Paþinyan’ýn geliþiyle Ermenistan’da, anti-Rusya söylemlerinin artýþý açýk gözle görülmeye baþladý. Hatta þöyle yazayým; Paþinyan, biraz da Ermenistan içindeki “anti-Rusya eylem ve söylemlerinin dalgasýnda, sokaktan iktidara gelebildi.”
Ermenistan’ýn Kafkasya’da, Rusya’nýn elinde fiili olarak hareket edebileceði meydandadýr.
Azerbaycan içinde Rusya etkisi güçlü olsa da, halkýn zihninde ve sosyolojik derinlikte hep Türkiye vardý ve Türkiye var. Kültür, tarih, sosyoloji altyapýsýndaki, Türkiye merkezli altyapýnýn mevcudiyeti, Rusya için kaygan zemin niteliði taþýmakta. Ama Ermenistan öyle deðil! Orada sosyolojik zemin, hep Rusya idi. Ve bunun deðiþtirilmeye çalýþýlmasý, Rusya için Kafkasya’da kale kaybetme anlamýný taþýmakta.
Dolayýsý ile Rusya için Paþinyan ve beraberinde getirilen dalga, Moskova için tehdittir. Ermenistan devlet yapýsý, Rusya’nýn avucunun içinde, doðru! Lakin halkýnda bir þeyler deðiþmeye baþlýyor.
Yukarý Karabað meselesinde iþgal sorunu çözülürse, Rusya’nýn bölgedeki fiili varlýðýnýn darbe alacaðý hep hesaba katýldý.
Azerbaycan’a yönelik saldýrýlara cevap verileceði ve Türkiye’nin bu konuda seyirci kalmayacaðý açýk idi.
Peki, Paþinyan’ý böyle bir çýlgýnlýða iten sebepler nedir?
Putin bu kadar önemli olayda, neden hiç ses çýkarmadý? En sonunda sadece “endiþe ile gözlemliyoruz” demekle yetindi.
Ukrayna gibi konularda en sert ve en üst sesten konuþan Putin, neden sessiz ve beklemede?
Evet, þartlar ve konjonktürel ortam deðiþmekte.
Koçaryan’ýn da dediði gibi “15 yýl önceki Türkiye yok karþýnýzda!” Hem de dünyayý yönetecek kapasiteye sahip lider var meydanda, Erdoðan...
Bu durumda Rusya bir þeyin farkýnda. Azerbaycan sosyolojik yapý olarak hep Türkiye frekansýnda oldu. Bu ortamda ne yapýlýrsa yapýlsýn, hatta gece gündüz Rusça konuþma modu devrede olsa da, Azerbaycan zemininde Türkiye daimidir. Ermenistan elinden çýkarsa Rusya, Kuzey Kafkasya için endiþeli vaziyette olacak. Mesele budur!
Tabii ki Türkiye’nin; Libya, Suriye, Akdeniz’deki varlýðý öyle bir noktaya evirildi ki, yeni cephelerin açtýrýlmasý “Türkiye’nin zayýf düþmesini de pekiþtirebilir” hesabý yapýlmakta.
Burada özellikle Fransa’nýn hesap kitabýný bir kenara koyamayýz. Gürcistan’ýn baþýna getirilen siyasi faktörün, Fransýz ekolü üzerinden dizayn edildiðini de bir kenara koymayalým. Paþinyan modeli “Fransa’nýn yeni hamleleri için uygun ortam oluþturabilir” tahminleri söz konusu. Tabii ki meselenin bir tarafýnda, Ýran faktörü de var! Hatta Fransa ve Ýran ittifakýný, tarihsel beraberlik anlayýþýný hesaba katalým bence. Bu ortamda Kafkasya’da aktörler ve sosyolojik gerçeklikler yeniden tanýmlanmalý. Türkiye zamanýnda Ermenistan’la yeni süreç baþlatmak istediðinde, bunun önünü kesen görünürde ne ilginçtir ki, Ermenistan’da ve Azerbaycan’daki en milliyetçi ve en anti-Rusyacý zemin oldu! Ama dizayn Moskova’ya ait. Çok ilginç deðil mi? Demek ki Kafkasya hattý, hafife alýnmayacak kadar yeni ve ciddi okumalara kapý açmalý. Türkiye bu hattýn en önemli damarý. Bu damarý yormadan, lakin kalýcýlýðýný da temin ederek, yeni boyuta göre hareket etme zamanýdýr.