Önce bir hususu netleþtirelim. Emperyalist Amerika ve Avrupa, Türkiye'nin terk ettiði vesayet sistemine dönmesini çok istiyor. Çünkü yönetim sistemi deðiþtiði günden buyana, uzaktan kumanda cihazlarý çalýþmýyor. Bu yüzden, bizim için endiþeleniyor, mutlaka "tek adam sistemi"nden(!) kurtulup, parlamenter sisteme dönmemiz gerektiðini söylüyorlar.
Keþke biraz da hýzla faþistleþen kendi halklarý için endiþelenseler!
Bu sömürgecilerin taþeronluðunu ise CHP öncülüðündeki "Millet Ýttifaký" yürütüyor. Yoksa, niye dönmek istesinler ki... Bütün Erdoðan düþmanlarýnýn bir çatý altýnda toplanmasýný saðlayan bu sistemde "dostlarýyla" iktidara gelme ihtimali olan CHP ve diðerleri, parlamenter sistemde iktidarý rüyada bile göremez. Parlamenter sistemde Erdoðan bu "beþi bir etmez" çapsýz muhterisler karþýsýnda rahatlýkla ömür boyu baþbakan olabilir.
"Mevcut sistemin þu yönleri aksýyor veya þu hususlar yanlýþ uygulanýyor" gibi eleþtirilerde bulunsalar, deðerlidir; saygýyla karþýlanmalýdýr. Ama mevcut sistemi külliyen yok sayarak, ülkeyi tekrar vesayet çukuruna atmaya çalýþmak nasýl bir Türkiye sevgisidir?
Millet Ýttifaký bu meseleyi seçim malzemesi olarak kullanýyor. Ama gidiþata bakýlýrsa yolun sonuna gelmiþ görünüyorlar. Milletin çoðunlukla kabul ettiði bir deðiþikliðe, "Erdoðan'ýn zorla getirdiði bir yönetim biçimi" muamelesi yapmak, millet iradesine karþý en büyük saygýsýzlýktýr. Ama CHP'nin genlerinde, millet iradesini ciddiye almak gibi bir alýþkanlýk olmadýðý için bunu çok da garip karþýlamýyoruz. Ancak milleti, masalcý nineyi dinleyen çocuk yerine koymaktan vazgeçip, "ne yapacaklarýný ve nasýl yapacaklarýný" dürüstçe anlatmalarý gerekiyor. Sadece "döneceðiz" ezberinin ötesinde bir þeyler söyleme zorunluluðunun ortaya çýkmasýyla birlikte, zaaflar da peþ peþe dökülüyor.
Ve inanýn bu basit sorulara inandýrýcý cevaplar bulmalarý çok zor.
Birincisi, bu millete koalisyonlar ve krizlerden baþka hiçbir þey vermeyen ve bizden çok, "parlamenter sistem" diye bize yutturanlarýn iþine yarayan o "vesayet sistemi"ne neden geri dönmek istediklerini izah etmeleri gerekir.
Ýkincisi ise sanki 2023 seçimlerini kazanýrlarsa Türkiye ertesi gün parlamenter sisteme geçecekmiþ gibi bir algý oluþturma sahtekârlýðýndan vazgeçip, bu deðiþikliði nasýl yapacaklarýný dürüstçe anlatmak zorundalar.
Ýþte bu noktada sanýrým iþler sarpa sarmýþ durumda. Görünüþe bakýlýrsa daha "istikþâfi" barajýný aþamamýþlar. Zaten bu garip yelpazenin "Erdoðan düþmanlýðý" dýþýnda bir sözbirliði saðlamasý eþyanýn tabiatýna aykýrýdýr. Saðlamýþlarsa, birileri kendisini inkâr etmiþ, ötekine teslim olmuþ demektir.
Nitekim daha yapacaklarý toplu açýklamada nasýl oturacaklarýnda bile anlaþamamýþlar.
TAKRÝR-Ý SÜKUNCULAR GÝBÝ BEÐENMEDÝKLERÝNÝ SUSTURUYORLAR
Bu arada kamuoyu araþtýrmasý yapan þirketleri; üniversiteleri uyarýyorum. Sakýn ha "Millet, Cumhurbaþkanlýðý Yönetim Sistemine destek veriyor" gibi bir sonuç açýklamaya kalkmayýn.
Sakýn haa...
Vermesin, verdirmeyin...
Benden söylemesi...
En son Kadir Has Üniversitesi "Halkýn yüzde 55.4'ü Cumhurbaþkanlýðý Sistemine destek veriyor. Yüzde 32'ye karþýlýk 38.7'si baþarýlý buluyor" diye bir sonuç açýkladý. Ýnanýn piþman ettiler. Bir daha böyle bir hata(!) yapacaklarýný sanmýyorum!
Böyle bir sonuç açýklarsanýz "muhalif" olmanýz da sizi kurtarmaz! Bu üniversitenin "muhalif bir Aydýn" olan öðretim üyesi, Haber Türk'teki sürekli katýldýðý programda, yýllardýr çok iyi anlaþtýðý muhalif moderatöre, bu sonuçlarýn hesabýný verirken ecel teri döktü. Sosyal medyadaki linç kampanyasýný hiç sormayýn.
Artýk öðrenin, konu "Erdoðan üzerinden Türkiye düþmanlýðý" ise, ilke; etik; demokrasi; objektiflik gibi þeyler teferruattýr.