Seçim sonrasý huzur bulanlar, huzursuz olanlar…

Seçimler sonunda iki Türkiye var.

Gülen yüzlerin olduðu Türkiye'de, Erdoðan'ýn Cumhurbaþkaný seçilmesi ve Cumhur Ýttifaký'nýn Meclis'te çoðunluðu elde etmesiyle bir huzur, sükun, güven ve istikrar atmosferi var.

Devlet çarkýnýn iþleyiþinde bir ahenk, heyecan, yarýnlar için umut ortamý var.

Sayýn Cumhurbaþkaný KKTC ve Azerbaycan'a gitti. Her iki kardeþ devlette Türkiye'ye olan muhabbet doruklardaydý. Erdoðan'ýn seçim baþarýsý, kendisine olan sevgi, yarýnlar için umutlarý tazeledi.

Diðer Türkiye fotoðrafýnda ise 6'lý masadakiler daðýldýðý gibi, masayý kuran CHP darmaduman oldu.

Hâlâ yenildiler mi, yenilmediler mi tartýþmasýnýn içinde suçlu arýyorlar.

Gemi aðýr darbe almýþ, Kýlýçdaroðlu "bak, kaptan benim" diye baðýrýyor...

Dikkat çeken nedir?

Erdoðan ve Cumhur Ýttifaký, kazanmanýn, yeni hizmetler için heyecan duymanýn halet-i ruhiyesi içindeyken, muhalefet bloðu, yýkýcý bir karamsarlýðýn içine hapsoldu.

Kýlýçdaroðlu'nun þirazesi iyice kaydý.

Akþener'in sesi soluðu çýkmaz oldu.

HDP, hiç ummadýklarý bir gerilimin þaþkýnlýðý içinde. Kandil; hem onlarý, hem Kýlýçdaroðlu'nu yerden yere vuruyor.

Karamollaoðlu, Davutoðlu ve Babacan; Kýlýçdaroðlu'nu oyuna getirmenin, avantadan milletvekili kapmanýn sevincini, uyanýklýðýný gizlemeye çalýþýyor.

14 Mayýs ve 28 Mayýs seçimlerinin çok net bir fotoðrafý daha var.

Muhalefet, "Güçlendirilmiþ Parlamenter Sistem"i aðýzlarýna bile alamýyor.

Dün Bakanlar Kurulu toplantýsýndan sonra Cumhurbaþkaný Erdoðan da, partisinin Grup toplantýsýnda MHP lideri Bahçeli de ayný konuya deðindiler.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, milletimizin eski sisteme dönüþ talebini reddettiðini, parlamenter sistem tartýþmalarýnýn bir daha açýlmamak üzere kapandýðýný söyledi.

Evet, milletimiz öylesine yeni bir sayfa açtý ki, "Türkiye, bugün dünden daha güçlü ise bunu yeni yönetim sistemine borçlu."

Türkiye, bundan sonra dünyanýn ilk 10 ülkesinden biri olma yolunda hedeflerine daha hýzlý koþacak, bölgesinde gözünün içine bakýlmadan karar alýnamayacak bir güç olacaktýr.

Türk Devletleri Teþkilatý ayrý bir güç kaynaðý olacaktýr.

Türkiye artýk sadece bölgesel deðil, küresel anlaþmazlýklarda da aranýlan, güven veren bir arabulucu olacaktýr.

7'li masadakiler, kelimenin tam anlamýyla þapa oturmuþtur.

Kýzgýn ve öfkelidirler.

Kýlýçdaroðlu, "Kalemini satan ve onurlu davranmayan gazeteciler var" demeye baþladý.

Dün kendisini destekleyenler eleþtiriye baþlayýnca, fikir ifade hürriyetinden, ne anladýðýný da ortaya saçýverdi.

Ama kendisine cevaplar da gecikmedi.

Fatih Portakal, Sözcü TV'de, Kýlýçdaroðlu'na seslenerek, "Kimi kastediyorsanýz cesaretiniz varsa söyleyeceksiniz. Ama o cesaret yok sizde. " diye payladý CHP Genel Baþkanýný.

Fatih Altaylý; "12 seçim üst üste baþarýsýz olmuþ bir parti yönetiminin deðiþmesini istemek, seçim kaybetmeyi göbek adý yapmýþ bir liderden, artýk býrakmasýný istemek suç mu? Herkes baþarýsýzlýðý baþarý diye yutmak zorunda mý?" dedi.

Sadece CHP içinde, ÝYÝ Parti içinde kavgalar/çatýþmalar baþlamadý.

Seçimler öncesinde Kýlýçdaroðlu'nu destekleyen gazeteciler de birbirine girdi.

CHP tarafýndan fonlanan Tele 1'in Yayýn Yönetmeni Merdan Yanardað, Fatih Portakal'a, "Konforlu yerlerden konuþup ahkâm kesmeye kalkmayýn, bizleri kastediyorsanýz da aðzýnýzý çalkalayýn." dedi.

Evet, iki Türkiye fotoðrafý var.

Bir fotoðrafta güven ve istikrar içinde kalkýnmanýn heyecanýný, coþkusunu duyan, ileriye umutla bakanlarýn Türkiye'si.

Diðer tarafta da birbirlerinin boðazýna sarýlmýþ, kurultay kavgalarý ile ömür tüketen karamsar, bedbin ve öfkeli olanlarýn Türkiye'si...