Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Ruhu aç, midesi tok, tercihi TikTok

Çoktan aza dijital mecralarda ülkelerin geçirdiği süre sıralamasında ülkemiz ilk sıralarda yer alıyor. Gençlerin kahir ekseriyetinin zamanının büyük bir parçası haline dönüşen ve her geçen gün daha da yaygınlaşan dijital mecraların en tehlikelisi; Çin'in Doğu Türkistan'a yaptığı fiziki zulmün, dünya gençliğine yönelik versiyonu: TikTok!

Her an her yerde garip hareketler sergileyerek, anlam veremediğimiz şekillerde video çekmeye çalışan bir genç (bazen yetişkin) görebilirsiniz, muhtemelen TikTok videosu çekiyordur.

Yüzlerce genç meşhur olup şöhret ve para kazanmak için TikTok'a üye oluyor.

Gençlerin kendi elleriyle bu dijital zulme maruz kalmaları; gerek ruhsal, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişimleri açısından gerekse bu uygulamanın birtakım terör gruplarına propaganda ortamı sunuyor olması açısından oldukça tehlikeli.

Çin'in yeni nesil zulüm aparatı aracılığıyla eğlence ve kolay para kazanma girdabına soktuğu gençlik, bu yolda en akla gelmeyecek şeyleri bile deniyor.

Eğer gençlik bu cendereden kurtarılamazsa korkarım yakın zamanda görmeyi ve duymayı asla istemeyeceğimiz durumlarla karşılaşacağız.

Hatta şimdiden gençlikten topluma yayılan ümit kırıcı durumlar oluşuyor. Örneğin gençler artık bırakın okumayı, araştırmayı uzun süreli videoları dahi izleyemiyorlar. Bu odaklanma problemi elbette eğitimlerine de etki ediyor ve öğrenme güçlüğü çekebiliyorlar.

Böylece zihni güdük, pili zayıf ve insanı insan yapan en temel beceri olan "öğrenme" yönünden eksik, kendini yenileyemeyen, artamadığı gibi eksilen, özgün ürünler ve değişimler ortaya koyamayan tekdüze bir neslin temeli atılmış oluyor.

"TikTok Gençliği" kavramı bütün hızı ve korkunçluğuyla görünür hale gelmeye başladı. TikTok'ta kolay para kazanmak için içerik üretmeye çalışan gençler, önceleri kendilerine ait odalarda iken daha sonra kalitesiz ve ucuz esprilerine ailelerini ve evlerini alet ettiler. Bu mecrayı da hızla tüketen gençlik sokağa indi ve uygulama, çocuğundan yaşlısına varıncaya kadar herkesi kolay para edinme arzusuna mahkûm etti.

TikTok Gençliği şimdi de hiç olmaması gereken bir yere, okullara ve eğitim alanlarına girdi.

Hz. Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." diyerek yücelttiği öğretmenler şimdi TikTok eğlencesi oldu.

Peki gençliğimiz nasıl oldu da eğitim yapılan alanlarda eğlence arar hale geldi?

Nasıl oldu da saygıda kusur edilmemesi gereken öğretmenlerimiz alay edilir duruma düşürüldü?

İnsani ölçülerde eğlenmeyi bir hak olarak kabul edebiliriz. Hatta "delikanlı" olmanın bir gereği ve doğal olan bile diyebiliriz. Doğal olmayan, eğlence mecraları ve mekanları. Onlara bu mecraları ve mekanları sunması gerekenler ise biz yetişkinleriz.

Bugün; eğlence adına dijital mecrayı kullanan ve adına TikTok, İnstagram, YouTube Gençliği diyebileceğimiz Tiktokerlar, İnfluencerlar, YouTuberlar ortaya çıktı. Ve bunlar içerik üretmek adına şirazeyi dağıtmış durumdalar.

Seküler kesim, gençlerinin eğlence ihtiyacını karşılamak adına mekân ve mecra konusunda kendilerince daha rahatlar. Başta tiyatro salonları olmak üzere, televizyonlar, sinemalar bu kesimin gençliğinin eğlence ihtiyacını karşılamak adına kullandığı alanlar ve mekanlar.

Seküler mahalledeki bu yapı; toplumun kültürel değer ve dokusuna uzak, inanç noktasında hassasiyet taşımayan, Anadolu geleneğinden kopuk şekilde önceden oluşturulan ideolojinin ürünü olarak zaten mevcut durumda. Eğlence uğruna ahlaki kuralların olmadığı bir hayat yaşamak elbette daha cazip.

Cinsel içerik ve bel altı malzemelerin geçerli akçe olduğunu müşahede edebiliyoruz. Hasan Can Kaya mesela... Programın bir kısmı değil tamamı müptezel. Keza tiyatro salonlarında sergilenen oyunlarda da bel altı espriler ana malzemelerden.

Seküler kesimde hal böyleyken muhafazakâr kesimde daha mı iyi?

Her şeyden önce muhafazakâr kesim mecra ve mekân konusunda eksik. Gençlere eğlenecekleri mekanlar ve mecralar sunma konusunda başarısızlık var.

Özellikle TikTok marifetiyle bizim gençlerimizde de ahlaki anlamda yozlaşmalar, bozulmalar başlamış durumda.

Yetişkinlerin ve yöneticilerin gençlere sunamadığı mecra ve mekân boşluğunu ise dijital platformlar kolaylıkla dolduruyor vesselam.