Seküler kesim, dindarlarýn yardýmlaþma kültürüyle, 'sadaka kültürü' diyerek alay eder.
Aslýnda hedef yardýmlaþmayý yapan dindarlarý tahkir etmektir. Çünkü bu kesim dinin sosyal, siyasal, hukuk ve benzeri alanlarda görünür olmasýndan nefret etmektedir.
Ve aslýnda çeliþki içindedir.
Mesela Türkiye'de kimi belediyelerin ya da devletin yoksullara yaptýðý yardýmý sadaka kültürü diye alaya alýrken ayný uygulamayý yapan batý devlet ve kurumlarý için sosyal devlet uygulamasý diyerek saygý gösterir.
Oysa sosyal devlet anlayýþýnýn en güzel uygulamasý Ýslam'ýn bir bütün olarak hayata hâkim olduðu sistemde müþahhaslaþýr. Ýslam'ýn hâkim olduðu ortamda sadece insanýn deðil hayvanlarýn da tabiatýn da korunup kollanmasý esastýr.
Medine'deki Halife Hz. Ömer'in Fýrat kenarýnda kurdun kaptýðý kuzunun bile sorumluluðunu hissetmesi bir edebi söz deðildir.
Ýhtiyaç sahibi her insanýn sorumluluðu yöneticinin omuzlarýndadýr!
Hatta zaman gelmiþtir mesela Ömer b. Abdulaziz döneminde zekât verilecek insan bulmakta zorluk çekilmiþtir.
Söylediðim gibi Ýslam tam olarak uygulanýrsa o toplumda refah, adalet, huzur ve güven hâkim olur. Ýslam'dan uzaklaþýldýkça da problemler birbirini kovalar!
Ýþte sadaka kültürü öyle sekülerlerin zannettiði gibi aþaðýlayarak fukaraya birkaç kuruþ vermek deðildir. Tam tersine ihtiyaç sahibine yardým ederken alan elin psikolojisinin olumsuz etkilenmemesi esastýr.
Hatta Kuran emridir, "Ey iman edenler sadakanýzý baþa kakarak gönül kýrarak boþa çýkarmayýn!"(Bakara, 264)
Yani gönül kýrarak verdiðiniz sadaka, sadaka olmaktan çýkar!
'Türk kültüründe "sadaka taþý" adýyla bilinen ve Tanzimat dönemine kadar devam etmiþ olan yardýmlaþma usulü dilenciliðin önlenmesi veya asgari düzeye indirilmesi için alýnmýþ bir tedbir mahiyetindedir. Camilerin herkesin göremeyeceði bir köþesine konulan mermer bir sütunun üstüne bir çukur açýlýr, isteyenler sadakalarýný buraya býrakýr ve ihtiyaç sahipleri ihtiyacý olan miktarý alarak sýkýntýsýný giderirdi.'
Ne veren alaný tanýrdý ne de alan vereni.
Tabii ki, sadaka kültürü, sadece ihtiyaç sahibine maddi yardýmý içermez. Daha geniþ bir çerçevesi vardýr sadakanýn.
Ýhtiyaç sahiplerine verilen ayni ve nakdi yardýmýn adý da sadakadýr.
Ýslam'ýn beþ þartýndan biri olan Zekâtýn adý da sadakadýr.
Bir mümini sevindirmenin adý da sadakadýr.
Bir güzel söz de sadakadýr. Hatta güzel söz, baþa kakýlan sadakadan daha hayýrlýdýr.
"Bir tatlý dil, bir baðýþlama arkasýndan incitme gelen sadakadan daha hayýrlýdýr." (Bakara 263)
Ailenin nafakasýný temin etmek de sadakadýr!
Engelliye yardým etmek de sadakadýr!
Misafire ikramda bulunmak da sadakadýr!
Selam vermek, güler yüzlü olmak da sadakadýr!
Ýnsanlara zarar veren nesneleri yoldan kaldýrmak da sadakadýr!
Cami, okul, yol, hastane ve benzeri hayýr kurumu yapmak da sadakadýr! (Sadaka-i Cariye)
Müminin yaptýðý ilmi çalýþma da sadakadýr.
Hayýrlý evlat yetiþtirmek de sadakadýr.
Saymakla bitmez hadislerde geçen sadaka çeþitleri.
Çünkü sadaka, paradan maldan ibaret deðildir.
Çünkü sadaka, doðruluk dürüstlük samimiyet demektir!
Çünkü sadakada esas Allah'ýn rýzasýný kazanmaktýr. Allah'a yakýnlaþma duygusu, içtenlik ister samimiyet ister. Riyadan gösteriþten uzak durmayý gerektirir.
Özetle, sadaka ihtiyaç sahibine verilecek yardýmýn ötesinde hayatý kuþatan bir kültürdür.
Tabii ki Ramazan bayramý namazýndan önce verilmesi gereken ve Türkçemizde fitre olarak bilinen fukaraya ikramýn adý da Sadak-ý Fýtýr'dýr. Orucu tamamlarken ihtiyaç sahibini gözetmenin bir diðer adýdýr.
Diyanetin 70 TL olarak belirlediði miktar, fitrenin alt sýnýrýdýr, daha azý olmaz ama daha fazlasýnýn sýnýrý yoktur!
Allah oruçlarýnýzý, sadakalarýnýzý, dualarýnýzý kabul etsin.