Küresel salgýn, etkili olduðu her ülkede siyasi ve ekonomik anlamda hasar býraktý. Hatta küresel sistemin iþleyiþ zincirine darbe vurdu.
Hasar tespiti için biraz zamana ihtiyaç var, yaþayýp göreceðiz...
Ancak þu kadarýný þimdiden söyleyebiliriz; salgýn tarihin seyrini, sürgit akýþýný tersine falan çevirmedi, çevirmeyecek de...
Çünkü tarihsel anlamda büyük buhranlar ya da bunalýmlar, daha çok, zaten olmakta olanýn hýzýný artýrýr. Yani pandemi sonrasýnda kurulacak dünya düzeni, güç dengeleri, meydan okumalar dünkü tahminlerimizden bambaþka þekilde tezahür etmeyecek.
Çünkü tarihte de travmatik kýrýlmalar, olmakta olaný hýzlandýrmýþtýr genellikle. Pandeminin de benzer bir etkisi olacaktýr.
Bizi çok þaþýrtacak geliþmelerle karþýlaþmayacaðýz, misal Avrupa’ya sosyalizm falan gelmeyecek...
Abdüllatif Þener mi demiþti, pandemi sonrasýnda bugünkü iktidarlarýn hiçbiri kalmayacak, diye... Böyle boþ laflar edenler yanýlacaklar ama kapitalizmin kendini saðaltmak adýna küresel sistemi tadil ettiðini görenler, analizlerini daha da derinleþtirecek.
Bütün ufku AB olan, kendi ülkelerine dahi Batý penceresinden bakan entelektüeller deðil ama meseleyi ciddiye alanlar 2. Dünya Savaþý sonrasý kurulan liberal düzenin ve küreselleþmenin artýk Batý’yý zenginleþtirmediðinin farkýndalar. AB’nin sorgulanmaya baþlanmasý, aþýrý saðýn yükselmesi, Trump tipi liderlerin güç kazanmasý vs. bu sürecin getirisi. Pandemi bu akýþý tersine çevirecek deðil, muhtemelen sadece hýzlandýracak. Avrupa Birliði tümden daðýlmasa bile “sosyal mesafeyi koruyan bir birlik” modeline evrilebilir...
Pandemi sonrasýna dair kendi ideolojilerinin hayalini kuran popüler entellere deðil de bir kaygýyla ama rasyonelliði elden býrakmadan okuyan ve analiz edenlere kulak vermek lazým bu dönemde.
Ýktidar puan topladý, muhalefet kendini kaybetti
Gelelim Türkiye’ye....
Türkiye son 7-8 yýldýr bölgesinde en çok hýrpalanan ülke oldu. Her türlü meydan okumaya maruz kaldý. Bu mücadele sürecinde tüm bu saldýrý biçimlerine karþý baðýþýklýk kazandý. Ýdmanlý yani...
Siyasi, askeri ve ekonomik alanda kapasite geniþletti. Sorun çözme kabiliyetini yükseltti. Korona salgýný süresince Türkiye’nin kriz yönetiminde gösterdiði baþarý tüm bu hazýrlýklarýn üzerine elde ettiði bir kapasite aslýnda. Alt yapýnýz hazýr deðilse böyle bir salgýnda saðlýk sisteminizin ayakta kalmasý zor. Saðlýk politikalarýndaki ileri görüþlülük ve vizyon sayesinde yapýlan yatýrýmlar, sektörle ilgili tüm kalemlerde Türkiye’nin 15 yýl öncesine kýyasla 4-5 kat büyümesini saðladý. Bu sayede de Kovid 19 tedavisi ve salgýný kontrol altýna almak noktasýnda inkar edilemez bir baþarý gösterdi. Öyle ki ABD ve Ýngiltere gibi dünyanýn en büyük ekonomileri çuvallarken Türkiye bu ülkelere saðlýk ekipmaný yardýmýnda bulundu.
Kovid 19 sürecini kendi içinde iyi yönetmekle kalmadý bu vesileyle bir kamu diplomasisi baþarýsý da sergiledi.
Ve tüm bunlarý Türkiye’yi mütemadiyen aþaðý çekmeye çalýþan bir muhalefete raðmen taptý.
Muhalefete ayrý baþlýk açmak lazým, anlatmakla bitecek gibi deðil zira. Þu kadarýný söylemekle yetinelim; özellikle CHP tam anlamýyla afalladý. Hata üstüne hata yapýyor. Normalde kriz dönemleri iktidarý yýpratýr, fakat bizde muhalefet yýpranýyor. Neden?
Neden olacak, muhalefet ederken siyaset dýþýnda her yolu mubah gördükleri için. Militan tipleri partiye topladýklarý için, aklýyla deðil öfkesiyle konuþanlarý parti yönetimine aldýklarý için, bütünlüklü ve alternatif olabilecek tek satýr öneri ortaya koyamadýklarý için... Hizmet deðil þov yaptýklarý için. Hasbiliði deðil kurnazlýðý meziyet saydýklarý için...
Yalanla, saldýrganlýkla, darbe tehdidiyle siyaset yapýlmaz.
Ne þah ne vezir olursunuz, ancak rezil olunur.