Savunma Sanayii Başkanlığı, TÜSİAD'a güvenebilir mi?

Gecikmeli de olsa, "Türkiye yönetilemiyor, bu hükümet gitmeli" algı operasyonuna, yani Biden cephesine TÜSİAD yönetimi de sürüldü.

ABD Başkanı Biden, biliyorsunuz daha Başkan seçilmeden önce Erdoğan'ı devirmek için darbe dışındaki yolların kullanılması projesini ortaya atmıştı.

Muhalefet partileri, PKK, FETÖ, fonlanan medya/sosyal medya, 5. Kol elemanları, etki ajanları hepsi bir süredir zaten devredeydi.

Nihayet, Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) da sütre gerisinden çıktı.

Kılıçdaroğlu'nun Aralık 2021'deki telefonu ile erken seçim baskılarında da TÜSİAD rol kapmıştı.

Hayat pahalılığı, enflasyon, döviz kuru üzerinden yürütülen algı operasyonunda, TÜSİAD'ın görev alması elbette şaşırtıcı değil.

TÜSİAD, küresel sermayeye göbek bağı ile bağlı küreselci bir etki odağı.

Milletin değerleri ile hiç barışık olmadılar. Milletin safında hiç durmadılar.

Dün AK Parti Grup Toplantısındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan niye bir defa da TÜSİAD'a patladı?

Birkaç gün önce TÜSİAD Yüksek İstişare (YİK) toplantısı oldu.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan; Türkiye'nin, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri konusundaki politikasını/duruşunu eleştirdi. CHP ne dediyse aynısı tekrarladı. "Müzakere yoluyla, karşılıklı anlayış ile" çözüm çağrısı yaptı. (Bir defa da Türkiye'nin yanında durun vicdansızlar...)

Cumhurbaşkanı Erdoğan da ağzının payını verdi:

"Ey TÜSİAD'ın başına gelen beyefendi, dış politikada bize ders veremezsin. Önce haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Biz İsveç, Finlandiya... neden bunlara tavır alıyoruz. Sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız. Ey TÜSİAD siz onların yanında yer alabilirsiniz, biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. Bunu bilesiniz. Sizden önce gelen ağa babalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum siz de aynı kafadasınız. TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın. Sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz... CHP, oradan neyi sufle ediyorlarsa siz de aynı şekilde konuşuyorsunuz. Bu kapı yerli ve milli duruş sergileyene açıktır, sergilemeyene kapalıdır."

TÜSİAD'ın milli değerlerden kopuk sicili epey kabarıktır.

Temel bütün milli ve manevi konularda TÜSİAD, hep yabancı merkezlerin/zihniyetlerin yanında yer aldı.

Darbe dönemlerinde cuntacıları cesaretlendiren, imam hatip okullarının kapatılması için raporlar hazırlayanlar onlardı.

Başkanlık sistemini hiç istemediler.

2018'de TSK'nın Afrin'de PKK/PYD'ye karşı yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtı'nı eleştirenlere sahip çıkan TÜSİAD olmuştu.

Gezi olaylarında, "vatandaşların çoğulculuk, katılımcılık taleplerinin dikkate alınması"nı tavsiye eden de TÜSİAD'dı...

PKK ve FETÖ terör örgütlerine karşı bir dik duruşu, bu zihniyet sahiplerinde hiç görmedik.

AK Parti ile Cumhur İttifakı ile TÜSİAD'ın yıldızı hiç barışmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun temel sebebini veciz şekilde ifade etti: "Yerli ve milli duruş sergilemeyenlere kapımız açık değil..."

19 Aralık 2021'dek İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada Erdoğan yalın gerçeği en sert biçimde söylemişti:

"Ey TÜSİAD ve yavruları, sizlere sesleniyorum. Kalkıp hükümete saldırmanın farklı versiyonlarını aramayın. Bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de iyi biliyorum."

TÜSİAD'ın devlete, millete yabancılaşmış yapısına karşı en can alıcı soru şudur:

Savunma Sanayii Başkanlığı, bugün sürdürdüğü gurur verici hamlelerinde TÜSİAD'a güvenebilir mi?