Recep Tayyip Erdoðan kör düþmanlýðý ittifakýnýn birleþenleri geçtiðimiz hafta sonu Saadet Partisi'nde bir araya geldiler.
Kamuoyunda "Altýlý masa" olarak ünlenen buluþmalarýn altýncýsý yapýldý. Böylece ilk tur da tamamlanmýþ oldu. Yani, masada olan her partinin lideri diðer liderlere yemek yedirdi. Saadet Partisi misafirlerine þu yemekleri ikram etmiþ: Düðün Çorbasý, Güveç (Ata Tohumundan elde edilmiþ sebzelerle hazýrlanmýþtýr), Bulgur Pilavý, Söðüþ (Ata Tohumundan elde edilmiþ domates ve biber çeþitleri), Havuç Tarator / Ezme / Közlenmiþ Patlýcan, Çoban Salata, Sütlaç / Soðuk Baklava.
Ayrýca, ata tohumundan üretilmiþ sebzelerden hazýrlanan sepetler de çýkýþta liderlere hediye edilmiþ. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoðlu ittifakta yer alan liderlere sepet vererek "Tak sepeti koluna, herkes kendine yoluna" demek istemiþ olabilir mi? Bilemiyorum, durduk yere Recep Tayyip Erdoðan kör düþmanlýðý ittifakýnýn içinde nifak çýkarmýþ olmayayým!
Yazýlarýmda altýlý masanýn buluþmalarýný "Altýn günü, kýsýr partisi" diye tavsif ediyorum. Artýk bu tanýmlamada yalnýz deðilim! Bir ay önce, liderlerin yemek yiyip Cumhurbaþkaný adayýný açýklamadan daðýlmasýnýn seçmenlerin psikolojisini bozduðunu (https://www.star.com.tr/yazar/secmenlerinin-psikolojisini-bozdular-yazi-1726774/) yazmýþtým. Sadece seçmenin deðil ittifaký destekleyen gazetecilerin de psikolojisini bozdu. Onlar da artýk bu yemekli buluþmalara isyan edip "altýn günü" demeye baþladýlar. Kimi de "Bunlara mecbur muyuz" diye veryansýn ediyor.
Recep Tayyip Erdoðan kör düþmanlýðý ittifakýnda yer alan partiler her ne kadar zâhirde bir bütün olarak gözükseler de kalben parça parçalar. Vakit geçtikçe de parçalanma daha da derinleþecek. Partilerin alt kadrolarýnda fokurdamalar baþladý. Liderlerin yakýn çevresinde yer alan isimler, güya kendi hür iradeleriyle Cumhurbaþkaný adaylarýný art arda açýklýyorlar. Böylece taraflar birbirini yokluyor.
Ýttifaka umut baðlamýþ olanlarýn partilere baskýsý da umutsuzluðu da artýyor. "Daha bir adayý belirlemeyi bile beceremediler" kanaati mezkûr ittifakta yer alan partilerin tabanlarýnda hýzla yayýlýyor.
Ayrýca partisinin ittifak içinde yer almasýndan memnun olmayanlar da sandýðý gitmemeyi düþünüyor. Meselâ, birkaç gün önce Ýstanbul'da konuþtuðum 5 kiþilik Saadet Partili bir grup, "CHP'nin olduðu ittifaka oy mu atacaðýz" diyerek Karamollaoðlu'na sitem ediyorlardý.
Kimi de, Recep Tayyip Erdoðan kör düþmanlýðý ittifakýnýn gizli ortaðý HDP'nin varlýðýndan rahatsýz: "Oy vereyim de Savunma ve Ýçiþleri Bakanlýklarýný HDP'ye mi versinler" diyenler azýmsanmayacak sayýda.
Bu tür nüanslarý size anket þirketleri söylemez. Ancak halkýn arasýnda dolaþarak duyabilirsiniz.
Bir dahaki, ben diyeyim "Altýn günü" siz deyin "Kýsýr partisi"nin tarihi 45 gün sonra açýklanacakmýþ. Galiba o espiri gerçek olacak: "Adayýmýzýn yýpranmamasý için kimliðini seçimden sonra açýklayalým!"
Bakalým, takribi iki ay sonra beraber yemek yiyecek liderler Cumhurbaþkaný adayýný belirleyebilecekler mi? Aslýnda yemek yemeden önce konuþup adaylarýný belirleyebilirler. Yemekli toplantýlarda yemekten sonra insana bir aðýrlýk çöküyor, bir mevzu konuþamýyor. Bir de yaþ da kemale ermiþse "tansiyon düþtüm þekerim çýktý" derken insan "Biz ne konuþuyorduk, neyse baþka zaman konuþuruz" diyebiliyor. Eh, "Altýlý masanýn" da yaþý oldukça kemale ermiþ, mazur görmek gerekiyor!