramparça eden, son 20 yıldır ise Ortadoğu denen bu mağduriyet bölgesine katliam olup yağan kimdir? Afganları, Arapları, hata çok sevdikleri(!) Kürtleri yerinden yurdundan edip, sonra da Ege ve Akdeniz'in derinliklerine gönderen biz miyiz?

Papa, Müslüman yavrularının başına yıktıkları viraneler önünde poz verip; "kardeşlik" ve "barış" nutukları atarak, mağdur ettikleri milyonlarla dalga geçerken, gezi hatırası(!) diye; bölünmüş Türkiye haritası dağıtılmaktadır.

Bu katliamlarınızı, "DEAŞ'ın öldürdüğü birkaç Hristiyan'dan bahsederek kapatmaya kalkmak çok ucuz değil mi? Ayrıca DEAŞ denen bu İngiliz Anahtarını kim imal etti acaba? Büyük hedeflere ulaşabilmek için küçük kurbanlar verebildiğinizi 11 Eylül'den sonra öğrendik artık.

Ayin için Musul'un seçilmesi de çok manidardır. Çünkü Musul, Sünnilerin merkezidir. Böylece, yıllardır hırpalanan Irak Sünnilerini tamamen bitirme mesajı verilmiştir. Ayrıca, İnönü Lozan'da, "Her şeyi bıraktık, sadece Musul'a yüklendik" demişti ama Musul'u da İngilizlere hediye etmişti. Papa, uçurduğu güvercinlerle Musul'un elimizden nasıl uçtuğunu hatırlatır gibiydi.

Gelelim Necef bölümüne...

Vatikan'ın, 1965'teki II. Konsil'de "Milenyum Vizyonu" olarak ilan ettiği, "Diğer dinlerdekileri Hristiyan yapma projesi" 9 Şubat 1998'de "Gizli Kardinal" atanan Fetullah Gülen yönetiminde, Türkiye merkezli olarak yürürlüğe sokulmuş ve Diyanet'in desteğiyle büyük mesafe alınmıştı. Ancak 15 Temmuz'da kesintiye uğrayan bu Hristiyanlaştırma Projesi şimdi etrafımızı çevirmektedir.

Geçen yıl Mısır ve BAE'yi ziyaret ederek, "İnsan kardeşliği zaptı" imzalayan Papa, Şeyh Zayid Camii'nde farklı dinlerden 700 kişi ile de "Dinlerarası Diyalog" toplantısı yapmıştı. Şimdi bu yelpazeye Şiiler de eklenmiştir. Papa Francis'in, Irak'taki Hıristiyanları korumakla meşhur Şii lider Sistani ile "Siz bizden bir parçasınız, biz de sizden bir parçayız" pankartı altında yaptığı görüşme, Dinlerarası Diyalog Projesinin yeni bir etabıdır.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız Haçlı kuşatması ile Dinlerarası Diyalog Projesi'nin hiçbir farkı yoktur. İslam coğrafyasını biri dışarıdan, diğeri de içeriden işgal etmektedir.

Vatikan bir din merkezi değil, Haçlı-Siyonist ittifakın harekât merkezidir. Nitekim Papa, beraberindeki gazetecilere "Bu bir sembolik ziyaret, bir görevdir" demiş, yeni dönemde kendisine verilen rolü, hayatını riske atarak yerine getirmiştir.

Peki, bütün bu operasyonlar kimin işine yaramakta, hallaç pamuğu gibi atılan bu coğrafya kime hazırlanmaktadır?

İsteyenler bu operasyonları, "Ortodoks Rusya ile İsrail'in belalısı(!) İran'a gözdağı veriliyor" diye kendini avutabilir ama örümcek ağı sahih İslam'ın bölgedeki tek kalesi olan Türkiye için örülmektedir.

İçimizdeki devekuşları daha ne kadar direnecek bilmiyorum ama "Büyük İsrail"in zemini hazırlanmış, inşaatın başlaması için sadece; projeye dahil edilemeyen Türkiye'nin; "inşaat sahası"ndan tamamen tecrit edilmesi kalmıştır.

Papa, bütün Haçlı ordularıyla birlikte bu amaca hizmet etmekte, "Suriye'de; Libya'da ne işimiz var" diyenler de onlara yandan destek vermektedir.