Saray Bosna, Travnik, Mostar, Blagay, Prizren ve Priþtine'den notlarýmý aktarýrken sizlerle de paylaþmýþtým... Balkanlar, nefesini tutmuþ bizim seçimlerin sonuçlarýný bekliyor diye... Caddelerde yürürken Türkiye'den geldiðimizi fark eden esnafýn, pencereden bakan kadýnlarýn, camilerde ezan bekleyen dedelerin, öðretmenlerin, gençlerin, hep bir aðýzdan, 'Türkiye, Erdoðan Zafer Ýnþallah!'' diyerek coþkusunu bizlerle paylaþtýðýný hayretle seyretmiþtik...
Nitekim Mescid-i Aksa'dan, Kabil'den, Libya'dan, Azerbaycan'dan, Pakistan'dan, Hindistan'dan, Moritanya'dan, Mogadiþu'dan þükür nidalarý da yükseldi 28 Mayýs gecesinde...
Çok enteresan bir taraftar kitlesi oluþmuþ dýþarýda, hayretle ve ibretle izledik o gece... Fransa, Almanya, ABD, Yunanistan, PKK, FETÖ gibi dýþ çemberler Millet Ýttifaký ve Kýlýçdaroðlu'nu desteklerken... Balkanlar, Kafkasya, Afrika, Kudüs, Afganistan, Pakistan gibi ülkeler ise Cumhur Ýttifaký'ný ve Erdoðan'ý desteklediler. Birinciler her türlü maddi desteði, özellikle istihbarat davaþlarý ve medya üzerinden verirlerken, Ýkinciler ancak Allah'a dua ettiler...
Sonunda Allah'a dua edenler kazandý...
Seçim sonuçlarý, milletimize, ülkemize, mazlum coðrafyalara hayýrlar, güzellikler, bereketler getirsin inþallah. Allah kazananlara basiret ve feraset nasip etsin, en temiz ve en çalýþkan kadrolarla, Türkiye Yüzyýlý'nýn kapýsýný hep birlikte açalým inþallah...
Irkçýlýðý ile namlý Katie Hopkins; ''Ýslam bu kadar harikaysa, Müslümanlar niçin hep Hristiyanlarýn yaþadýðý ülkelere sýðýnmaya çalýþýyor?' sorusuyla yeniden öfkeleri üzerine çekti...
Aslýnda cevap, sarf edilmiþ bu kaba saba sorunun içinde saklý... Ýnsanlar niçin sýðýnýrlar? Ne zaman sýðýnma ihtiyacý duyarlar? Baþlarýna ne gibi kötü þeyler gelmiþ olabilir ki, onlar pek çok ölümcül tehlikeyi de göze alarak bir baþka ülkeye göç etmeye, sýðýnmaya karar verirler?
Edward Said'e göre: Göç etmek, yerinden yurdundan sürgün olmak, üstesinden gelinemeyecek kadar derin bir hüzündür. Ýnsanlar güle oynaya gitmezler baþka bir ülkeye sýðýnmaya! Baþlarýna çok kötü þeyler gelmiþtir, savaþ vardýr, soykýrým vardýr, iþgal vardýr, güvenlikleri kalmamýþtýr mesela veya yok edici bir kuraklýk, ölümcül açlýk, derin yoksulluklar ve yoksunluklar gibi insan karþýtý koþullar zorlar insanlarý sýðýnmaya...
Uluslararasý Göç Örgütü (IOM), 2020'de rekor sayýda kiþinin, þiddet ve çatýþma nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldýðýný açýkladý. Örgüt'ün hazýrladýðý Dünya Göç Raporu'na göre, geçtiðimiz yýl 26 milyon yeni mültecinin kaydý yapýldý. 55 milyon kiþi ülkeleri içinde yer deðiþtirmek zorunda kaldý. Birçok kiþi de doðal afetler nedeniyle evlerini terk etti. Rapora dikkat çekici bulgular var. Doðduðu ülke dýþýnda yaþayanlarýn sayýsý 281 milyona ulaþtý. Bu sayý 2019'da 272 milyon, 1990'da ise 128 milyondu. Küresel salgýna raðmen göçmen sayýsýnýn artmasý þaþýrtýcý bir paradoks!
Mülteciler, sýðýnmacýlar, muhacirler meselesi; artýk ekonomik ve siyasi bir mesele olmaktan çýkmýþtýr, ahlaki ve insani bir mesele haline gelmiþtir.
Geliþmiþ ülkeler, 'biz bu göçmenleri nasýl uzak tutarýz' demek yerine, küresel adaletsizliðe çözüm bulsalardý, göç sorun olmaktan çýkardý...
Küresel siyasal adalet ve küresel ekonomik adalet saðlanmadan, sýðýnma meselesi durdurulamaz...
Katie Hopkins, dünyada en geniþ sömürge coðrafyalarýný yýllarca istimlak etmiþ Birleþik Krallýk'ta yaþadýðýný unutuyor galiba... 1922'de sömürgeciliðin zirvesine ulaþtýðýnda Britanya Ýmparatorluðu, dünya nüfusunun 5'te 1'ini ve dünya toplam alanýnýn ise 4'te 1'ini yönetiyordu. Yaklaþýk 500 yýl süren sömürgecilik dönemi; köle ticareti, kölelerin sömürgelerde kullanýlmasý, katliamlar, kýtlýklar ve toplama kamplarýndaki zulümlerle dolu, üstelik sömürülen ülkelerin her türlü zenginliklerini de hortumlayarak...
Þimdi kalkmýþ, sömürdüðü, kanýný emdiði topraklarýn insanlarýna parmak sallýyor öyle mi?
Adaletsizlik, ýrkçýlýk, doðal afetler, savaþlar, soykýrýmlar, açlýk, yoksulluk bu þekilde devam ettiði sürece de mazlumlarýn göç dalgalarý, dalga olmaktan çýkýp, tsunami büyüklüðünde vuracak büyük ülkelerin kýyýlarýný...