Paylaþým savaþlarý, çok kutuplu dünya ve Türkiye'nin yeri...

ABD - Çin rekabeti, büyük savaþý tetiklerken, herkesi silkelediði doðrudur.

Ýngiltere'nin, Çin'den yana tavrý ise, esas gerilimin kaynaðýdýr.

Dünya tek kutuplu olarak yönetilemiyor!

ABD artýk eskisi gibi tek patron görevini yerine getiremiyor ama dünyayý da paylaþmak istemiyor.

Çin kendi hinterlandýnda, ABD güçlerini istemiyor ve esasýnda haklýdýr.

ABD'nin her bölgeye hakimiyet kurma ve dikte etme tutumu, dünyayý yordu ve yüksekten seslerin çýkmasýný da beraberinde saðladý.

Demokrasi, özgürlük beyanlarý kulaða çok yakýndýr. Ýnsanlar ABD'ye "özgürlüðün simgesi" olarak bakýyordu, þimdi durum deðiþiyor.

Devletler "kendi milli kimliðini ve çýkarlarýný nasýl koruyacak" diye yeni ittifak ve ortaklara ihtiyaç duymaya baþladý.

Avrupa, tamamen ABD karakolu konumunda. Almanya ve Fransa, eskisi gibi boy gösteremiyor ve önümüzdeki süreçte artýk sadece "ABD aparatý" olarak kendisinden söz ettirecek gibi!

Rusya kritik konumda. Hatta Rusya, "küresel dayatmaya" en fazla sesi çýkan taraf konumunda. Giderek argümanlarý da herkes tarafýndan benimsenmeye baþladý.

Rusya - Türkiye hattý, giderek daha fazla "gerekli hat" olarak önümüze çýkacaktýr.

Ýsrail'in dünyadaki hukuk sistemi ve medeniyet anlayýþýna karþý açtýðý savaþ, bize bir þeyi anlatmaktadýr. Ya adalet ve hukuk kazanacak ya da çöküþ olacaktýr!

Türkiye ise, medeniyetin kazanmasý için en fazla misyon üstlenen taraf olarak meydanda.

Tabii ki, Ýslam dünyasý, Türkistan Coðrafyasý, Afrika ve Balkanlar gibi hinterlandý dahil ciddi etkisi olan Türkiye, "bu süreçten nasýl yara almadan çýkar" sorusu, þu anda üzerinde düþünmemiz gereken önemli konudur.

Türkiye, yeni çok kutuplu dünyaya hazýrlýðýný tamamlamaktadýr. Güvenlik güçleri, Milli Ýstihbarat Teþkilatý, siyaset enstitüleri, savunma sanayisi, ekonomisi ve medeniyet kodlarý ile süreci yönetiyor.

Bir taraftan üzerine musallat edilen terör örgütleri ile uðraþýyor, diðer taraftan yenidünya geçiþi için oyun kuruyor. Artýk oyunbozan deðil, oyun kuran konumuna geldiði de açýktýr.

Bu yeni süreçte kimlerle ve nasýl ortaklýklarýn geliþeceðini zamanla göreceðiz.

Açýkça gözüken þudur; Türkiye, bu devlet aklý ile bu çetrefilli sürecin kazananlarýndan olmasý için, azami çaba harcýyor. Bunu anlamak ve akademiye, eðitim sistemine, siyasete sirayet ettirmek elzemdir.