Terörle mücadelede, insan haklarý ve demokrasi önündeki engelleri kaldýrarak terörün istismar alanlarýný kurutmanýn, askerî mücadeleden daha etkili olduðuna inanýyorum. Bu yüzden geçmiþte, Türkiye’nin bu tür çabalarý daima “þok” eylemlerle engellenmiþti.
Özellikle Özal’ýn PKK ile mücadelede ezber bozan adýmlarýndan dolayý büyük panik yaþayan odaklar, terörü besleyen sivil ve askerî baðlantýlarý koparmaya çok yaklaþan Adnan Kahveci ve Eþref Bitlis Paþa’yý, en sonunda da Özal’ý alýp götürmüþtü.
Bunlarý hatýrlamamýn sebebi, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, “Hukukta yeni reform baþlatýyoruz” açýklamasýndan sonra yaþananlardýr.
En üst seviyede ortaya konan bu reform iradesi, çok deðerli bir adýmdýr. “Þimdiye kadar niye yapýlmadý” türü eleþtiriler anlamsýzdýr. Çünkü bu açýklama, daha önce yapýlmadýðýný göstermez. Reform; süreklilik gerektirir. Kaldý ki, gecikmiþ bile olsa, baþlamýþ olmasý önemlidir.
CHP “REFORM”DAN, “TERÖRE ÖZGÜRLÜK” ANLIYOR
Peki, sabah akþam “Yargýya güven kalmadý” yaygarasý yapan CHP lideri Kýlýçdaroðlu, hukuk reformundan ne bekliyormuþ; biliyor musunuz?
17 Kasým’daki grup konuþmasýna bakýlýrsa, “barolarýn, vesayetçi tekel yapýya geri dönmesini, HDP’nin; Kandil’den emir alan belediye baþkanlarýnýn görevlerine iade edilerek PKK’ya hizmete devam etmesini ve Selahattin Demirtaþ-Osman Kavala gibi terör destekçilerinin serbest býrakýlmasýný” bekliyormuþ.
Bitmedi…
CHP’NÝN “MANDA” AÞKI YÝNE DEPREÞTÝ
Ayný günlerde Kýlýçdaroðlu’nun yardýmcýsý Ünal Çeviköz ise yeni ABD Baþkaný Biden’den “Türkiye’ye karþý hukukun üstünlüðüne, yargý reformuna ve demokratik reformlara çok güçlü bir vurgu yapmasýný" beklediklerini söyledi.
CHP’nin bunlarý istediði Biden’ýn, “Muhalefet ile birlikte Erdoðan’ý devireceðiz” diyen ve 1980’de Baþbakan Demirel ile çözülemeyen “üslerin ABD’ye açýlmasý” meselesini, Genelkurmay Baþkaný Kenan Evren ile görüþerek çözen(!) Amerikalý olduðunu düþünürseniz durum daha da netleþecektir.
Yani Kýlýçdaroðlu, içerideki reform çabalarýnýn önüne mayýn döþerken, monþer yardýmcýsý da ABD’ye; mütehassýs olduklarý “demokrasi ambalajlý darbe” sipariþi ediyor.
ÝNÖNÜ DE ABD MANDASI UÐRUNA FABRÝKA KAPATMIÞTI
CHP’nin verdiði bu fotoðraf çok vahim olmakla birlikte beni hiç þaþýrtmadý. Çünkü terör doðuran ýrkçýlýk da, ABD mandacýlýðý da bunlarda genetiktir. Kýlýçdaroðlu bilmiyor ama tek parti diktatörlüðünün son yýllarýnda da CHP, Amerika’nýn kanatlarý altýna girebilmek için uçak ve silah üreten yerli ve millî sanayimizi feda etmiþ, eðitim sistemimize varýncaya kadar her þeyimizi ABD Büyükelçiliðinin kontrolüne vermiþti.
Garip olan, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, “akýl danýþýlacak bilge insan” mertebesine koyarak, Yüksek Ýstiþare Kurulu’na üye yaptýðý Bülent Arýnç’ýn, tam da bu þer ittifakýnýn; baþlayacak olan reform adýmlarýný içten dýþtan sabote etmeye çalýþtýðý bir ortamda; ekranlara fýrlayarak, onlarýn operasyonlarýna su taþýmasýdýr. Söyledikleri ve zamanlamasý, “iyi” olduðunu iddia ettiði niyetini geçersiz kýlmaktadýr.
ASIL MAÐDURLARIN MAÐDURÝYETÝNÝ KÝM DÜÞÜNECEK?
Ayrýca, Demirtaþ’ýn maðduriyetinden(!) bahsedenlerin, bir “anne”nin; altý yýldýr devam eden feryadýný duymamasý çok manidardýr?
“Yargý reformu” denince, hemen Demirtaþ ile Kavala’nýn uzun tutukluluðunu hatýrlayanlar, 2014’te Türkiye’yi harabeye çevirerek, 37 kiþinin ölümüne sebep olanlarýn hâlâ cezalandýrýlmamýþ olmasýný neden hiç hatýrlamýyor?
Netice itibariyle “hukuk reformu yapacaðýz” diyen iktidarýn önüne ýsrarla; Demirtaþ ve Kavala gibi terör yandaþlarýný çýkarmak, reformun önüne takoz koymaktýr.
Týpký 90’lý yýllarda PKK’ya yaptýrdýklarý gibi…