PKK silah býrakacak, YPG devam edecek…

Türkiye’nin beka mücadelesi önündeki en büyük risk, Ortadoðu’yu harmanlayan Amerika ile Rusya’nýn bölge devletlerinin, kendi egemenlik bölgelerini saðlama alacak þekilde parçalanmasýna karar vermeleridir. 

ABD, Irak’ýn iþgalinden bu yana, siyonizmin talepleri doðrultusunda Ortadoðu’da yeni bir haritanýn ve “Kürdistan” adýyla ortaya çýkacak ikinci bir Ýsrail’in peþindedir. Suriye’de belki kendisinin bile planlamadýðý belirleyici güce ulaþmýþ Rusya, özellikle Doðu Akdeniz satrancýnda Suriye-Libya hattýnda kontrol kurmak için ABD’nin bu planýna “evet” diyebilir. 

Artýk, Suriye’nin Akdeniz kýyýlarýný Esed, dolayýsýyla Rusya’dan kimsenin alamayacaðýný biliyoruz. 

Fiilen parçalanmýþ Libya’nýn Bingazi kanadý Rusya için yeterlidir. 

Böyle bir geliþme halinde ABD-AB hattýnda þekillenen Atlantik stratejisinin B Planý’ný þimdiden aktaralým:PKK, Türkiye topraklarýndaki yenilgiyi resmen kabul eder, silah býraktýðýný açýklar, SDG/YPG adýyla Irak-Suriye hattýnda devletleþme sürecine devam eder!..

Kandil’den bu tür bir açýklama yapýldýðý an itibariyle, AB ve ABD’nin terör listesini yenileyeceðinden, PKK’yý derhal o listeden çýkaracaðýndan emin olabilirsiniz.

Zaten, þu anda NATO müttefiklerimizle (!) yaþadýðýmýz durum budur.

Amerikan Baþkaný Trump ile telefonda görüþen, Macron, Johnson veya Merkel tarafýndan muhatap alýnan Ferhat Abdi Þahin boþ yere mi üretildi sanýyorsunuz, emperyalizmin sürdürdüðü bir plandan, kanlý bir yenilgi almadan vaz geçtiði görülmüþ deðildir.

Kuþkunuz olmasýn, PKK’nýn silah býrakma kararýyla birlikte terör elebaþý Washington’da kýrmýzý halýda karþýlanýr, Avrupa baþkentlerinde diplomasi turuna çýkar, bu arada, Diyarbakýr HDP önündeki ana-babalar da eðer evlatlarý saðsa kamuoyu vicdanýný rahatlatan bir kavuþma yaþarlar. 

Emperyalizmin, PKK’nýn silah býrakma kararýna, Türk iç siyasetinde baþlattýðý mühendislik çalýþmasý için de ihtiyacý vardýr.

Karar, HDP’nin siyasi meþruiyetinin güçlenmesine, 2023’e doðru CHP-ÝP ve kurulmakta olan yeni partiler ile birlikte “resmi ve açýk” ittifak içinde olmasýna da zemin oluþturacaktýr.

Türkiye’yi 15 Temmuz gecesi, ordusu içine yerleþtirdiði iþbirlikçiler ile esir alamayan emperyalizmin, siyasette hayli atak formüller geliþtireceði yeni bir döneme giriyoruz.

ABD bir yere gitmiyor, bilin…

Türk medyasýnda yeterince analiz edilmedi, ABD Savunma Bakaný Esper ile Genelkurmay Baþkaný Gen.Miley’in Temsilciler Meclisi Silahlý Kuvvetler Komisyonu’nda söyledikleri önemlidir. Ýkisi de, Amerikan askerinin Suriye’de “yýllarca” kalmasý gerektiðini, DEAÞ’ýn askeri açýdan yenilgiye uðramasýnýn, ideolojik olarak varlýðýnýn ortadan kalktýðý anlamýna gelmediðini söylediler.

Amerikan ordusunun Deyr Zor’daki petrol alanlarýný kontrol etmesi, Esed rejimini ciddi bir gelirden mahrum ederken, kurulmasý planlanan terör devletinin doðal kaynaðýný da garanti altýna alýyor, bunu da anlamýþ olduk. 

Esper’in þu sözleri noktayý koydu:  ABD’nin Ortadoðu politikasý, bölgenin terörizme güvenli bölge olmamasý, Amerika’ya düþman bir gücün kontrolü altýna girmemesi ve dünya enerji piyasalarýnda istikrar saðlama esasýna dayanmaktadýr.

Anladýðýmýz, ABD’nin, bu stratejik zemin doðrultusunda tam kontrolünde, kolay cepheye sürülebilir yeni bir müttefik devlet oluþturma kararlýlýðýdýr. 

Zorlamayla kurduracaklarý o devlet, yarýn, Rusya’nýn kontrolüne geçer mi sorusuna, yüksek ihtimal, “günü geldiðinde düþünürüz” diyerek cevap vereceklerdir. 

1980’lerin baþýnda Afganistan’da El-Kaide’yi yapýlandýran strateji uzmaný Brezezinski, “Bu radikal dini unsurlar yarýn Amerika’ya savaþ açarsa” sorusunu, “þu anda birinci önceliðimiz Sovyetler’i yenmektir, öyle bir geliþme olduðunda çareyi o gün düþünürüz” diyerek cevaplamýþ, iþin sonu, 11 Eylül 2001’de Ýkiz Kuleleler’in yýkýlmasýna kadar varmýþtý… 

Sorun büyüyecek, yüzyýla yayýlacak, belli…